21.04.2023 Views

Monarsi cagdan Anarsiye

Artık yerleşik ve doğal düzen buydu. Bir-kaç hafta geçmemişti ki yüzyıllardan beri böyleymiş gibi gelmeye başladı. Hele hele keskin dilli bir “Bayan Giyotin” vardı ki, zamanın başlangıcından beri buradaydı sanki. Giyotin konusunda bir sürü şaka yapılıyordu. Baş ağrılarınızı kökünden iyi ediyordu. Saçınızın ağarmasını engelli-yordu. Cildinize olağanüstü bir pembelik veriyordu. Sinek kaydı traş eden ulusal usturaydı. Kim Bayan Giyotin'i öpe-cek olsa, ufak bir pencereden bakıp, sepete hapşırıveriyordu! İnsan soyunun yeniden dirilişinin simgesiydi. Haç'tan daha çok önem taşıyordu. Göğüslerden haçlar çıkarılmış, yerlerine küçük giyotinler takılmıştı. Haç'ı yadsıyanlar Giyotin'e diz kırıyorlardı. Öyle çok kelle uçmuştu ki, toprak iğrenç bir kızıllıktaydı. Genç bir şeytan için düzenlenmiş bozyap gibiydi. Parçala-rına ayrılıyor, gerektiğinde de birleştiriliyordu. Gür sesleri susturuyor; güçlüleri perişan, iyisi ve güzeli yok ediyordu.

Artık yerleşik ve doğal düzen buydu. Bir-kaç hafta geçmemişti ki yüzyıllardan beri böyleymiş gibi gelmeye başladı. Hele hele keskin dilli bir “Bayan Giyotin” vardı ki, zamanın başlangıcından beri buradaydı sanki. Giyotin konusunda bir sürü şaka yapılıyordu. Baş ağrılarınızı kökünden iyi ediyordu. Saçınızın ağarmasını engelli-yordu. Cildinize olağanüstü bir pembelik veriyordu. Sinek kaydı traş eden ulusal usturaydı. Kim Bayan Giyotin'i öpe-cek olsa, ufak bir pencereden bakıp, sepete hapşırıveriyordu! İnsan soyunun yeniden dirilişinin simgesiydi. Haç'tan daha çok önem taşıyordu. Göğüslerden haçlar çıkarılmış, yerlerine küçük giyotinler takılmıştı. Haç'ı yadsıyanlar Giyotin'e diz kırıyorlardı. Öyle çok kelle uçmuştu ki, toprak iğrenç bir kızıllıktaydı. Genç bir şeytan için düzenlenmiş bozyap gibiydi. Parçala-rına ayrılıyor, gerektiğinde de birleştiriliyordu. Gür sesleri susturuyor; güçlüleri perişan, iyisi ve güzeli yok ediyordu.

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Monarşiden Anarşiye<br />

Gerçeği, paklığı ve bencil olmayan sevgisi nedeniyle Mesih çarmıha gerilirken Şeytan<br />

onurlandırılıyordu.<br />

‘Dipsiz derinliklerden çıkan canavar onlarla savaşacak, onları yenip öldürecek’<br />

(Esinleme 11:10). Fransız Devrimi sırasında orada hüküm süren tanrıtanımaz güç gerçekten<br />

de Tanrı’ya ve Onun Sözüne karşı savaş verdi. Tanrı’ya tapınmak Ulusal Meclis tarafından<br />

yasaklandı. Kutsal Kitap’lar toplanarak meydanlarda yakıldı. Kutsal Kitap’ın buyruklarına<br />

dayanan kurumlar kaldırıldı. Haftalık dinlenme günü bir kenara bırakıldı; onun yerine her<br />

onuncu gün eğlenceye adandı. Vaftiz ve Rab’bin Sofrası yasaklandı. Mezarlıklara asılan<br />

bildirilerde ölümün sonsuz uyku olduğu ilan edildi.<br />

Her türlü dinsel ibadet kaldırıldı. Paris piskoposu çağrıldı; yıllarca öğrettiği dinin<br />

rahiplerin uydurması olduğunu, ne tarihte ne de gerçekte hiçbir temeli bulunmadığını halka<br />

ilan etmesi istendi. Piskopos da buna karşılık kendisini adamış olduğu Tanrı’nın varlığını<br />

açık sözlerle reddetti.5<br />

‘Yeryüzünde yaşayanlar, onların bu durumuna sevinip bayram edecek, birbirlerine<br />

armağanlar gönderecekler. Çünkü bu iki peygamber, yeryüzünde yaşayanlara çok eziyet<br />

etmişti’ (Esinleme 11:10). Tanrıtanımaz Fransa, Tanrı’nın iki tanığının azarlayan sesini<br />

kıstı. Gerçeğin sözü onun sokaklarına serildi. Tanrı’nın yasasından nefret edenler sevinçle<br />

coştular. İnsanlar göğün Kralına açıkça meydan okudular.<br />

Küstahça cüret<br />

Yeni düzenin ‘rahiplerinden’ biri şöyle dedi: “Ey Tanrı, eğer varsan, lekelenen adının<br />

öcünü al. Sana meydan okuyorum! Sessiz kalıyorsun, şimşeklerini çaktırmıyorsun. Bundan<br />

sonra senin varlığına kim inanır?”6 Bu sözler “Rab kim ki, O’nun sözünü dinle-yeyim?”<br />

diyen Firavun’un sözlerine ne kadar çok benziyor.<br />

“Akılsız içinden, ‘Tanrı yok!’ der”, “Bunların da akılsızlığını herkes açıkça görecektir”<br />

(Mezmurlar 14:1; 2.Timoteyus 3:9). Fransa diri Tanrı’ya tapınmayı reddettikten sonra Akıl<br />

Tanrıçasına tapınmaya başlayarak putperestlik yapacak kadar düştü. Üstelik bu, ulusun<br />

temsilciler meclisinde gerçekleşti! “Meclisin kapıları açıldı... Üyeler özgürlüğü öven bir<br />

şarkı söyleyerek sırayla içeri girdiler. Yanlarında Akıl Tanrıçası adını verdikleri üzeri örtülü<br />

bir bayan heykeli vardı. Bu heykel başkanın yanına konuldu.”<br />

Akıl tanrıçası<br />

“Akıl Tanrıçasının dikilmesi ulus çapında tekrarlanan bir olay halini aldı. Devrime canla<br />

başla katıldıklarını göstermek isteyen birçok kişi aynı şeyi yaptı.”<br />

‘Tanrıça’, Meclise getirildiği zaman konuşmacı onun elinden tutarak topluluğa döndü ve<br />

şöyle dedi: “Ey ölümlüler, korkula-rınızın yarattığı Tanrı’nın güçsüz şimşekleri önünde<br />

titremeyi bırakın artık. Bundan böyle Akıldan başka bir tanrıyı tanımayın. Size bu tanrının<br />

en pak ve soylu heykelini veriyorum. Böyle bir tanrıya kurban sunulur.”<br />

105

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!