kur'ân'da cennet kavramı - gariban tavuk
kur'ân'da cennet kavramı - gariban tavuk
kur'ân'da cennet kavramı - gariban tavuk
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
فَخَلَفَ مِن بَعْدِهِمْخَلْفٌ وَرِثُواْ الْكِتَابَ يَأْخُذُونَ عَرَضَ هَذَا الأدْنَى وَيَقُولُونَ سَيُغْفَرُ لَنَا وَإِن يَأْتِهِمْ<br />
عَرَضٌ م ُّثْلُهُ يَأْخُذُوهُ أَلَمْ يُؤْخَذْ عَلَيْهِم م ِّيثَاقُ الْكِتَابِ أَن لا َّ يِقُولُواْ عَلَى اللّهِ إِلا َّ الْحَق َّ وَدَرَسُواْ مَا فِيهِ<br />
وَالد َّارُ الآخِرَةُ خَيْرٌ ل ِّل َّذِينَ يَت َّقُونَ أَفَلاَ تَعْقِلُونَ<br />
“Derken kitabı (Tevrat'ı) miras alan bozuk bir nesil bunların yerini aldı. Bize nasıl<br />
olsa mağfiret edilecek diyerek, şu alçak dünya malını alıyorlar, yine onun gibi bir mal<br />
ve rüşvet gelse onu da alırlar. Allah'a karşı haktan başka bir şey söylemeyeceklerine<br />
dair kendilerinden o kitabın hükmü üzere misak alınmamış mıydı? Ve onun<br />
içindekileri okuyup öğrenmemişler miydi? Oysa âhiret yurdu Allah'tan korkanlar için<br />
daha hayırlıdır. Hâlâ aklınızı başınıza almayacak mısınız?” (Yûsuf 12/109).<br />
O diyarın dünya hayatı ile karşılaştırılması (En’âm 6/32) hep “dâru’l-âhire”<br />
terkibiyle ifade edilmektedir. Bütün bu kullanımlar buranın <strong>cennet</strong> olduğu ve bu<br />
terkibin de bu <strong>cennet</strong>in ismi olduğu sonucunu doğurmaktadır.<br />
Yusuf kıssasının bitiminde müşriklerin geçmiş milletlerin başlarına gelen<br />
felaketlerden ders almaları gerektiği belirtilmekte ve Allah’a saygılı (muttakî) olanlar<br />
için “âhiret yurdu”nun daha hayırlı olduğu ifade edilmektedir.<br />
Kur’ân-ı Kerim’de bu yurdun müminler tarafından arzu edilen bir yurt olduğu<br />
vurgulanarak (Kasas 28/77), âhiret yurduna bozgunculuk yapmayan, büyüklük<br />
taslamayan, âhlaki erdeme sahip olan, güzel davranan, muhsin ve muttakî kişilerin<br />
girecekleri ifade edilmektedir (Kasas 28/77-83; Ahzâb /29).<br />
Bunların dışında “dâru’l-âhire”nin mâhiyetine dair bir içerikten söz<br />
edilmemektedir. Sonuç olarak “dâru’l-âhire”, müfessirlerin ekserisinin de açıkladıkları<br />
gibi <strong>cennet</strong> anlamına gelmekte olup, <strong>cennet</strong>in isimlerinden biridir.<br />
2.2.15. Cennetin Diğer İsimleri<br />
Cennet, ele aldığımız bu isimlerin dışında, dârul-muttekîn (Nahl/30.), âkibetü’ddâr<br />
(En’am 6/135; Kasas 28/37) ukbetu’d-dâr (Ra’d 13/22,24,42) terkipleri ile gurfe<br />
(Furkân 25/75; Ankebût 29/58; Sebe 34/27; Zümer 39/20.), fevz (Nebe 78/31), rahmet<br />
(Enbiyâ 21/75,86; Neml 27/19; Feth 48/25; İnsân 76/31.), rızık (Enfâl 8/4,74; Hacc<br />
22/50; Sebe 34/4), ecir (Âl-i İmrân 3/172,179; Mâide 5/9; Hûd 11/11; Fâtır 35/7)<br />
kelimeleriyle de nitelendirilmiştir.<br />
88