21.04.2023 Views

Monarsi cagdan Anarsiye

Artık yerleşik ve doğal düzen buydu. Bir-kaç hafta geçmemişti ki yüzyıllardan beri böyleymiş gibi gelmeye başladı. Hele hele keskin dilli bir “Bayan Giyotin” vardı ki, zamanın başlangıcından beri buradaydı sanki. Giyotin konusunda bir sürü şaka yapılıyordu. Baş ağrılarınızı kökünden iyi ediyordu. Saçınızın ağarmasını engelli-yordu. Cildinize olağanüstü bir pembelik veriyordu. Sinek kaydı traş eden ulusal usturaydı. Kim Bayan Giyotin'i öpe-cek olsa, ufak bir pencereden bakıp, sepete hapşırıveriyordu! İnsan soyunun yeniden dirilişinin simgesiydi. Haç'tan daha çok önem taşıyordu. Göğüslerden haçlar çıkarılmış, yerlerine küçük giyotinler takılmıştı. Haç'ı yadsıyanlar Giyotin'e diz kırıyorlardı. Öyle çok kelle uçmuştu ki, toprak iğrenç bir kızıllıktaydı. Genç bir şeytan için düzenlenmiş bozyap gibiydi. Parçala-rına ayrılıyor, gerektiğinde de birleştiriliyordu. Gür sesleri susturuyor; güçlüleri perişan, iyisi ve güzeli yok ediyordu.

Artık yerleşik ve doğal düzen buydu. Bir-kaç hafta geçmemişti ki yüzyıllardan beri böyleymiş gibi gelmeye başladı. Hele hele keskin dilli bir “Bayan Giyotin” vardı ki, zamanın başlangıcından beri buradaydı sanki. Giyotin konusunda bir sürü şaka yapılıyordu. Baş ağrılarınızı kökünden iyi ediyordu. Saçınızın ağarmasını engelli-yordu. Cildinize olağanüstü bir pembelik veriyordu. Sinek kaydı traş eden ulusal usturaydı. Kim Bayan Giyotin'i öpe-cek olsa, ufak bir pencereden bakıp, sepete hapşırıveriyordu! İnsan soyunun yeniden dirilişinin simgesiydi. Haç'tan daha çok önem taşıyordu. Göğüslerden haçlar çıkarılmış, yerlerine küçük giyotinler takılmıştı. Haç'ı yadsıyanlar Giyotin'e diz kırıyorlardı. Öyle çok kelle uçmuştu ki, toprak iğrenç bir kızıllıktaydı. Genç bir şeytan için düzenlenmiş bozyap gibiydi. Parçala-rına ayrılıyor, gerektiğinde de birleştiriliyordu. Gür sesleri susturuyor; güçlüleri perişan, iyisi ve güzeli yok ediyordu.

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Monarşiden Anarşiye<br />

göksel bereketleri insanlara açıklaması, merhametli işlerini yaptığı günler, dağlardaki dua<br />

geceleri, O’nun iyiliğini reddeden kötü niyetli düzenler, Getsemani’de dünyanın günahları<br />

altında ezilirken çektiği acılar, cani kalabalığa teslime edilmesi, dehşet gecesinin tüm<br />

olayları - öğrencileri tarafından terk edilmesi, baş kahinin sarayında alıkonması, Pilatus’un<br />

yargı kürsüsüne çıkması, Hirodes’in önüne getirilmesi, hakarete uğraması, işkence çekmesi<br />

ve ölüme mahkum edilmesi - canlı bir şekilde gözler önüne serilir.<br />

Şimdi de kalabalığın önünde son sahneler belirmektedir. Elemler adamı ölüme doğru<br />

yürür; göklerin önderi çarmıha asılır; Kahinler ve din önderleri O’nun acılarıyla alay eder;<br />

Dünyanın Kurtarıcısı canını verdiği anda ortalık doğaüstü bir karanlığa bü-rünür.<br />

Korkunç olaylar, hiç değişmeden gösterilir. Şeytan ve izleyicileri, bu sahnelere bakmak<br />

zorunda bırakılır. Her oyuncu, rolünü anımsar. Beytlehemli masum çocukları katleden<br />

Hirodes, Vaftizci Yahya’nın kanından sorumlu Herodiya, zayıf karakterli Pilatus, alaycı<br />

askerler, “O’nun kanı, bizim ve çocuklarımızın üzerine olsun!” diye bağıran çılgın kalabalık<br />

- bunların hepsi şimdi O’nun tanrısal çehresinden kaçıp saklanmak için boşuna çevreye<br />

bakınır. Öte yandan kurtulanlar, taçlarını Kurtarıcının ayaklarının dibine atarak “O benim<br />

için öldü!” diye bağırmaktadırlar.<br />

Zalim ve kötü bir canavar olan Nero oradadır; acı çektirmekten Şeytanca bir zevk<br />

duyduğu insanların sevincine tanık olmaktadır. O’nun annesi de, kendi işlerinin sonucunu<br />

görmektedir; kendi tutkularının ve kötü bir örnek oluşunun dünyayı sarsan suçlar olarak<br />

nasıl meyve verdiğini fark eder.<br />

Mesih’in elçileri olduklarını iddia eden, ama O’nun halkını bastırmak için dayağı,<br />

zindanı ve hapsi kullanan papa yanlısı rahipler ve papazlar da oradadır. Kendilerini<br />

Tanrı’nın üzerinde yücelten ve En Yüce Olan’ın yasasını değiştirmeye cüret eden kibirli<br />

papalar da oradadır. Onların Tanrı’ya verecek bir hesabı vardır. Her şeyi bilen Rab’bin,<br />

kendi yasasını kıskandığını çok geç öğrenmişlerdir. Mesih’in, acı çeken halkıyla<br />

özdeşleştiğini artık anlamışlardır. Kötü dünyanın tümü, gökyüzünün yönetimine karşı<br />

işlenen büyük hainlik yüzünden suçlu durumdadır. Davalarını savunacak kimseleri yoktur;<br />

mazeretleri de kalmamıştır; sonsuz ölüm hükmüne mahkum olmuşlardır.<br />

Kötüler isyanları nedeniyle kaybettiklerini görürler. Kaybolan can, “Bütün bunlar benim<br />

olabilirdi. Esenliği, mutluluğu ve onuru sefaletle, çaresizlikle ve ümitsizlikle değiştirdim”<br />

diye hayıflanır. Hepsi de gökyüzünden dışlanmalarının adil bir karar olduğunu görmektedir.<br />

“Bu adamın (İsa’nın) üzerimize kral olmasını istemiyoruz” diyerek yaşamışlardır.<br />

Şeytan yenik düşüyor<br />

Kötüler büyülenmiş bir şekilde Tanrı Oğlunun taç giymesini izlerler. O’nun ellerinde<br />

kendilerinin küçümsediği tanrısal yasa tabletlerini görmektedirler. Kurtulanlardan yükselen<br />

hayranlık bağ- rışlarına tanık olurlar. Melodiler kentsiz olanların kulağına erişir; “Ey<br />

259

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!