21.04.2023 Views

Monarsi cagdan Anarsiye

Artık yerleşik ve doğal düzen buydu. Bir-kaç hafta geçmemişti ki yüzyıllardan beri böyleymiş gibi gelmeye başladı. Hele hele keskin dilli bir “Bayan Giyotin” vardı ki, zamanın başlangıcından beri buradaydı sanki. Giyotin konusunda bir sürü şaka yapılıyordu. Baş ağrılarınızı kökünden iyi ediyordu. Saçınızın ağarmasını engelli-yordu. Cildinize olağanüstü bir pembelik veriyordu. Sinek kaydı traş eden ulusal usturaydı. Kim Bayan Giyotin'i öpe-cek olsa, ufak bir pencereden bakıp, sepete hapşırıveriyordu! İnsan soyunun yeniden dirilişinin simgesiydi. Haç'tan daha çok önem taşıyordu. Göğüslerden haçlar çıkarılmış, yerlerine küçük giyotinler takılmıştı. Haç'ı yadsıyanlar Giyotin'e diz kırıyorlardı. Öyle çok kelle uçmuştu ki, toprak iğrenç bir kızıllıktaydı. Genç bir şeytan için düzenlenmiş bozyap gibiydi. Parçala-rına ayrılıyor, gerektiğinde de birleştiriliyordu. Gür sesleri susturuyor; güçlüleri perişan, iyisi ve güzeli yok ediyordu.

Artık yerleşik ve doğal düzen buydu. Bir-kaç hafta geçmemişti ki yüzyıllardan beri böyleymiş gibi gelmeye başladı. Hele hele keskin dilli bir “Bayan Giyotin” vardı ki, zamanın başlangıcından beri buradaydı sanki. Giyotin konusunda bir sürü şaka yapılıyordu. Baş ağrılarınızı kökünden iyi ediyordu. Saçınızın ağarmasını engelli-yordu. Cildinize olağanüstü bir pembelik veriyordu. Sinek kaydı traş eden ulusal usturaydı. Kim Bayan Giyotin'i öpe-cek olsa, ufak bir pencereden bakıp, sepete hapşırıveriyordu! İnsan soyunun yeniden dirilişinin simgesiydi. Haç'tan daha çok önem taşıyordu. Göğüslerden haçlar çıkarılmış, yerlerine küçük giyotinler takılmıştı. Haç'ı yadsıyanlar Giyotin'e diz kırıyorlardı. Öyle çok kelle uçmuştu ki, toprak iğrenç bir kızıllıktaydı. Genç bir şeytan için düzenlenmiş bozyap gibiydi. Parçala-rına ayrılıyor, gerektiğinde de birleştiriliyordu. Gür sesleri susturuyor; güçlüleri perişan, iyisi ve güzeli yok ediyordu.

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Monarşiden Anarşiye<br />

kutsal Tanrı! Bu yargılarında adilsin. Kutsalların ve peygamberlerin kanını döktükleri için,<br />

içecek olarak sen de onlara kan verdin. Bunu hak ettiler’” (Esinleme 16:2-6,8,9). Tanrı’nın<br />

halkını ölüme mahkum edenler, onların kanının sorumlu-luğunu üstlendiler. Mesih o<br />

zamanki Yahudilerin, Habil’den beri öldürülen tüm kutsalların kanından sorumlu<br />

olduklarını ilan etti (Matta 23:34-36), çünkü o peygamberlerin katilleriyle aynı ruha<br />

sahiptiler.<br />

Sonra gelen belada, güneşe, insanları ateşle yakıp kavurma gücü verildi. Peygamberler bu<br />

dehşet dolu anları şöyle tanımlıyorlar: “Tarlaların ürünü yok oldu. Asmalar kurudu, incir<br />

ağaçları soldu; Nar, hurma, elma, bütün meyve ağaçlan kurudu. Ademoğullarının sevinci<br />

yok oldu.” “Hayvanlar nasıl da inliyor! Sığır sürüleri çaresiz. Çünkü otlaklar kurudu. Koyun<br />

sürüleri perişan oldu. Ya Rab, sana yakarıyorum. Çünkü ateş kırdaki otlakları yok etti, bütün<br />

ağaçları kavurdu. Yabanıl hayvanlar bile sana sesleniyor. Çünkü akarsular kurudu, ateş<br />

kırdaki otlakları yok etti” (Yoel 1:11,12,18-20).<br />

Bu belalar evrensel değildir; ama bilinen en korkunç acılara neden olacaklardır. Zamanın<br />

sonundan önce gerçekleşen her türlü yargıya merhamet karışmıştı. Mesih’in kanı günahkar<br />

kişiyi, kendi suçunun tam karşılığından korumuştur; oysa son yargıda, gazap, merhametten<br />

tümüyle bağımsız olacaktır.<br />

Tanrı’nın halkı zulüm ve sıkıntı içinde yaşasa da, yiyecek kıtlığı çekse de, yok<br />

olmayacaktır. Onların eksiğini melekler giderecektir. “Ekmeği verilecek, suyu emin<br />

olacak.” “Ben, Rab, onlara cevap vereceğim. Ben, İsrail’in Tanrısı, onları bırakmayacağım”<br />

(İşaya 33:16; 41:17).<br />

Oysa insan gözünde, Tanrı halkı, tıpkı kendilerinden önceki şehitler gibi tanıklıklarını<br />

kanla mühürleyecekmiş gibi görünecektir. Dehşetli bir sancı dönemi başlayacaktır. Kötüler,<br />

“İmanınız nerede?” diye alay edeceklerdir; “Siz gerçekten Tanrı’nın halkıysanız, sizi neden<br />

bizim elimizden kurtarmıyor?” Ne var ki bekleyenler, İsa’nın çarmıh üzerindeki ölümünü<br />

anımsarlar. Yakup gibi hepsi de Tanrı’yla güreşmektedirler.<br />

Meleklerin ordusu<br />

Mesih’in sabır sözünü tutanların çevresinde melekler durmaktadır. Melekler bu gibi<br />

kişilerin sıkıntısını görmüşler ve dualarını işitmişlerdir. Onları tehlikeden kurtarmak için<br />

Komutanlarının sözünü beklerler. Ancak biraz daha bekleyeceklerdir. Tanrı’nın halkı<br />

kaseden içmeli ve vaftizden geçmelidir (Matta 20:20-23). Seçilmiş olanlar uğruna sıkıntı<br />

zamanı kısaltılmıştır. Son, insanların umduğundan daha çabuk gelecektir.<br />

Buyruğu tutanların öldürüleceği zamana ilişkin belirli bir tarih konulmuş olmasına<br />

rağmen, onların düşmanları canlarını almak için daha önceden saldırma girişiminde<br />

bulunacaktır. Ancak sadık insanların çevresindeki nöbetçileri kimse geçemez. Bazı<br />

imanlılara kentten kaçışları sırasında saldırıda bulunulmuş, ama onlara karşı kaldırılan<br />

243

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!