21.04.2023 Views

Monarsi cagdan Anarsiye

Artık yerleşik ve doğal düzen buydu. Bir-kaç hafta geçmemişti ki yüzyıllardan beri böyleymiş gibi gelmeye başladı. Hele hele keskin dilli bir “Bayan Giyotin” vardı ki, zamanın başlangıcından beri buradaydı sanki. Giyotin konusunda bir sürü şaka yapılıyordu. Baş ağrılarınızı kökünden iyi ediyordu. Saçınızın ağarmasını engelli-yordu. Cildinize olağanüstü bir pembelik veriyordu. Sinek kaydı traş eden ulusal usturaydı. Kim Bayan Giyotin'i öpe-cek olsa, ufak bir pencereden bakıp, sepete hapşırıveriyordu! İnsan soyunun yeniden dirilişinin simgesiydi. Haç'tan daha çok önem taşıyordu. Göğüslerden haçlar çıkarılmış, yerlerine küçük giyotinler takılmıştı. Haç'ı yadsıyanlar Giyotin'e diz kırıyorlardı. Öyle çok kelle uçmuştu ki, toprak iğrenç bir kızıllıktaydı. Genç bir şeytan için düzenlenmiş bozyap gibiydi. Parçala-rına ayrılıyor, gerektiğinde de birleştiriliyordu. Gür sesleri susturuyor; güçlüleri perişan, iyisi ve güzeli yok ediyordu.

Artık yerleşik ve doğal düzen buydu. Bir-kaç hafta geçmemişti ki yüzyıllardan beri böyleymiş gibi gelmeye başladı. Hele hele keskin dilli bir “Bayan Giyotin” vardı ki, zamanın başlangıcından beri buradaydı sanki. Giyotin konusunda bir sürü şaka yapılıyordu. Baş ağrılarınızı kökünden iyi ediyordu. Saçınızın ağarmasını engelli-yordu. Cildinize olağanüstü bir pembelik veriyordu. Sinek kaydı traş eden ulusal usturaydı. Kim Bayan Giyotin'i öpe-cek olsa, ufak bir pencereden bakıp, sepete hapşırıveriyordu! İnsan soyunun yeniden dirilişinin simgesiydi. Haç'tan daha çok önem taşıyordu. Göğüslerden haçlar çıkarılmış, yerlerine küçük giyotinler takılmıştı. Haç'ı yadsıyanlar Giyotin'e diz kırıyorlardı. Öyle çok kelle uçmuştu ki, toprak iğrenç bir kızıllıktaydı. Genç bir şeytan için düzenlenmiş bozyap gibiydi. Parçala-rına ayrılıyor, gerektiğinde de birleştiriliyordu. Gür sesleri susturuyor; güçlüleri perişan, iyisi ve güzeli yok ediyordu.

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Roma valdensleri yok etmeye karar veriyor<br />

Monarşiden Anarşiye<br />

Tanrı’nın halkına karşı yürütülen en korkunç haçlı seferleri başladı. İmanlıların verimli<br />

toprakları talan edildi, ocakları ve toplantı yerleri dağıtıldı. Medeni hakları ellerinden alman<br />

bu insanlara karşı hiçbir suçlama getirilmiyordu. Tek suçları, Tanrı’ya Papanın istediği gibi<br />

tapınmamaktı. Bu ‘suç’ yüzünden insanların icat edebileceği her türlü hakarete ve işkenceye<br />

maruz kaldılar.<br />

Roma, nefret edilen imanlı grubunu yok etmeye karar verdiğinde, Papa, onları ‘imandan<br />

sapmış’ kişiler olarak suçlayan ve katledilmelerini buyuran bir ferman verdi (Ek’e bkz). Bu<br />

kişiler boşta gezen, dürüstlükten uzak ve düzensiz insanlar değil, ‘gerçek ağılın koyunlarını’<br />

çeken bir kutsallığa ve tanrı sayarlığa sahip insanlar ilan edildiler. Bu ferman yoluyla kilise<br />

üyeleri ‘sapkınlara’ karşı düzenlenen haçlı seferine katılmaya davet edildi. Katılan insanlara<br />

prim olarak daha önceki tüm ‘taahhütlerinden’ öz-gür kılındıkları söylendi. Yasa dışı<br />

yollardan edinmiş oldukları tüm mal ve mülkün yasal sahipleri ilan edildiler. Sapkınları<br />

öldürürlerse günah işlemiş sayılmayacakları belirtildi. Öte yandan Valdenslere her türlü<br />

yardımın yapılması yasaklandı. Onların yararına yapılan her türlü sözleşme iptal edildi.<br />

Onların mallarını herkesin özgürce yağmalayabileceği duyuruldu. Bu belge Mesih’in sesi<br />

değil, açık bir şekilde ejderin gürlemesiydi. Aynı ruh Mesih’i çarmıha germiş, elçileri<br />

katletmiş, Nero’yu imanlılara karşı harekete geçirmiş, Tanrı’yı sevenlerin kanını dökmek<br />

üzere yeryüzünde işlev görmüştür.<br />

Kendilerine karşı düzenlenen haçlı seferlerine ve insanlık dışı kasaplığa rağmen Tanrı<br />

korkusuyla yaşayan Valdensler, değerli gerçeği duyurmak için müjdeciler göndermeye<br />

devam ettiler. Canlarını yitirdiler, ama dökülen kanları toprağın gübresi oldu ve meyve<br />

verdi. İşte Valdensler, Luther’den yüzlerce yıl önce Tanrı’ya böyle tanıklık ettiler.<br />

Wycliffe’in zamanında başlayan, Luther’in döneminde gelişerek derinleşen ve zamanın<br />

sonuna doğru devam ettirilecek olan Reformun tohumlarını attılar.<br />

28

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!