21.04.2023 Views

Monarsi cagdan Anarsiye

Artık yerleşik ve doğal düzen buydu. Bir-kaç hafta geçmemişti ki yüzyıllardan beri böyleymiş gibi gelmeye başladı. Hele hele keskin dilli bir “Bayan Giyotin” vardı ki, zamanın başlangıcından beri buradaydı sanki. Giyotin konusunda bir sürü şaka yapılıyordu. Baş ağrılarınızı kökünden iyi ediyordu. Saçınızın ağarmasını engelli-yordu. Cildinize olağanüstü bir pembelik veriyordu. Sinek kaydı traş eden ulusal usturaydı. Kim Bayan Giyotin'i öpe-cek olsa, ufak bir pencereden bakıp, sepete hapşırıveriyordu! İnsan soyunun yeniden dirilişinin simgesiydi. Haç'tan daha çok önem taşıyordu. Göğüslerden haçlar çıkarılmış, yerlerine küçük giyotinler takılmıştı. Haç'ı yadsıyanlar Giyotin'e diz kırıyorlardı. Öyle çok kelle uçmuştu ki, toprak iğrenç bir kızıllıktaydı. Genç bir şeytan için düzenlenmiş bozyap gibiydi. Parçala-rına ayrılıyor, gerektiğinde de birleştiriliyordu. Gür sesleri susturuyor; güçlüleri perişan, iyisi ve güzeli yok ediyordu.

Artık yerleşik ve doğal düzen buydu. Bir-kaç hafta geçmemişti ki yüzyıllardan beri böyleymiş gibi gelmeye başladı. Hele hele keskin dilli bir “Bayan Giyotin” vardı ki, zamanın başlangıcından beri buradaydı sanki. Giyotin konusunda bir sürü şaka yapılıyordu. Baş ağrılarınızı kökünden iyi ediyordu. Saçınızın ağarmasını engelli-yordu. Cildinize olağanüstü bir pembelik veriyordu. Sinek kaydı traş eden ulusal usturaydı. Kim Bayan Giyotin'i öpe-cek olsa, ufak bir pencereden bakıp, sepete hapşırıveriyordu! İnsan soyunun yeniden dirilişinin simgesiydi. Haç'tan daha çok önem taşıyordu. Göğüslerden haçlar çıkarılmış, yerlerine küçük giyotinler takılmıştı. Haç'ı yadsıyanlar Giyotin'e diz kırıyorlardı. Öyle çok kelle uçmuştu ki, toprak iğrenç bir kızıllıktaydı. Genç bir şeytan için düzenlenmiş bozyap gibiydi. Parçala-rına ayrılıyor, gerektiğinde de birleştiriliyordu. Gür sesleri susturuyor; güçlüleri perişan, iyisi ve güzeli yok ediyordu.

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Monarşiden Anarşiye<br />

Başlangıçta günahsız olan kötü ruhlar, Tanrı’nın şu anki kutsal hizmetkarlarıyla doğada,<br />

güçte ve yücelikte eşit olarak yaratılmışlardı. Ancak günah yoluyla düşerek Tanrı’yı küçük<br />

düşürmek ve insanları yıkıma uğratmak için birlikte çalışmaktadırlar. Şeytan’la birlikte<br />

ayaklanarak tanrısal yetkiye karşı savaşta işbirliği yapmışlardır.<br />

Eski Antlaşma onların varlığından söz etmektedir, ancak kötü ruhların güçlerini en<br />

çarpıcı şekilde gösterdikleri zaman, Mesih’in yeryüzünde bulunduğu zamandı. Mesih<br />

insanlığın kurtuluşu için gelmişti; Şeytan ise dünyayı kontrol etmeye kararlıydı. Filistin<br />

dışında kalan tüm yeryüzünde putperestlik etkinliğini yerleştirmeyi başarmıştı. Ayartıcıya<br />

tümüyle boyun eğmeyen tek ülkeye Mesih geldi. Sevecen kollarını açarak herkesi<br />

kendisinde esenlik ve bağış bulmaya davet etti. Karanlığın orduları, Mesih’in görevi başarılı<br />

olursa, egemenliklerinin kısa sürede sona ereceğini biliyorlardı.<br />

İnsanların cine tutsak olabileceği İncil’de açıkça belirtilmektedir. Bu tutsaklığı yaşayan<br />

insanlar, yalnızca doğal nedenlerden hastalanmıyordu. Mesih, sorunun kökeninde kötü<br />

ruhların yattığını görebiliyordu. Gadara’daki cinliler, köpürüyor, bağırıyor ve kıvranıyor,<br />

hem kendilerine zarar veriyor, hem de yaklaşan herkes için tehlike oluşturuyordu. Onların<br />

yaralı, şekilsiz bedenleri, ka-ranlığın prensi için hoş bir görüntü oluşturuyordu. Acı çeken<br />

insanları kontrol eden cinlerden biri; “Adım Tümen. Çünkü sayımız çok” demişti (Markos<br />

5:9). Roma ordusundaki bir tümen, üç ve beş bin kişiden oluşuyordu. Ne var ki İsa’nın<br />

verdiği buyrukla kötü ruhlar kurbanlarını bıraktılar. İnsanlar da sakinleşerek kafalarını<br />

topladılar ve kendilerine geldiler. Cinler bir domuz sürüsüne girdiler ve denize<br />

yuvarlandılar. Gadara’nın sakinleri için kayıpları, Mesih’in bereketinden daha baskın çıktı:<br />

İsa’nın oradan ayrılmasını istediler. (Bkz. Matta 8:22-34). Kayıplarının suçunu İsa’ya attılar.<br />

Şeytan, insanların bencil korkularını uyandırarak, onları İsanın sözlerini dinlemekten<br />

alıkoydu.<br />

Mesih, kötü ruhların domuzları yok etmesine izin vererek kazanç uğruna kirli hayvanları<br />

yetiştiren Yahudileri paylamış oldu. Eğer Mesih cinleri dizginlememiş olsaydı, yalnızca<br />

domuzları değil, onların bakıcılarını ve sahiplerini de denize atacaklardı.<br />

Bu olaya izin verilmesinin başka bir nedeni de öğrencilerin, Şeytan’ın hem insan hem de<br />

hayvan üzerindeki zalim gücünü görmeleri ve böylece onun hileleri tarafında tuzağa<br />

düşmemeye dikkat etmeleriydi. İsa ayrıca, kendisindeki Şeytan’ın tutsaklığını kırma gücünü<br />

başka insanların da görmesini istemişti. İsa oradan ayrıldıktan sonra özgür kılınan insanlar,<br />

Kurtarıcı’nın merhametini ilan etmek için kaldılar.<br />

Başka örnekler de kayıt edilmiştir: Bir adamın cine tutsak olan Suriye-Fenikeli bir kız<br />

vardı (Markos 7:26-30). Başka bir genci ateşe, suya atan ve yok etmek isteyen bir ruh vardı<br />

(Markos 9:17- 27). Kefernahum’daki Sept günü sakinliğini bozan başka bir cinli daha vardı<br />

(Luka 4:33-36). Kurtarıcı onların hepsini iyileştirdi. Mesih hemen her durumda, cine zeki<br />

bir varlıkmış gibi sesleniyor ve kurbanına artık işkence etmemesini buyuruyordu.<br />

200

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!