21.04.2023 Views

Monarsi cagdan Anarsiye

Artık yerleşik ve doğal düzen buydu. Bir-kaç hafta geçmemişti ki yüzyıllardan beri böyleymiş gibi gelmeye başladı. Hele hele keskin dilli bir “Bayan Giyotin” vardı ki, zamanın başlangıcından beri buradaydı sanki. Giyotin konusunda bir sürü şaka yapılıyordu. Baş ağrılarınızı kökünden iyi ediyordu. Saçınızın ağarmasını engelli-yordu. Cildinize olağanüstü bir pembelik veriyordu. Sinek kaydı traş eden ulusal usturaydı. Kim Bayan Giyotin'i öpe-cek olsa, ufak bir pencereden bakıp, sepete hapşırıveriyordu! İnsan soyunun yeniden dirilişinin simgesiydi. Haç'tan daha çok önem taşıyordu. Göğüslerden haçlar çıkarılmış, yerlerine küçük giyotinler takılmıştı. Haç'ı yadsıyanlar Giyotin'e diz kırıyorlardı. Öyle çok kelle uçmuştu ki, toprak iğrenç bir kızıllıktaydı. Genç bir şeytan için düzenlenmiş bozyap gibiydi. Parçala-rına ayrılıyor, gerektiğinde de birleştiriliyordu. Gür sesleri susturuyor; güçlüleri perişan, iyisi ve güzeli yok ediyordu.

Artık yerleşik ve doğal düzen buydu. Bir-kaç hafta geçmemişti ki yüzyıllardan beri böyleymiş gibi gelmeye başladı. Hele hele keskin dilli bir “Bayan Giyotin” vardı ki, zamanın başlangıcından beri buradaydı sanki. Giyotin konusunda bir sürü şaka yapılıyordu. Baş ağrılarınızı kökünden iyi ediyordu. Saçınızın ağarmasını engelli-yordu. Cildinize olağanüstü bir pembelik veriyordu. Sinek kaydı traş eden ulusal usturaydı. Kim Bayan Giyotin'i öpe-cek olsa, ufak bir pencereden bakıp, sepete hapşırıveriyordu! İnsan soyunun yeniden dirilişinin simgesiydi. Haç'tan daha çok önem taşıyordu. Göğüslerden haçlar çıkarılmış, yerlerine küçük giyotinler takılmıştı. Haç'ı yadsıyanlar Giyotin'e diz kırıyorlardı. Öyle çok kelle uçmuştu ki, toprak iğrenç bir kızıllıktaydı. Genç bir şeytan için düzenlenmiş bozyap gibiydi. Parçala-rına ayrılıyor, gerektiğinde de birleştiriliyordu. Gür sesleri susturuyor; güçlüleri perişan, iyisi ve güzeli yok ediyordu.

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Monarşiden Anarşiye<br />

Kralların kralı görünüyor<br />

İsa’nın geleceği günü ve saati duyuran Tanrı’nın sesi işitilir. Tanrı’nın İsrail’i, buna kulak<br />

verir; çehreleri O’nun yüceliğiyle aydınlanmıştır. Sonunda doğuda küçük, siyah bir bulut<br />

görünür. Bu, Kurtarıcı’nın çevresindeki buluttur. Bulut büyük ve beyaz bir görünüm alana<br />

kadar Tanrı’nın halkı ciddi bir sessizlik içinde bekler. Bulutun altı, yakıp tüketen bir<br />

yüceliğe sahiptir; üzerinde ise antlaşmanın gökkuşağı vardır. Artık ‘elemler adamı’ olmayan<br />

İsa, zafer kazanmış güçlü bir savaşçı gibi gelmektedir. On binlerce kutsal melekten oluşan<br />

bir ordu O’na eşlik etmektedir. Her göz Yaşam Önderini görür. Alnında bir yücelik tacı<br />

vardır. Çehresi, öğle güneşinden daha parlaktır. “Kaftanı ve kalçası üzerinde şu ad yazılıydı:<br />

‘Kralların Kralı ve Rablerin Rabbi!’ (Mezmurlar 50:3,4).<br />

“Dünyanın kralları, büyükleri, komutanları, zenginleri, güçlüleri, bütün köleleri ve özgür<br />

kişileri, mağaralarda ve dağların kayaları arasında gizlendiler. Dağlara ve kayalara seslenip<br />

dediler ki, “Üzerimize düşün! Taht üzerinde oturanın yüzünden ve Kuzu’nun gazabından<br />

saklayın bizi! Çünkü Onların gazabının büyük günü geldi, buna kim dayanabilir?”<br />

(Esinleme 6:15-17).<br />

Alaycı sözler bitmiş, yalancı dudaklar susmuştur. Dua ve ağlayış sesinden başka bir şey<br />

duyulmamaktadır. Kötüler, hor gördükleri Rab’bin yüzünü görmektense, kayaların altına<br />

diri diri gömülmek için dua ederler. Ölülerin kulağına işleyen sesi tanırlar. O sesin tatlı<br />

tonları kendilerini ne kadar çok tövbeye çağırmıştı. Bir arkadaşın, bir kardeşin, bir<br />

Kurtarıcının ricaları aracılığıyla ne kadar sık duyulmuştu. O ses, hor görülen uyarıların ve<br />

reddedilen davetlerin anılarını canlandırır.<br />

Mesih çarmıha gerildiğinde O’nunla alay edenler de oradadırlar. Onlar önceden Mesih’in<br />

şu sözlerini işitmişlerdi: “Bundan sonra, İnsanoğlu’nun, kudretli Olan’ın sağında<br />

oturduğunu ve göğün bulutları üzerinde geldiğini göreceksiniz” (Matta 26:64). Şimdi onlar<br />

Mesih’i yücelik içinde görmektedir; her şeye gücü yeten Tanrı’nın sağında otururken de<br />

göreceklerdir. Mesih’in krallık unvanıyla alay eden kibirli Hirodes oradadır. Başına dikenli<br />

tacı geçiren ve eline asa tutuşturanlar - O’nun önünde alay ederek eğilenler ve Yaşam<br />

Önderine tükürenler oradadır. O’nun huzurundan kaçmak isterler. O’nun ellerine ve<br />

ayaklarına çivi çakanlar bu izlere dehşet ve acıyla bakarlar.<br />

Kahinler ve yöneticiler çarmıha germe olayını anımsarlar. “Başkalarını kurtardı, kendini<br />

kurtaramıyor!” diye alay ettikleri zamanı düşünürler (Matta 27:42). “Çarmıha gerilsin!”<br />

bağırışlarından daha yüksek bir ses çıkmaktadır şimdi; “O Tanrı’nın Oğluymuş!” Kralların<br />

Kralının önünden kaçacak yer ararlar.<br />

Gerçeği reddeden herkesin yaşamında, vicdanın rahatsız olduğu, canın pişmanlık<br />

duyduğu zamanlar vardır. Ne var ki bunlar, o günün kederine kıyasla nedir ki! Onlar dehşet<br />

içindeyken, kutsalların, “İşte Tanrımız budur; O’nu bekledik, O’nun kurtarışı ile sevineceğiz<br />

ve coşacağız” diye bağırdıklarını işitecekler (İşaya 25:9). Tanrı Oğlunun sesi, uyuyan<br />

248

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!