21.04.2023 Views

Monarsi cagdan Anarsiye

Artık yerleşik ve doğal düzen buydu. Bir-kaç hafta geçmemişti ki yüzyıllardan beri böyleymiş gibi gelmeye başladı. Hele hele keskin dilli bir “Bayan Giyotin” vardı ki, zamanın başlangıcından beri buradaydı sanki. Giyotin konusunda bir sürü şaka yapılıyordu. Baş ağrılarınızı kökünden iyi ediyordu. Saçınızın ağarmasını engelli-yordu. Cildinize olağanüstü bir pembelik veriyordu. Sinek kaydı traş eden ulusal usturaydı. Kim Bayan Giyotin'i öpe-cek olsa, ufak bir pencereden bakıp, sepete hapşırıveriyordu! İnsan soyunun yeniden dirilişinin simgesiydi. Haç'tan daha çok önem taşıyordu. Göğüslerden haçlar çıkarılmış, yerlerine küçük giyotinler takılmıştı. Haç'ı yadsıyanlar Giyotin'e diz kırıyorlardı. Öyle çok kelle uçmuştu ki, toprak iğrenç bir kızıllıktaydı. Genç bir şeytan için düzenlenmiş bozyap gibiydi. Parçala-rına ayrılıyor, gerektiğinde de birleştiriliyordu. Gür sesleri susturuyor; güçlüleri perişan, iyisi ve güzeli yok ediyordu.

Artık yerleşik ve doğal düzen buydu. Bir-kaç hafta geçmemişti ki yüzyıllardan beri böyleymiş gibi gelmeye başladı. Hele hele keskin dilli bir “Bayan Giyotin” vardı ki, zamanın başlangıcından beri buradaydı sanki. Giyotin konusunda bir sürü şaka yapılıyordu. Baş ağrılarınızı kökünden iyi ediyordu. Saçınızın ağarmasını engelli-yordu. Cildinize olağanüstü bir pembelik veriyordu. Sinek kaydı traş eden ulusal usturaydı. Kim Bayan Giyotin'i öpe-cek olsa, ufak bir pencereden bakıp, sepete hapşırıveriyordu! İnsan soyunun yeniden dirilişinin simgesiydi. Haç'tan daha çok önem taşıyordu. Göğüslerden haçlar çıkarılmış, yerlerine küçük giyotinler takılmıştı. Haç'ı yadsıyanlar Giyotin'e diz kırıyorlardı. Öyle çok kelle uçmuştu ki, toprak iğrenç bir kızıllıktaydı. Genç bir şeytan için düzenlenmiş bozyap gibiydi. Parçala-rına ayrılıyor, gerektiğinde de birleştiriliyordu. Gür sesleri susturuyor; güçlüleri perişan, iyisi ve güzeli yok ediyordu.

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Monarşiden Anarşiye<br />

Sept günü nasıl değiştirildi?<br />

Peygamberliğe göre papalık, ‘belirlenen zamanları ve yasa-ları’ değiştirmeye çalışacaktı<br />

(Daniel 7:25). İmanlıların tapınmasında resimler ve azizlerin kalıntıları yer almaya<br />

başlamıştı. Genel konseyin kararı (Ek’e bkz.) bu putperestliği iyice kökleştirdi. Roma,<br />

Tanrı’nın yasasından putlara tapınmayı yasaklayan ikinci buyruğu çıkarmaya ve sayıyı<br />

korumak için onuncu buyruğu ikiye ayırmaya kalkıştı.<br />

Kilisenin önderleri, Tanrı’nın bereketli ve kutsal kıldığı Sept gününe ilişkin dördüncü<br />

buyruğu da çiğnediler (Yaratılış 2:2,3). Onun yerine putperestlerin kutsal güneş günü<br />

şenliğini yücelttiler. İlk yüzyıllarda tüm imanlılar, gerçek Septi tutmaya devam ediyorlardı.<br />

Ne var ki Şeytan, diğer yanda kendi hedefine ulaşmak amacıyla işlev görüyordu. Pazar günü<br />

Mesih’in dirilişini onurlandıran bir şenlik yapılıyor, imanlı toplantılar düzenleniyordu. Ama<br />

Pazar günü sadece tatil günü olarak görülüyor, Sept günü ayrıca tutulmaya devam<br />

ediliyordu.<br />

Şeytan Mesih’in gelişinden önce Sept gününü, Yahudi halkı için ağır bir yük haline<br />

getirmişti. Sonra da bu sıkıntılı ağırlıktan faydalanarak Septi, bir ‘Yahudi’ geleneği gibi<br />

gösterdi. Dolayısıyla imanlılar Pazar gününü coşkulu şenliklerle kutlarlarken, Septin<br />

Yahudilere özgü keder ve karamsarlık günü olduğunu düşünmeye başladılar.<br />

İmparator Konstantin, Pazar gününü Roma İmparatorluğunda bir halk şenliği yapan<br />

fermanı ilan etti (Ek’e bkz.) Güneş günü putperestler ve imanlılar tarafından aynı şekilde<br />

onurlandırılmaya başlandı. Konstantin bunu kilise papazlarının arzusuyla yapmıştı. Güce<br />

susamış olan ruhban sınıfı aynı günün hem imanlılar hem de putperestler tarafından<br />

kutlanmasını istemişti. Çünkü böylece güya kilisenin gücü ve görkemi ilerlemiş olacaktı.<br />

Tanrı korkusuna sahip imanlıların bir kısmı, Pazar gününü belli düzeyde bir kutsallıkla<br />

anarlarken, dördüncü buyruğa itaat etmeye ve gerçek Septi tutmaya devam ediyorlardı.<br />

Baş aldatıcı henüz işini bitirmemişti. Mesih’in temsilcisi olan gururlu Papa aracılığıyla<br />

gücünü sergilemeye kararlıydı. Çeşitli kentlerden gelen üst düzeydeki ruhban sınıflarının<br />

katıldığı büyük konseyler toplandı. Her konseyde Sept günü biraz daha arka plana itilerek<br />

Pazar günü yüceltildi. Böylece putperest niteliğe sahip olan bir şenlik, tanrısal bir kural gibi<br />

onurlandırılmaya başladı. Kutsal Kitaptaki Septin, Yahudiliğin kalıntısı olduğu ve<br />

gözetilmemesi gerektiği ilan edildi.<br />

Yasa tanımaz adam kendisini tanrı diye anılan her şeyin üzerine çıkarmıştı (2.Selanikliler<br />

2:4). Gerçek ve yaşayan Tanrı’ya işaret eden tanrısal bir yasa değiştirilmişti. Dördüncü<br />

buyrukta Tanrı, Yaratıcı olarak açıklanıyordu. Yedinci gün, yaratılış eserinin hatırası olarak<br />

insan için kutsanmıştı. O gün, insanları tapınmaya yönlendirmek amacıyla onların<br />

zihinlerinde diri Tanrı’ya yer verilecekti. Şeytan insanları Tanrı’nın yasasına uymaktan<br />

döndürmeye çalıştı. Bu noktada onları özellikle Tanrı’yı Yaratıcı olarak sergileyen<br />

buyruktan döndürmüştü.<br />

18

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!