21.04.2023 Views

Monarsi cagdan Anarsiye

Artık yerleşik ve doğal düzen buydu. Bir-kaç hafta geçmemişti ki yüzyıllardan beri böyleymiş gibi gelmeye başladı. Hele hele keskin dilli bir “Bayan Giyotin” vardı ki, zamanın başlangıcından beri buradaydı sanki. Giyotin konusunda bir sürü şaka yapılıyordu. Baş ağrılarınızı kökünden iyi ediyordu. Saçınızın ağarmasını engelli-yordu. Cildinize olağanüstü bir pembelik veriyordu. Sinek kaydı traş eden ulusal usturaydı. Kim Bayan Giyotin'i öpe-cek olsa, ufak bir pencereden bakıp, sepete hapşırıveriyordu! İnsan soyunun yeniden dirilişinin simgesiydi. Haç'tan daha çok önem taşıyordu. Göğüslerden haçlar çıkarılmış, yerlerine küçük giyotinler takılmıştı. Haç'ı yadsıyanlar Giyotin'e diz kırıyorlardı. Öyle çok kelle uçmuştu ki, toprak iğrenç bir kızıllıktaydı. Genç bir şeytan için düzenlenmiş bozyap gibiydi. Parçala-rına ayrılıyor, gerektiğinde de birleştiriliyordu. Gür sesleri susturuyor; güçlüleri perişan, iyisi ve güzeli yok ediyordu.

Artık yerleşik ve doğal düzen buydu. Bir-kaç hafta geçmemişti ki yüzyıllardan beri böyleymiş gibi gelmeye başladı. Hele hele keskin dilli bir “Bayan Giyotin” vardı ki, zamanın başlangıcından beri buradaydı sanki. Giyotin konusunda bir sürü şaka yapılıyordu. Baş ağrılarınızı kökünden iyi ediyordu. Saçınızın ağarmasını engelli-yordu. Cildinize olağanüstü bir pembelik veriyordu. Sinek kaydı traş eden ulusal usturaydı. Kim Bayan Giyotin'i öpe-cek olsa, ufak bir pencereden bakıp, sepete hapşırıveriyordu! İnsan soyunun yeniden dirilişinin simgesiydi. Haç'tan daha çok önem taşıyordu. Göğüslerden haçlar çıkarılmış, yerlerine küçük giyotinler takılmıştı. Haç'ı yadsıyanlar Giyotin'e diz kırıyorlardı. Öyle çok kelle uçmuştu ki, toprak iğrenç bir kızıllıktaydı. Genç bir şeytan için düzenlenmiş bozyap gibiydi. Parçala-rına ayrılıyor, gerektiğinde de birleştiriliyordu. Gür sesleri susturuyor; güçlüleri perişan, iyisi ve güzeli yok ediyordu.

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Monarşiden Anarşiye<br />

Yaygın yorumların karşısında<br />

Yaygın Kutsal Yazı yorumlama sistemine ilişkin Wolff şöyle yazdı: “Hıristiyan<br />

kilisesinin büyük bir kısmı Kutsal Yazı’ nın düz anlamından ayrılmaktadır. Yahudileri<br />

okurken diğer ulusları, Kudüs’ü okurken kiliseyi, yeryüzünü okurken gökyüzünü anlamak<br />

zorunda olduklarını sanıyorlar. Rab’bin gelişini okurken de, imanlı toplulukların gelişimini<br />

anlıyorlar. Onlara göre Rab’bin dağına çıkmak, Metodistlerin büyük toplantısı anlamına<br />

gelmektedir.” Wolff, 1821’den 1845’e dek Mısır’ı, Suriye’yi, Filistin’i, Buhara’yı, İran’ı,<br />

Hindistan’ı ve Amerika’yı gezdi.<br />

Kitaptaki güç<br />

Dr. Wolff en barbar ülkelerde korunmasız yolculuk etti; zorluklara katlanarak sayısız<br />

tehlikeye düştü. Açlık çekti, köle olarak satıldı, üç kez ölüme mahkum edildi, soyguncuların<br />

eline düştü, ve birkaç kez susuzluktan ölümle burun buruna geldi. Bir keresinde soyuldu ve<br />

dağlarda yüzlerce kilometre yürümek zorunda .bırakıldı. Yüzünü kar döverken ayakları<br />

donmuş toprakta mahvoldu.<br />

Vahşi ve düşman oymaklar arasında gezerken dikkatli olması için uyarıldığında<br />

kendisinin zaten silahlı olduğunu söylüyordu: “Mesih’in gayretine ve duaya sahibim. O’nun<br />

yardımına güveniyorum. Tanrı’nın ve komşumun sevgisi yüreğimde, Kutsal Kitap<br />

elimdedir. Kitap’taki gücü hissediyorum. O’nun kudreti beni destekliyor.”<br />

Wolff bildiriyi yeryüzünde insanların yaşadığı büyük bölgelere ulaştırmak için mücadele<br />

etti. Yahudiler, Türkler, Hindular, başka ulustan ve ırktan insanlar arasında Tanrı’nın<br />

Sözünü yaydı. Çeşitli dillerde Mesih’in gelişinin yakın olduğunu haber verdi.<br />

Buhara’da, ayrı bir halk grubu Rab’bin yakında geleceği öğretisine inanıyordu. “Yemenli<br />

Araplar, Mesih’in ikinci gelişini ve yücelik içinde egemenlik süreceğini bildiren Si’ra<br />

adında bir kitaba sahiptirler. 1840 yılında büyük olayların gerçekleşeceğine inanıyorlar.”<br />

“Ayrıca Dan oymağından İsraillilerle karşılaştım. Onlar Rehab’ın çocuklarıyla birlikte<br />

yakında Mesih’in bulutlar içinde geleceğine inanıyorlar.”<br />

Buna benzer bir inanca başka bir müjdeci Tatar halkının arasında rastlamıştı. Tatar bir<br />

rahip, müjdeciye Mesih’in ne zaman ikinci kez geleceğini sordu. Müjdeci bu konuda hiçbir<br />

şey bilmediğini söyleyince, rahip bir Kutsal Kitap öğretmeninde böyle bir cahilliğe şaştığını<br />

belirtti. Peygamberliğe dayanan kendi inancına göre Mesih’in 1844 yılında döneceğini<br />

söyledi.<br />

Dönüş bildirisi ingiltere’de<br />

1826 yılında dönüş bildirisi İngiltere’de vaaz edilmeye başladı. Dönüşün tam zamanı<br />

genellikle belirtilmiyor, ama Mesih’in yakında güç ve yücelik içinde döneceği<br />

duyuruluyordu. Bir İngiliz yazar İngiltere Kilisesinin 700 kadar hizmetlisinin, ‘Egemenlik<br />

müjdesini’ duyurmaya adandığını yazmıştır.<br />

139

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!