kur'ân'da cennet kavramı - gariban tavuk
kur'ân'da cennet kavramı - gariban tavuk
kur'ân'da cennet kavramı - gariban tavuk
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
يَغْفِرْ لَكُمْ ذُنُوبَكُمْ وَيُدْخِلْكُمْ جَن َّاتٍ تَجْرِي مِن تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ وَمَسَاآِنَ طَي ِّبَةً فِي جَن َّاتِ عَدْنٍ ذَلِكَ الْفَوْزُ<br />
الْعَظِيمُ<br />
“(Eğer böyle yaparsanız Allah) sizin günahlarınızı bağışlar ve sizi altlarından<br />
ırmaklar akan <strong>cennet</strong>lere, Adn <strong>cennet</strong>lerinde hoş yerlere koyar. İşte büyük kurtuluş<br />
budur” (Saff 61/12).<br />
b) İçlerinden ırmakların akması;<br />
جَن َّاتُ عَدْنٍ يَدْخُلُونَهَا تَجْرِي مِن تَحْتِهَا الأَنْهَارُ لَهُ مْ فِيهَا مَا يَشَآؤُونَ آَذَلِكَ يَجْزِي اللّهُ الْمُت َّقِي َن<br />
“O girecekleri yer, Adn <strong>cennet</strong>leridir ki, altından ırmaklar akar. Orada Allah'tan<br />
korkanlara diledikleri nimetler vardır. İşte Allah, takva sahiplerini böyle<br />
mükâfatlandırır” (Nahl 16/31).<br />
أُوْلَئِكَ لَهُمْ جَن َّاتُ عَدْنٍ تَجْرِي مِن تَحْتِهِمُ الْأَنْهَارُ يُحَل َّوْنَ فِيهَا مِنْ أَسَاوِرَ مِن ذَهَبٍ وَيَلْبَسُونَ ثِيَابًا<br />
خُضْرًا م ِّن سُندُسٍ وَإِسْتَبْرَقٍ م ُّت َّكِئِينَ فِيهَا عَلَى الْأَرَائِكِ نِعْمَ الث َّوَابُ وَحَسُنَتْ مُرْتَفَقًا<br />
“İşte onlara Adn <strong>cennet</strong>leri vardır; altlarından ırmaklar akar, orada altın bileziklerle<br />
süslenecekler, ince ve kalın ipekliden yeşil elbiseler giyerek koltuklar üzerine<br />
dayanıp kurulacaklar. O ne güzel karşılık ve ne güzel kalma yeri!” (Kehf 18/31).<br />
جَن َّاتُ عَ دْنٍ تَجْرِي مِن تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ خَالِدِينَ فِيهَا وَذَلِكَ جَزَاء مَن تَزَآ َّى<br />
Adn <strong>cennet</strong>leri vardır ki, altlarından ırmaklar akar, onlar, orada ebedî olarak<br />
kalacaklardır. Ve işte bu, (küfür ve isyandan) arınanların mükâfatıdır (Tâhâ 20/76).<br />
جَزَاؤُهُمْ عِندَ رَب ِّهِمْ جَن َّاتُ عَدْنٍ تَجْرِي مِن تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ خَالِدِينَ فِيهَا أَبَدًا ر َّضِيَ الل َّهُ عَنْهُمْ وَرَضُوا<br />
عَنْهُ ذَلِكَ لِمَنْ خَشِيَ رَب َّهُ<br />
“Rableri katında onların mükâfatı, altlarından ırmaklar akan Adn <strong>cennet</strong>leridir. Orada<br />
ebedî olarak kalacaklardır. Allah onlardan razı olmuş, onlar da O'ndan razı<br />
olmuşlardır. İşte bu mükâfat, Rabbine saygı gösterene mahsustur” (Beyyine 98/8).<br />
c) Oradakilerin her isteğinin karşılanması;<br />
جَن َّاتُ عَدْنٍ يَدْخُلُونَهَا تَجْرِي مِن تَحْتِهَا الأَ نْهَارُ لَهُمْ فِيهَا مَا يَشَآؤُونَ آَذَلِكَ يَجْزِي اللّهُ الْمُت َّقِي َن<br />
“O girecekleri yer, Adn <strong>cennet</strong>leridir ki, altından ırmaklar akar. Orada Allah'tan<br />
korkanlara diledikleri nimetler vardır. İşte Allah, takva sahiplerini böyle<br />
mükâfatlandırır” (Nahl 16/31).<br />
62