01.12.2014 Views

kur'ân'da cennet kavramı - gariban tavuk

kur'ân'da cennet kavramı - gariban tavuk

kur'ân'da cennet kavramı - gariban tavuk

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

surelerindeki bu âyetlerin müşterek noktalarından biri de, bu temenniyi engelleyecek<br />

olan şeyin, onların kötü amelleri olduğu meselesidir. Bakara 2/95 ve Cum’a 62/7<br />

âyetlerinin her ikisi de; “Allah zalimleri daha iyi bilir” ifadesi ile sona ermektedir<br />

(Bayraklı, 2001, II:64).<br />

Bu ifadeden çıkarılması gereken netice şudur: Sadece kendilerini Allah'ın dostu<br />

sayan ve <strong>cennet</strong>in yalnız kendilerine ait olduğunu iddia edenler, zalimdirler. Yahudiler<br />

burada bir örnek, bir prototiptir. Aslında Yüce Allah, müslümanları uyarmaktadır: Dînî<br />

tefrikaya düşerek, mezhepleşerek, gruplara ayrılarak, İslam dininin sadece kendi<br />

gruplarınca hakkıyla temsil edildiği iddiasında bulunmak, diğer mezhep ve grupları<br />

tekfir etmek, Müslümanların zulme düşmesine neden olur. Kimse, başkalarını dışarıda<br />

bırakarak, kendisini Allah'ın dostu olarak ilan etmemesi gerekir. Hiçbir grup, başka<br />

grup ve mezhepleri kötüleyip tekfir ederek âhirett yurdunun sadece kendilerine ait<br />

olduğu iddiasında bulunmamalıdır (Bayraklı, 2001, II:64).<br />

Kur’ân’ın bir müjde olmasından hareket ile müjde (Büşrâ) nın kelime karşılığı<br />

olarak vaad etme hususu şöyle işlenebilir:<br />

وَبَش ِّرِ‏ ال َّذِين آمَنُواْ‏ وَعَمِلُواْ‏ ال ص َّالِحَاتِ‏ أَن َّ لَهُمْ‏ جَن َّاتٍ‏ تَجْرِي مِن تَحْتِهَا الأَنْهَارُ‏<br />

“İnsanlara ve yararlı işler yapanlara, kendilerine altlar ırmaklar akan <strong>cennet</strong>ler<br />

olduğunu müjdele!” (Bakara 2/25).<br />

Burada müjdelemekten kasıt vaat etmektir. Müjde, olmuş güzel bir şeyi haber<br />

vermek manasına geldiği gibi, olacak güzel bir şeyi haber vermek anlamına da gelir.<br />

Gelecekle ilgili müjde, bir vaadden ibarettir (Bayraklı, 2001, II:73-74).<br />

3.5.3. İyi ile Kötünün Mukayesesinde Cennetin Mâhiyeti<br />

قُلْ‏ أَذَلِكَ‏ خَيْرٌ‏ أَمْ‏ جَن َّةُ‏ الْخُ‏ لْدِ‏ ال َّتِي وُعِدَ‏ الْمُت َّقُونَ‏ آَانَتْ‏ لَهُمْ‏ جَزَاء وَمَصِيرًا<br />

“De ki: Bu mu daha iyi, yoksa takva sahiplerine vaadedilen süreklilik <strong>cennet</strong>i mi?<br />

Orası, onlar için bir ödül ve bir varış yeridir” (Furkân 25/15).<br />

لَهُمْ‏ فِيهَا مَا يَشَاؤُونَ‏ خَالِدِينَ‏ آَ‏ انَ‏ عَلَى رَب ِّكَ‏ وَعْدًا مَسْؤُولًا<br />

“Onlar için orada sürekli kalmak üzere diledikleri her şey vardır. İşte bu, Rabbinin<br />

üzerine aldığı ve yerine getirilmesi istenen bir vaattir” (Furkân 25/16).<br />

Âyetlerin analizinden çıkaracağımız neticeler olacaktır.<br />

138

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!