21.04.2023 Views

Monarsi cagdan Anarsiye

Artık yerleşik ve doğal düzen buydu. Bir-kaç hafta geçmemişti ki yüzyıllardan beri böyleymiş gibi gelmeye başladı. Hele hele keskin dilli bir “Bayan Giyotin” vardı ki, zamanın başlangıcından beri buradaydı sanki. Giyotin konusunda bir sürü şaka yapılıyordu. Baş ağrılarınızı kökünden iyi ediyordu. Saçınızın ağarmasını engelli-yordu. Cildinize olağanüstü bir pembelik veriyordu. Sinek kaydı traş eden ulusal usturaydı. Kim Bayan Giyotin'i öpe-cek olsa, ufak bir pencereden bakıp, sepete hapşırıveriyordu! İnsan soyunun yeniden dirilişinin simgesiydi. Haç'tan daha çok önem taşıyordu. Göğüslerden haçlar çıkarılmış, yerlerine küçük giyotinler takılmıştı. Haç'ı yadsıyanlar Giyotin'e diz kırıyorlardı. Öyle çok kelle uçmuştu ki, toprak iğrenç bir kızıllıktaydı. Genç bir şeytan için düzenlenmiş bozyap gibiydi. Parçala-rına ayrılıyor, gerektiğinde de birleştiriliyordu. Gür sesleri susturuyor; güçlüleri perişan, iyisi ve güzeli yok ediyordu.

Artık yerleşik ve doğal düzen buydu. Bir-kaç hafta geçmemişti ki yüzyıllardan beri böyleymiş gibi gelmeye başladı. Hele hele keskin dilli bir “Bayan Giyotin” vardı ki, zamanın başlangıcından beri buradaydı sanki. Giyotin konusunda bir sürü şaka yapılıyordu. Baş ağrılarınızı kökünden iyi ediyordu. Saçınızın ağarmasını engelli-yordu. Cildinize olağanüstü bir pembelik veriyordu. Sinek kaydı traş eden ulusal usturaydı. Kim Bayan Giyotin'i öpe-cek olsa, ufak bir pencereden bakıp, sepete hapşırıveriyordu! İnsan soyunun yeniden dirilişinin simgesiydi. Haç'tan daha çok önem taşıyordu. Göğüslerden haçlar çıkarılmış, yerlerine küçük giyotinler takılmıştı. Haç'ı yadsıyanlar Giyotin'e diz kırıyorlardı. Öyle çok kelle uçmuştu ki, toprak iğrenç bir kızıllıktaydı. Genç bir şeytan için düzenlenmiş bozyap gibiydi. Parçala-rına ayrılıyor, gerektiğinde de birleştiriliyordu. Gür sesleri susturuyor; güçlüleri perişan, iyisi ve güzeli yok ediyordu.

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Monarşiden Anarşiye<br />

meleğin bildirisini alsaydı ve Kutsal Ruh’un gücüyle duyursaydı, yeryüzü yıllar önce<br />

uyarılmış olacak, Mesih de halkını kurtarmak için gelecekti.<br />

Tanrı’nın isteği değil<br />

İsrail’in kırk yıl boyunca çölde dolaşması Tanrı’nın isteği değildi: Tanrı onları doğrudan<br />

doğruya Kenan diyarına yönlendirmek ve orada kutsal ve mutlu bir halk olarak yerleştirmek<br />

istedi. Ancak, ‘imansızlıklarından ötürü oraya giremediler’ (İbraniler 3:19). Aynı şekilde<br />

Mesih’in gelişinin bu denli gecikmesi, O’nun halkının yıllarca günahlı ve kederli bir<br />

dünyada kalması da Tanrı’nın isteği değildi. İnançsızlık onları Tanrı’dan ayırmıştır. İsa<br />

dünyaya duyduğu merhametten ötürü gelişini geciktirmektedir. Günahkarların uyarıyı<br />

işitmeleri ve Tanrı’nın öfkesi dökülmeden önce sığınak bulmalarını istemektedir.<br />

Önceki çağlarda olduğu gibi şimdi de gerçeğin açıklanması karşıtlık uyandırmaktadır.<br />

Çoğunluğun hoşuna gitmeyen gerçekleri savunan insanların karakterine ve niyetine<br />

saldırılar yapılmaktadır. İlyas İsrail’de sorun çıkaran, Yeremya bir hain, Pavlus ise tapmağı<br />

kirleten bir kişi olarak bilinmişti. O günden bugüne dek, gerçeğe bağlı kalanlar fitneci,<br />

sapkın ve bölücü olarak kabul edilirler.<br />

Kutsalların ve şehitlerin yaptığı iman açıklaması, şimdi Tanrı’nın tanıkları olarak durmak<br />

üzere çağrılanlara cesaret veriyor. Şu anda Tanrı’nın kuluna, şöyle bir buyruk veriliyor:<br />

“Sesini boru gibi yükselt ve kavmıma günahlarını ve Yakup evine suçlarını bildir.” “Seni<br />

bekçi koydum. Sözü benim ağzımdan işiteceksin ve benim tarafımdan onları<br />

sakındıracaksın” (İşaya 58:1; Hezekiel 33:7).<br />

Gerçeği kabul etmenin en büyük engeli onun rahatsızlık ve azarlama içermesidir. Bu,<br />

gerçeğin karşısında duranların asla reddetmediği bir şeydir. Mesih’in asıl izleyicileri,<br />

gerçeğin popüler olmasını beklemezler. Onlar çarmıhı kabul ederler. “Hafif ve geçici<br />

sıkıntılarımız bize, ağırlıkta hiçbir şeyle karşılaştırılamayacak kadar büyük, sonsuz bir<br />

yücelik kazandırmaktadır. Mesih uğruna aşağılanmayı, Mısır’ın hazinelerinden daha büyük<br />

bir zenginlik saydı. Çünkü alacağı ödülü düşünüyordu” (2.Korintliler 4:17; İbraniler 11:26).<br />

Doğruyu doğru olduğu için seçmeli ve sonuçlarını Tanrı’ya bırakmalıyız. Dünya,<br />

reformları ilke, iman ve cesaret sahibi olan insanlara borçludur. Reform görevi şu anda da<br />

böyle kişilerle sürmelidir.<br />

178

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!