21.04.2023 Views

Monarsi cagdan Anarsiye

Artık yerleşik ve doğal düzen buydu. Bir-kaç hafta geçmemişti ki yüzyıllardan beri böyleymiş gibi gelmeye başladı. Hele hele keskin dilli bir “Bayan Giyotin” vardı ki, zamanın başlangıcından beri buradaydı sanki. Giyotin konusunda bir sürü şaka yapılıyordu. Baş ağrılarınızı kökünden iyi ediyordu. Saçınızın ağarmasını engelli-yordu. Cildinize olağanüstü bir pembelik veriyordu. Sinek kaydı traş eden ulusal usturaydı. Kim Bayan Giyotin'i öpe-cek olsa, ufak bir pencereden bakıp, sepete hapşırıveriyordu! İnsan soyunun yeniden dirilişinin simgesiydi. Haç'tan daha çok önem taşıyordu. Göğüslerden haçlar çıkarılmış, yerlerine küçük giyotinler takılmıştı. Haç'ı yadsıyanlar Giyotin'e diz kırıyorlardı. Öyle çok kelle uçmuştu ki, toprak iğrenç bir kızıllıktaydı. Genç bir şeytan için düzenlenmiş bozyap gibiydi. Parçala-rına ayrılıyor, gerektiğinde de birleştiriliyordu. Gür sesleri susturuyor; güçlüleri perişan, iyisi ve güzeli yok ediyordu.

Artık yerleşik ve doğal düzen buydu. Bir-kaç hafta geçmemişti ki yüzyıllardan beri böyleymiş gibi gelmeye başladı. Hele hele keskin dilli bir “Bayan Giyotin” vardı ki, zamanın başlangıcından beri buradaydı sanki. Giyotin konusunda bir sürü şaka yapılıyordu. Baş ağrılarınızı kökünden iyi ediyordu. Saçınızın ağarmasını engelli-yordu. Cildinize olağanüstü bir pembelik veriyordu. Sinek kaydı traş eden ulusal usturaydı. Kim Bayan Giyotin'i öpe-cek olsa, ufak bir pencereden bakıp, sepete hapşırıveriyordu! İnsan soyunun yeniden dirilişinin simgesiydi. Haç'tan daha çok önem taşıyordu. Göğüslerden haçlar çıkarılmış, yerlerine küçük giyotinler takılmıştı. Haç'ı yadsıyanlar Giyotin'e diz kırıyorlardı. Öyle çok kelle uçmuştu ki, toprak iğrenç bir kızıllıktaydı. Genç bir şeytan için düzenlenmiş bozyap gibiydi. Parçala-rına ayrılıyor, gerektiğinde de birleştiriliyordu. Gür sesleri susturuyor; güçlüleri perişan, iyisi ve güzeli yok ediyordu.

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Monarşiden Anarşiye<br />

İbraniler Kenan diyarına yerleştikten sonra, çadırın yerini Süleyman’ın tapınağı aldı. Bu<br />

tapınak kalıcı ve geniş bir yapıdan oluşmasına karşın, içinde aynı unsurlar bulunurdu ve<br />

benzer bir şekilde döşenmişti. Tapınak - Daniel’in zamanında harap olmasının dışında -<br />

Romalılar tarafından İ.S. 70 yılında yıkılıncaya kadar varlığını korudu. Kutsal Kitap’ın<br />

sözünü ettiği yeryüzündeki tek tapınak budur. Bu tapınak ilk antlaşmanın tapınağıdır. Peki<br />

ama yeni antlaşmanın da bir tapınağı yok mudur?<br />

Gerçeği araştıranlar tekrar İbraniler kitapçığına dönerek aynı sözlerde aslında ikinci ya da<br />

yeni antlaşmaya ait tapınaktan da söz edildiğini gördüler. “İlk antlaşmanın tapınma kuralları<br />

ve dünyasal tapmağı vardı.” Bir önceki bölümün başını okuduklarında şu sözleri gördüler:<br />

“Söylediklerimizin özü şudur: göklerde, yüce Olan’ın tahtının sağında oturan, kutsal yerde,<br />

insanın değil, Rab’bin kurduğu asıl tapınma çadırında görev yapan böyle bir başkahinimiz<br />

vardır” (İbraniler 8:1,2).<br />

Yeni antlaşmanın tapınağı burada açıklanmaktadır. İlk antlaşmanın tapınağı Musa<br />

tarafından yapılmıştır, oysa bu tapınağı yapan Rab’dir. O tapınakta dünyasal kahinler hizmet<br />

etmektedir. Oysa bu tapınakta Yüce Kahinimiz olan Mesih hizmet etmektedir. İlk tapınak<br />

yeryüzünde, oysa bu tapınak gökyüzündedir.<br />

Musa’nın yaptığı tapınak, bir örneğe göre yapılmıştı. Rab şöyle buyurdu: “Konutu ve<br />

eşyalarını sana göstereceğim örneğe tıpatıp uygun yapın. Her şeyi dağda sana gösterilen<br />

örneğe göre yapmaya özen göster.” İlk tapınağın ‘aslı göklerdeydi’, Kahinler, ‘göktekilerin<br />

örneği ve gölgesi olan bir tapınakta hizmet ediyorlardı.’ “Çünkü Mesih, asıl kutsal yerin<br />

örneği olup elle yapılmış kutsal yere değil, ama şimdi bizim için Tanrı’nın önünde<br />

görünmek üzere asıl göğe girdi” (Çıkış 25:9,40; İbraniler 9:23; 8:5; 9:24).<br />

Gökyüzündeki tapınak, Musa’nın yaptığı tapınağın sadece aslıydı. Yeryüzündeki<br />

tapınağın yüceliği, Mesih’in bizler için Tanrı’nın tahtının önünde hizmet ettiği göksel<br />

tapınağın yüceliğini yansıtmaktadır. Göksel tapınakla ve insanın kurtuluşuyla ilgili önemli<br />

gerçekler, yeryüzündeki tapınağa ve onun hizmetlerine bakılarak anlaşılabilirdi.<br />

İki bölme<br />

Gökyüzündeki tapınağın kutsal bölmeleri, yeryüzündeki tapınakta iki bölme şeklinde<br />

temsil ediliyordu. Yuhanna’ya, Tanrı’nın gökyüzündeki tapınağının bir görüntüsü verildi.<br />

‘Tahtın önünde alev alev yanan yedi meşaleyi’ gördü. ‘Altın bir buhurdan taşıyan başka bir<br />

melek’ gördü. Tahtın önündeki altın sunakta tüm kutsalların dualarıyla birlikte sunmak<br />

üzere kendisine çok miktarda buhur verildi (Esinleme 4:5; 8:3). Peygamber burada<br />

gökyüzündeki tapınağın ilk bölmesini gördü. ‘Yedi meşaleye’ ve ‘altın sunağa’ tanık oldu.<br />

Bunlar yeryüzündeki tapınakta yer alan altın kandillik ve buhurdanlıktı.<br />

“Sonra Tanrı’nın gökteki tapınağı açıldı ve tapınakta O’nun antlaşma sandığı görüldü”<br />

(Esinleme 11:19).<br />

159

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!