01.12.2014 Views

kur'ân'da cennet kavramı - gariban tavuk

kur'ân'da cennet kavramı - gariban tavuk

kur'ân'da cennet kavramı - gariban tavuk

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

وَقُلْنَا يَا آدَمُ‏ اسْكُنْ‏ أَنتَ‏ وَزَوْجُكَ‏ الْجَن َّةَ‏ وَآُلاَ‏ مِنْهَا رَغَداً‏ حَيْثُ‏ شِئْتُمَا وَلاَ‏ تَقْرَبَا هَذِهِ‏ الش َّجَرَةَ‏ فَتَكُونَا مِنَ‏<br />

الْظ َّالِمِينَ‏<br />

“Biz, ‘Ey Âdem! Sen eşin ile birlikte <strong>cennet</strong>e yerleş; orada ikiniz de dilediğiniz gibi<br />

bol bol yeyin. Ama şu ağaca asla yaklaşmayın ki kendilerine yazık edenlerden<br />

olmayasınız!’ demiştik” (Bakara 2/35).<br />

وَيَا آدَمُ‏ اسْكُنْ‏ أَنتَ‏ وَزَوْجُكَ‏ الْجَن َّةَ‏ فَكُلاَ‏ مِنْ‏ حَيْثُ‏ شِئْتُمَا وَلاَ‏ تَقْرَبَا هَذِهِ‏ الش َّجَرَةَ‏ فَتَكُونَا مِنَ‏ الظ َّالِمِينَ""‏<br />

“Ey Âdem! Sen, eşin ile birlikte <strong>cennet</strong>e yerleş; orada ikiniz de dilediğiniz gibi bol<br />

bol yiyin. Ama şu ağaca asla yaklaşmayın ki kendilerine yazık edenlerden<br />

olmayasınız!” (A’râf 7/19).<br />

فَقُلْنَا يَا آدَمُ‏ إِن َّ هَذَا عَدُو ٌّ ل َّكَ‏ وَلِزَوْجِكَ‏ فَلَا يُخْرِجَن َّكُمَا مِنَ‏ الْجَن َّةِ‏ فَتَشْقَى<br />

“Biz (ona): Ey Âdem! Bu hem senin hem de eşin için bir düşmandır. O halde, o,<br />

sakın sizi <strong>cennet</strong>ten çıkarmasın; yoksa mutsuz olursunuz” (Tâhâ 20/117)<br />

Yukarıdaki âyetlerden anlaşıldığına göre, Hz. Âdem ve eşi “<strong>cennet</strong>” olarak<br />

isimlendirilen bir mekânda oturmuşlar, orada canlarının çektiği her meyveden yiyerek<br />

bir hayat sürmüşler ve Allah’ın nimetlerinden diledikleri gibi yararlanmışlardır. Ancak,<br />

insanlığın atasının ve dolayısıyla insanoğlunun kendi benliği ve şeytan ile mücadele ve<br />

imtihan süreci de burada başlamıştır. Şeytan, Âdem ile Havva’yı aldatıp, Allah’ın onlar<br />

için koymuş olduğu yasağın ihlal edilmesi hususunda ilk mücadelesinde başarılı olmuş<br />

ve onların <strong>cennet</strong>ten çıkarılmasını sağlamıştır:<br />

فَوَسْوَسَ‏ لَهُمَا الش َّيْطَانُ‏ لِيُبْدِيَ‏ لَهُمَا مَا وُورِيَ‏ عَنْهُمَا مِن سَوْءَاتِهِمَا وَقَالَ‏ مَا نَهَاآُمَا رَب ُّكُمَا عَنْ‏ هَذِهِ‏<br />

الش َّجَرَةِ‏ إِلا َّ أَن تَكُونَا مَلَكَيْنِ‏ أَوْ‏ تَكُونَا مِنَ‏ الْخَالِدِينَ‏<br />

“Rabbiniz o ağaca yaklaşmanızı sırf ikiniz melek ya da ebedi kalıcılardan<br />

olmayasınız diye men etti” (A’râf 7/20).<br />

Âyette sanki Hz. Âdem’in melek olmak veya ebedilik arzusunda olduğu ve<br />

bunu da şeytanın bildiği, dolayısıyla onların bu zafiyetlerinden yararlanarak aldattığı<br />

vurgulanmaktadır. Demek ki insanın ölümden hoşlanmaması, ölümü arzulamaması ve<br />

sürekli ölümsüzlük için çabalamasının temeli buraya dayanmaktadır. Hz. Âdem ile<br />

Havva yapmış oldukları bu olumsuz davranış dolayısıyla Allah’tan af dilemişlerdir.<br />

Fakat yüce yaratıcı onlara birbirlerine düşman olarak yeryüzüne inmelerini ve orada<br />

40

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!