21.04.2023 Views

Monarsi cagdan Anarsiye

Artık yerleşik ve doğal düzen buydu. Bir-kaç hafta geçmemişti ki yüzyıllardan beri böyleymiş gibi gelmeye başladı. Hele hele keskin dilli bir “Bayan Giyotin” vardı ki, zamanın başlangıcından beri buradaydı sanki. Giyotin konusunda bir sürü şaka yapılıyordu. Baş ağrılarınızı kökünden iyi ediyordu. Saçınızın ağarmasını engelli-yordu. Cildinize olağanüstü bir pembelik veriyordu. Sinek kaydı traş eden ulusal usturaydı. Kim Bayan Giyotin'i öpe-cek olsa, ufak bir pencereden bakıp, sepete hapşırıveriyordu! İnsan soyunun yeniden dirilişinin simgesiydi. Haç'tan daha çok önem taşıyordu. Göğüslerden haçlar çıkarılmış, yerlerine küçük giyotinler takılmıştı. Haç'ı yadsıyanlar Giyotin'e diz kırıyorlardı. Öyle çok kelle uçmuştu ki, toprak iğrenç bir kızıllıktaydı. Genç bir şeytan için düzenlenmiş bozyap gibiydi. Parçala-rına ayrılıyor, gerektiğinde de birleştiriliyordu. Gür sesleri susturuyor; güçlüleri perişan, iyisi ve güzeli yok ediyordu.

Artık yerleşik ve doğal düzen buydu. Bir-kaç hafta geçmemişti ki yüzyıllardan beri böyleymiş gibi gelmeye başladı. Hele hele keskin dilli bir “Bayan Giyotin” vardı ki, zamanın başlangıcından beri buradaydı sanki. Giyotin konusunda bir sürü şaka yapılıyordu. Baş ağrılarınızı kökünden iyi ediyordu. Saçınızın ağarmasını engelli-yordu. Cildinize olağanüstü bir pembelik veriyordu. Sinek kaydı traş eden ulusal usturaydı. Kim Bayan Giyotin'i öpe-cek olsa, ufak bir pencereden bakıp, sepete hapşırıveriyordu! İnsan soyunun yeniden dirilişinin simgesiydi. Haç'tan daha çok önem taşıyordu. Göğüslerden haçlar çıkarılmış, yerlerine küçük giyotinler takılmıştı. Haç'ı yadsıyanlar Giyotin'e diz kırıyorlardı. Öyle çok kelle uçmuştu ki, toprak iğrenç bir kızıllıktaydı. Genç bir şeytan için düzenlenmiş bozyap gibiydi. Parçala-rına ayrılıyor, gerektiğinde de birleştiriliyordu. Gür sesleri susturuyor; güçlüleri perişan, iyisi ve güzeli yok ediyordu.

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Monarşiden Anarşiye<br />

Sonunda ilerleme buyruğu verilir. Tüm çağların birleşmiş kuvvetlerinden çok daha<br />

kalabalık olan bu topluluk harekete geçer. Şeytan, kendi etkisi altındaki kralları ve<br />

savaşçıları yönlendirir. Askeri alay, yeryüzünün döküntüleri arasından geçerek Tanrı’nın<br />

Kentine doğru yol alır. İsa’nın buyruğuyla Yeni Kudüs’ün kapıları kapanır. Şeytan’ın<br />

orduları atılıma hazırlanır.<br />

Mesih artık düşmanlarının görüş sahası içindedir. Kentin üzerinde parlak altından bir taht<br />

vardır. Tahtın üzerinde Tanrı’nın Oğlu oturmaktadır. Çevresine egemenliğinin vatandaşları<br />

toplanmıştır. Sonsuz Baba’nın yüceliği Oğul’u örtmektedir. O’nun varlığının parlaklığı<br />

kapıların ötesine taşmakta, tüm yeryüzüne sel gibi akmaktadır.<br />

Tahtın en yakınında bulunanlar bir zamanlar Şeytan’ın hizmetinde en gayretli olanlardır.<br />

Ancak sonra Kurtarıcıya dönmüşler ve yoğun bir bağlılıkla O’nu izlemeye başlamışlardır.<br />

Onların yanında sahtekarlık ve sadakatsizlik ortamında kendilerini paklayanlar, tüm dünya<br />

boşaldığı halde Tanrı’nın yasasına uyanlar durmaktadır. Tüm çağlarda imanları uğruna şehit<br />

düşen milyonlar da oradadır. “Bundan sonra gördüm ki, her ulustan, her oymaktan, her<br />

halktan ve her dilden oluşan, kimsenin sayamayacağı kadar büyük bir kalabalık tahtın ve<br />

Kuzu’nun önünde duruyordu. Hepsi de birer beyaz kaftan giyinmişti ve ellerinde hurma<br />

dalları vardı” (Esinleme 7:9). Savaşları artık son bulmuş, zafer kazanılmıştır. Ellerindeki<br />

hurma dalları kazandıkları zaferin, beyaz kaftanlar ise artık onların olan Mesih’in<br />

doğruluğunun simgesidir.<br />

O büyük kalabalıkta, kurtuluşu kendi iyiliğinin sonucu olarak gören hiç kimse yoktur.<br />

Kimse kendilerinin neler çektiğinden söz etmez. “Kurtarış Tanrımıza ve Kuzu’ya aittir”<br />

ezgisi duyulmaktadır.<br />

İsyancılara hüküm veriliyor<br />

Yeryüzünün ve gökyüzünün sakinleri toplandığı zaman Tanrı Oğlunun taç giyme töreni<br />

başlar. Eşsiz bir yücelik ve güce sahip olan Kralların Kralı, yasasını çiğneyen ve halkına<br />

zulmeden isyancılara ilişkin hükmü açıklar. “Büyük, beyaz bir taht ve tahtın üzerinde<br />

oturanı gördüm. Yer ve gök O’nun önünden kaçtılar ve yok olup gittiler. Tahtın önünde<br />

duran büyük küçük, bütün ölüleri gördüm. Sonra bazı kitaplar açıldı. Yaşam kitabı denen<br />

başka bir kitap daha açıldı. Ölüler, kitaplarda yazılanlara bakılarak yaptıklarına göre<br />

yargılandı” (Esinleme 20:11,12).<br />

İsa’nın gözleri kötülere bakarken, onlar işledikleri her günahın bilincine varırlar.<br />

Ayaklarının kutsallık yolundan saptığı her anı hatırlarlar. Günaha teslim olarak teşvik<br />

ettikleri her türlü ayartı, Tanrı’nın habercileriyle alay ettikleri her an, inatçı ve tövbesiz<br />

yüreklerinin geriye püskürttüğü her merhamet dalgası - sanki ateşten harflerle yazılmış<br />

gibidir.<br />

Tahtın üzerinde çarmıh görünür. Adem’in günahı, kurtuluş tasarısının sonraki adımları,<br />

Kurtarıcının mütevazı doğumu, yalın yaşamı, Ürdün’deki vaftizi, çöldeki sıkı denenmesi,<br />

258

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!