21.04.2023 Views

Monarsi cagdan Anarsiye

Artık yerleşik ve doğal düzen buydu. Bir-kaç hafta geçmemişti ki yüzyıllardan beri böyleymiş gibi gelmeye başladı. Hele hele keskin dilli bir “Bayan Giyotin” vardı ki, zamanın başlangıcından beri buradaydı sanki. Giyotin konusunda bir sürü şaka yapılıyordu. Baş ağrılarınızı kökünden iyi ediyordu. Saçınızın ağarmasını engelli-yordu. Cildinize olağanüstü bir pembelik veriyordu. Sinek kaydı traş eden ulusal usturaydı. Kim Bayan Giyotin'i öpe-cek olsa, ufak bir pencereden bakıp, sepete hapşırıveriyordu! İnsan soyunun yeniden dirilişinin simgesiydi. Haç'tan daha çok önem taşıyordu. Göğüslerden haçlar çıkarılmış, yerlerine küçük giyotinler takılmıştı. Haç'ı yadsıyanlar Giyotin'e diz kırıyorlardı. Öyle çok kelle uçmuştu ki, toprak iğrenç bir kızıllıktaydı. Genç bir şeytan için düzenlenmiş bozyap gibiydi. Parçala-rına ayrılıyor, gerektiğinde de birleştiriliyordu. Gür sesleri susturuyor; güçlüleri perişan, iyisi ve güzeli yok ediyordu.

Artık yerleşik ve doğal düzen buydu. Bir-kaç hafta geçmemişti ki yüzyıllardan beri böyleymiş gibi gelmeye başladı. Hele hele keskin dilli bir “Bayan Giyotin” vardı ki, zamanın başlangıcından beri buradaydı sanki. Giyotin konusunda bir sürü şaka yapılıyordu. Baş ağrılarınızı kökünden iyi ediyordu. Saçınızın ağarmasını engelli-yordu. Cildinize olağanüstü bir pembelik veriyordu. Sinek kaydı traş eden ulusal usturaydı. Kim Bayan Giyotin'i öpe-cek olsa, ufak bir pencereden bakıp, sepete hapşırıveriyordu! İnsan soyunun yeniden dirilişinin simgesiydi. Haç'tan daha çok önem taşıyordu. Göğüslerden haçlar çıkarılmış, yerlerine küçük giyotinler takılmıştı. Haç'ı yadsıyanlar Giyotin'e diz kırıyorlardı. Öyle çok kelle uçmuştu ki, toprak iğrenç bir kızıllıktaydı. Genç bir şeytan için düzenlenmiş bozyap gibiydi. Parçala-rına ayrılıyor, gerektiğinde de birleştiriliyordu. Gür sesleri susturuyor; güçlüleri perişan, iyisi ve güzeli yok ediyordu.

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Monarşiden Anarşiye<br />

Öğrencilere diri Rab’bin yüce müjdesi emanet edildi. Böylesine acı bir deneyim yaşamları<br />

onları bu göreve hazırlamıştı.<br />

İsa dirilişten sonra öğrencilerine Emmayus yolunda göründü; “Musa’nın ve tüm<br />

peygamberlerin yazılarından başlayarak, Kutsal Yazıların hepsinde kendisiyle ilgili olanları<br />

onlara açıkladı. İsa’nın amacı ‘peygamberlik sözlerinin onlar için daha büyük bir<br />

kesinlik kazanmasıydı” (Luka 24:27; 2.Petrus 1:19). Bu yüzden Rab, yal-nızca kendi kişisel<br />

tanıklığına değil, Eski Antlaşma’nın peygamberliklerine de değindi. Bu bilgiyi öğrencilerine<br />

verirken ilk adım olarak onları ‘Musa’nın ve tüm peygamberlerin yazılarına’ yönlendirdi.<br />

Ümitsizlikten güvenceye<br />

Öğrenciler öncekinden de kesin bir şekilde, yasada Musa’nın söz ettiği ve<br />

peygamberlerin yazdığı kişiyi buldular. Belirsizlik ve ümitsizlik, güvenceye ve katıksız<br />

imana dönüştü. Öğrenciler mümkün olabilecek en sıkı sınavdan geçtikten sonra Tanrı<br />

sözünün zaferle başarıya ulaştığını görüyorlardı. Bundan sonra imanlarına kim dur<br />

diyebilirdi? En keskin acıda güçlü bir teselli buldular. “Gemi demiri gibi sağlam ve<br />

güvenilir bir ümide” kavuştular (İbraniler 6:18, 19).<br />

Rab şöyle diyor: “Halkım bir daha utandırılmayacak.” “Göz- yaşlarınız belki bir gece<br />

akar, ama sabahla sevinç doğar” (Yoel 2:26; Mezmurlar 30:5). Diriliş gününde bu öğrenciler<br />

Kurtarıcılarıyla karşılaştılar ve O’nun sözlerini dinlerken yürekleri yandı. İsa göğe<br />

alınmadan önce onlara, “Dünyanın her yanına gidin, Müjde’yi bütün yaratılışa duyurun”<br />

dedi ve sonra, “Her an sizinle birlikteyim” diye ekledi (Markos 16:15; Matta 28:20).<br />

Pentikost gününde, vaat edilen teselli edici indiği zaman imanlılar, göğe alman Rab’bin<br />

varlığıyla sarsıldılar.<br />

Öğrencilerin bildirisinin 1844 bildirisiyle kıyaslanması<br />

Mesih’in ilk gelişinde öğrencilerin deneyimi, ikinci gelişini duyuranların deneyimine<br />

benzer. Öğrenciler, “Zaman doldu, Tan- rı’nın Egemenliği yakındır” diye nasıl vaaz<br />

ettilerse, Miller ve dostları da Kutsal Kitap’taki son peygamberlik döneminin dolduğunu,<br />

yargının yakın olduğunu ve sonsuz egemenliğin kapıda durduğunu duyurdular. Öğrencilerin<br />

zamana ilişkin vaazları, Daniel 9’daki yetmiş haftalık süreye dayanıyordu. Miller ve<br />

dostlarının bildirisi ise Daniel 8:14’teki 2300 günün sona erdiğini duyurdu. Yetmiş haftalık<br />

süre bunun bir parçasıydı. Her iki vaaz türü de aynı peygamberlik döneminin farklı bir<br />

kısmının yerine gelmesine dayanıyordu.<br />

İlk öğrenciler gibi William Miller ve dostları taşıdıkları bildiriyi tümüyle<br />

kavramamışlardı. Kilisede uzun süreden beri var olan bir yanılgı, peygamberliğin önemli bir<br />

unsurunun doğru yorumlanmasına engel oldu. Bu yüzden onlar, kendilerine emanet edilen<br />

Tanrı bildirisini duyurduysalar da, anlamını yanlış kavradıkları için hayal kırıklığına<br />

uğradılar.<br />

135

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!