21.04.2023 Views

Monarsi cagdan Anarsiye

Artık yerleşik ve doğal düzen buydu. Bir-kaç hafta geçmemişti ki yüzyıllardan beri böyleymiş gibi gelmeye başladı. Hele hele keskin dilli bir “Bayan Giyotin” vardı ki, zamanın başlangıcından beri buradaydı sanki. Giyotin konusunda bir sürü şaka yapılıyordu. Baş ağrılarınızı kökünden iyi ediyordu. Saçınızın ağarmasını engelli-yordu. Cildinize olağanüstü bir pembelik veriyordu. Sinek kaydı traş eden ulusal usturaydı. Kim Bayan Giyotin'i öpe-cek olsa, ufak bir pencereden bakıp, sepete hapşırıveriyordu! İnsan soyunun yeniden dirilişinin simgesiydi. Haç'tan daha çok önem taşıyordu. Göğüslerden haçlar çıkarılmış, yerlerine küçük giyotinler takılmıştı. Haç'ı yadsıyanlar Giyotin'e diz kırıyorlardı. Öyle çok kelle uçmuştu ki, toprak iğrenç bir kızıllıktaydı. Genç bir şeytan için düzenlenmiş bozyap gibiydi. Parçala-rına ayrılıyor, gerektiğinde de birleştiriliyordu. Gür sesleri susturuyor; güçlüleri perişan, iyisi ve güzeli yok ediyordu.

Artık yerleşik ve doğal düzen buydu. Bir-kaç hafta geçmemişti ki yüzyıllardan beri böyleymiş gibi gelmeye başladı. Hele hele keskin dilli bir “Bayan Giyotin” vardı ki, zamanın başlangıcından beri buradaydı sanki. Giyotin konusunda bir sürü şaka yapılıyordu. Baş ağrılarınızı kökünden iyi ediyordu. Saçınızın ağarmasını engelli-yordu. Cildinize olağanüstü bir pembelik veriyordu. Sinek kaydı traş eden ulusal usturaydı. Kim Bayan Giyotin'i öpe-cek olsa, ufak bir pencereden bakıp, sepete hapşırıveriyordu! İnsan soyunun yeniden dirilişinin simgesiydi. Haç'tan daha çok önem taşıyordu. Göğüslerden haçlar çıkarılmış, yerlerine küçük giyotinler takılmıştı. Haç'ı yadsıyanlar Giyotin'e diz kırıyorlardı. Öyle çok kelle uçmuştu ki, toprak iğrenç bir kızıllıktaydı. Genç bir şeytan için düzenlenmiş bozyap gibiydi. Parçala-rına ayrılıyor, gerektiğinde de birleştiriliyordu. Gür sesleri susturuyor; güçlüleri perişan, iyisi ve güzeli yok ediyordu.

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Monarşiden Anarşiye<br />

yalancı tanıklığı kabul etmişlerdi. Yalancı suçlamalar şimdi de onların hayatını belirsiz<br />

kılıyordu. Tanrı korkusu onları artık rahatsız etmiyordu. Ulusun başı Şeytan’dı.<br />

Karşıt grupların önderleri birbirlerine düştüler ve acımasızca öldürüldüler. Tapınağın<br />

kutsallığı bile onların korkunç vahşetini engelleyemedi. Tapmak öldürülenlerin bedenleriyle<br />

kirlendi. Bu işi başlatanların Kudüs yıkılacak gibi bir korkuları yoktu. Ne de olsa Kudüs,<br />

Tanrı’nın kendi kentiydi. Romalı lejyonlar tapmağı kuşatırken bile kalabalıklar, En Yüce<br />

Olan’ın düşmanlarını yenmek için araya gireceğine inanıyordu. Ne var ki İsrail, Tanrı’nın<br />

sunduğu korumayı reddetmişti ve artık korunmasızdı.<br />

Yıkımın belirtileri<br />

Kudüs’ün yıkımına ilişkin Mesih’in söylediği tüm önbildiriler harfi harfine gerçekleşti.<br />

Mucizeler ve belirtiler oluştu. Bir adam Kudüs sokaklarında belirerek yedi yıl boyunca<br />

yaklaşan felaketi ilan etti. Bu tuhaf kişi tutuklandı ve kırbaçlandı. Hakaret görmesine ve acı<br />

çekmesine rağmen yalnızca, “Vay sana ey Kudüs!” diye karşılık veriyordu. Önceden<br />

bildirdiği kuşatma sırasında öldürüldü1.<br />

Kudüs’ün yok edilmesi sırasında tek bir imanlı bile mahvolmadı. Romalılar, Cestius’un<br />

yönetimi altında kenti kuşattıkları zaman, uygun bir saldırı anını yakalamalarına rağmen<br />

beklenmedik bir şekilde geri çekildiler. Romalı general, ortada hiçbir neden yokken<br />

kuvvetlerini geri çekti. Bekleyen imanlılara vaat edilen işaret verilmişti (Luka 21:20, 21).<br />

Ortalık o denli karışmıştı ki, ne Yahudiler ne de Romalılar imanlıların kaçışına engel<br />

olamadılar. Cestius geri çekildiğinde Yahudiler onu takip ettiler; iki ordu birbirine<br />

girdiğinde, ülkedeki bütün imanlılar güvenli bir yere, Pella kentine sığınmayı başarmışlardı.<br />

Cestius’un ve O’nun ordusunun peşinden koşan Yahudi kuvvetleri, onların arkasına<br />

düştü. Romalılar kendilerini büyük güçlükle kurtardılar. Yahudiler ellerindeki ganimetlerle<br />

Kudüs’e zaferle döndüler. Ama bu açık başarı, onlara sadece kötülük getirdi. Romalılara<br />

karşı inatçı bir direnişe yol açarak, kentin üzerine gelecek olan korkunç yıkımı hazırladılar.<br />

Titus kuşatmayı devraldığında, Kudüs kentinin üzerine gelen felaketler korkunç oldu.<br />

Kent, Fısıh zamanında kuşatıldı; duvarları arasında milyonlarca Yahudi vardı. Daha önceki<br />

karşıt grup çatışmalarında eldeki yiyecek stokları tüketilmişti. Bu yüzden insanlar açlıktan<br />

ölmeye başladılar. Erkekler kemerlerindeki, sandaletle-rindeki ve kalkanlarındaki deri<br />

parçalarını kemiriyordu. Kent duvarlarının dışında yetişen yabani otları toplamak için büyük<br />

gruplar geceleri dışarı sızıyordu. Bunların büyük bir çoğunluğu zalimce işkencelerle<br />

öldürülüyor, sağlam dönenlerin elindekilerse içerde çalınıyordu. Kocalar karılarını, karılar<br />

kocalarını soymaya başlamıştı. Çocuklar ana babalarının ağzındaki lokmayı kapmaya çalışıyordu.<br />

9

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!