21.04.2023 Views

Monarsi cagdan Anarsiye

Artık yerleşik ve doğal düzen buydu. Bir-kaç hafta geçmemişti ki yüzyıllardan beri böyleymiş gibi gelmeye başladı. Hele hele keskin dilli bir “Bayan Giyotin” vardı ki, zamanın başlangıcından beri buradaydı sanki. Giyotin konusunda bir sürü şaka yapılıyordu. Baş ağrılarınızı kökünden iyi ediyordu. Saçınızın ağarmasını engelli-yordu. Cildinize olağanüstü bir pembelik veriyordu. Sinek kaydı traş eden ulusal usturaydı. Kim Bayan Giyotin'i öpe-cek olsa, ufak bir pencereden bakıp, sepete hapşırıveriyordu! İnsan soyunun yeniden dirilişinin simgesiydi. Haç'tan daha çok önem taşıyordu. Göğüslerden haçlar çıkarılmış, yerlerine küçük giyotinler takılmıştı. Haç'ı yadsıyanlar Giyotin'e diz kırıyorlardı. Öyle çok kelle uçmuştu ki, toprak iğrenç bir kızıllıktaydı. Genç bir şeytan için düzenlenmiş bozyap gibiydi. Parçala-rına ayrılıyor, gerektiğinde de birleştiriliyordu. Gür sesleri susturuyor; güçlüleri perişan, iyisi ve güzeli yok ediyordu.

Artık yerleşik ve doğal düzen buydu. Bir-kaç hafta geçmemişti ki yüzyıllardan beri böyleymiş gibi gelmeye başladı. Hele hele keskin dilli bir “Bayan Giyotin” vardı ki, zamanın başlangıcından beri buradaydı sanki. Giyotin konusunda bir sürü şaka yapılıyordu. Baş ağrılarınızı kökünden iyi ediyordu. Saçınızın ağarmasını engelli-yordu. Cildinize olağanüstü bir pembelik veriyordu. Sinek kaydı traş eden ulusal usturaydı. Kim Bayan Giyotin'i öpe-cek olsa, ufak bir pencereden bakıp, sepete hapşırıveriyordu! İnsan soyunun yeniden dirilişinin simgesiydi. Haç'tan daha çok önem taşıyordu. Göğüslerden haçlar çıkarılmış, yerlerine küçük giyotinler takılmıştı. Haç'ı yadsıyanlar Giyotin'e diz kırıyorlardı. Öyle çok kelle uçmuştu ki, toprak iğrenç bir kızıllıktaydı. Genç bir şeytan için düzenlenmiş bozyap gibiydi. Parçala-rına ayrılıyor, gerektiğinde de birleştiriliyordu. Gür sesleri susturuyor; güçlüleri perişan, iyisi ve güzeli yok ediyordu.

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Monarşiden Anarşiye<br />

Bu tören İsrailliler’e Tanrı’nın kutsallığını ve günahtan ne kadar çok iğrendiğini<br />

gösterecek şekilde tasarlanmıştı. Bu kefaret işlemi devam ederken her insan<br />

kederlenmeliydi. Her türlü iş ve güç bir kenara bırakılırdı: İsrail o günü dua, oruç ve yürek<br />

araştırmasıyla geçirirdi. Günahkarın yerine bir kurban kabul edilir, ama günah kurbanın<br />

kanıyla ortadan kalkmazdı; sadece tapınağa aktarılırdı. Kan sunusu yoluyla günahkar,<br />

yasanın yetkisini tanımış, günahını itiraf etmiş ve gelecek olan Kurtarıcıya imanını ifade<br />

etmiş olurdu. Ancak yasanın mahkumiyetinden tümüyle özgür kılınmış sayılmazdı. Kefaret<br />

Günü başkalım, sunuyu topluluktan alıp en kutsal yere girerdi. Sununun kanını merhamet<br />

kürsüsüne ve yasanın üzerine serperdi. Sonra da aracı olarak günahı kendi üzerine alır ve<br />

tapınaktan uzaklaştırırdı. Ellerini erkecin başı üzerine koyarak bütün bu günahları<br />

kendisinden erkece aktarırdı. Erkeç bütün günahları alıp götürür, halk da o günahlardan<br />

sonsuza dek ayrılmış kabul edilirdi.<br />

Göksel gerçeklik<br />

Yeryüzündeki tapınakta yapılan bu hizmetler gerçekte göksel tapınakta da yerine<br />

gelmektedir. Kurtarıcı göğe alındıktan sonra yüce kahinimiz olarak görev yapmaya<br />

başlamıştır: “Çünkü Mesih, asıl kutsal yerin örneği olup elle yapılmış kutsal yere değil, ama<br />

şimdi bizim için Tanrı’nın önünde görünmek üzere asıl göğe girdi” (İbraniler 9:24).<br />

Kahinin ilk bölmedeki kutsal yeri dış bölmeden ayıran ‘perdedeki’ hizmeti, Mesih’in<br />

göğe alındığında girdiği hizmeti temsil etmektedir. Kahin günlük hizmetinde Tanrı’nın<br />

önüne günah sunusunun kanını ve İsrail’in dualarıyla yükselen buhuru getirir. Mesih<br />

günahkarların uğruna kendi kanını, kendi doğruluğunun kokusunu ve günahkarların<br />

tövbelerini Baba’nın önüne getirerek O’na sunar. Gökteki tapınağın ilk bölmesindeki hizmet<br />

işte böyledir.<br />

Mesih’in öğrencilerinin imanı, göğe yükselirken O’nu izle-miştir. Ümitleri buradan<br />

kaynaklanmaktadır: “Canlarımız için gemi demiri gibi sağlam ve güvenilir olan bu ümit,<br />

perdenin öte tarafına geçer. İsa, Melkisedek düzenine göre sonsuza dek başkahin olup bizim<br />

uğrumuza oraya öncümüz olarak geçti. Erkeçlerin ve danaların kanıyla değil, sonsuz<br />

kurtuluşu sağlayarak kendi kanıyla kutsal yere ilk ve son kez girdi” (İbraniler 6:19,20;<br />

9:12).<br />

On sekiz yüzyıl boyunca bu iş tapınağın ilk bölmesinde sürüp gitmektedir. Mesih’in kanı<br />

tövbe eden imanlıların adına Baba’nın bağışlamasını ve kabullenmesini sağlamış, ama<br />

onların günahları yine de kayıt kitaplarında kalmıştır. Yılın sonundaki kefaret işlemi gibi<br />

Mesih de kefaret işlemini tamamlamalı ve tapınağı günahtan arındırmalıdır. İşte bu işlem,<br />

2300 günlük dönem sona erdiğinde başlamıştır. O zaman Yüce Kahin tapınağı kutsamak<br />

için en kutsal yere girmiştir.<br />

Yargılama işi<br />

162

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!