21.04.2023 Views

Monarsi cagdan Anarsiye

Artık yerleşik ve doğal düzen buydu. Bir-kaç hafta geçmemişti ki yüzyıllardan beri böyleymiş gibi gelmeye başladı. Hele hele keskin dilli bir “Bayan Giyotin” vardı ki, zamanın başlangıcından beri buradaydı sanki. Giyotin konusunda bir sürü şaka yapılıyordu. Baş ağrılarınızı kökünden iyi ediyordu. Saçınızın ağarmasını engelli-yordu. Cildinize olağanüstü bir pembelik veriyordu. Sinek kaydı traş eden ulusal usturaydı. Kim Bayan Giyotin'i öpe-cek olsa, ufak bir pencereden bakıp, sepete hapşırıveriyordu! İnsan soyunun yeniden dirilişinin simgesiydi. Haç'tan daha çok önem taşıyordu. Göğüslerden haçlar çıkarılmış, yerlerine küçük giyotinler takılmıştı. Haç'ı yadsıyanlar Giyotin'e diz kırıyorlardı. Öyle çok kelle uçmuştu ki, toprak iğrenç bir kızıllıktaydı. Genç bir şeytan için düzenlenmiş bozyap gibiydi. Parçala-rına ayrılıyor, gerektiğinde de birleştiriliyordu. Gür sesleri susturuyor; güçlüleri perişan, iyisi ve güzeli yok ediyordu.

Artık yerleşik ve doğal düzen buydu. Bir-kaç hafta geçmemişti ki yüzyıllardan beri böyleymiş gibi gelmeye başladı. Hele hele keskin dilli bir “Bayan Giyotin” vardı ki, zamanın başlangıcından beri buradaydı sanki. Giyotin konusunda bir sürü şaka yapılıyordu. Baş ağrılarınızı kökünden iyi ediyordu. Saçınızın ağarmasını engelli-yordu. Cildinize olağanüstü bir pembelik veriyordu. Sinek kaydı traş eden ulusal usturaydı. Kim Bayan Giyotin'i öpe-cek olsa, ufak bir pencereden bakıp, sepete hapşırıveriyordu! İnsan soyunun yeniden dirilişinin simgesiydi. Haç'tan daha çok önem taşıyordu. Göğüslerden haçlar çıkarılmış, yerlerine küçük giyotinler takılmıştı. Haç'ı yadsıyanlar Giyotin'e diz kırıyorlardı. Öyle çok kelle uçmuştu ki, toprak iğrenç bir kızıllıktaydı. Genç bir şeytan için düzenlenmiş bozyap gibiydi. Parçala-rına ayrılıyor, gerektiğinde de birleştiriliyordu. Gür sesleri susturuyor; güçlüleri perişan, iyisi ve güzeli yok ediyordu.

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Şeytan, aydınlara çekici gelmektedir<br />

Monarşiden Anarşiye<br />

Karanlıklar önderi, yüksek sınıftan kültürlü kişilere ruhçuluğu daha yüce ve düşünsel<br />

özelliklerle sunmaktadır. Onları büyüleyici görüntülerle ve sevgiyle dolu hoş resimlerle<br />

aldatmaktan zevk alır. İnsanları, kendi bilgelikleriyle gururlanmaya ve Sonsuz Olan’ı<br />

yüreklerinde küçümsemeye yönlendirir.<br />

Şeytan Aden bahçesinde Havva’nın gözünü boyadığı gibi, benliği yüceltme hırsıyla<br />

şimdi de insanlığın gözünü boyamaktadır. ‘İyi ve kötüyü bilerek Tanrı gibi olacaksınız’<br />

demektedir (Yaratılış 3:5). Ruhçuluk, insanın Tanrı olmaya doğru ilerlediğini söyler. Tahtın<br />

kişinin içinde bulunduğunu, her adil ve yetkin varlığın Mesih olduğunu ilan eder.<br />

Böylece Şeytan, insanın günahlı doğasını, kendisinin yargılanacağı tek ölçek olarak kabul<br />

ettirmeyi başarmıştır. Bu yukarı değil aşağı doğru bir ilerlemedir. İnsan asla daha yüksek bir<br />

paklık ve iyilik standardına ulaşmayacaktır. Eğer en yüksek ideali benliği olursa, daha<br />

yüksek bir noktaya asla çıkamayacaktır. İnsanı tek yü-celtebilecek olan, Tanrı’nın lütfudur.<br />

Kendi başına bırakılan insan tepe taklak düşecektir.<br />

Ruhçuluk benliğe ait zevkleri teşvik etmektedir<br />

Benliğin işlerine dalanlar, zevk peşinde koşanlar ve cinselliği yüceltenler için ruhçuluk<br />

daha az sinsi bir kisve sunar. İnsanlar ruhçuluğun daha ileri durumlarının kendi eğilimleriyle<br />

uyuştuğunu fark ederler. Şeytan her kişinin işlemeye eğilimli olduğu günahları dikkate alır;<br />

sonra da bu eğilimlerin boş kalmaması için çaba gösterir. Bedensel, zihinsel ve ahlaksal<br />

gücü zayıflatarak insanları ayartır. Tutkuları kullanıp insan doğasını hayvansallaştırarak<br />

binlerce kişiyi mahveder. Bu işlevin tamamlanması için de, ruhlar, ‘gerçek bilginin insanı,<br />

yasanın üzerine çıkardığını’ öğretirler. “Varolan her şeyin doğru olduğunu, Tanrı’nın<br />

kimseyi mahkum etmediğini ve tüm günahların masum olduğunu” söylerler. Böylece<br />

insanlar, arzunun en yüce yasa olduğuna, özgürlüğün haklarının bulunduğuna ve insanın<br />

yalnızca kendisine karşı sorumlu olduğuna inanırlar. O halde bu kadar çok çürümüşlüğe<br />

nasıl şaşabiliriz? İnsanlar şehvetin gereklerini hevesle yerine getiriyorlar. Şeytan, Mesih’i<br />

izlediğini söyleyen binlerce kişiyi kendi ağına atıyor.<br />

Ne var ki Tanrı, bu tuzağı keşfetmeye yetecek kadar ışık sağlamıştır. Ruhçuluğun temeli<br />

Kutsal Yazılarla savaş halindedir. Kutsal Kitap ölülerin hiçbir şey bilmediklerini, onların<br />

düşüncelerinin yok olduğunu, yeryüzünde yaşayanların sevinçlerine ve ke-derlerine ortak<br />

olmadıklarını göstermektedir.<br />

Üstelik Tanrı, ölülerin ruhlarıyla iletişim kurulmasını yasaklamıştır. Öbür dünyadan<br />

gelen ruhların, Kutsal Kitap tarafından ‘cinlerin ruhları’ olduğu söylenmektedir (Bkz. 25:1-<br />

3; Mezmurlar 106:28; 1.Korintliler 10:20; Esinleme 16:14). Onlarla uğraşmak ölümle<br />

cezalandırılırdı (Levililer 19:31; 20:27). Ne var ki ruhçuluk, bilimsel çevrelere girmiş,<br />

kiliseleri işgal etmiş, yürütme organlarını etkilemiş ve hatta kralların avlularında bile yer<br />

etmiştir.<br />

215

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!