kur'ân'da cennet kavramı - gariban tavuk
kur'ân'da cennet kavramı - gariban tavuk
kur'ân'da cennet kavramı - gariban tavuk
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
1.2.14.1. Eski Ahitte Cennet<br />
Yahudilikteki <strong>cennet</strong> anlayışı, öncelikli olarak Yahudilerin ellerinde bulunan ve<br />
Türkçeye çevrilmiş olan Eski Ahit (Tevrat) esas alınarak incelenecektir. Tevrat’a göre<br />
insan öldüğünde “seol” denen ölüler diyarına gitmektedir. “Seol” aynı zamanda, ölüm<br />
sonrası hayatı ifade etmek için de kullanılmaktadır (Taşpınar, 2003:261).<br />
Burada iyi ve kötü ruhların birlikte aynı yeri paylaştıkları, ifade edilmektedir<br />
(Eyüp, 3/17–19).<br />
Burası yerin derinliklerinde (Kutsal Kitap, 2003, Tevrat-Yasanın Tekrarı, 32/22)<br />
ışığın girmediği karanlık bir mekândır (Eyüp, 10/21,22). Bir defa oraya giren daha geri<br />
çıkamamaktadır (Eyüp, 7/9,10). Girişi ise, kapılarla kapalıdır (Mezmurlar, 9/14).<br />
Tevrat’a göre seolün, ölülerin tamamının ortak bir mekânı olduğu,“biliyorum<br />
beni ölüme, bütün canlıların toplanacağı yere götüreceksin” (Eyüp, 30/23) ifadesiyle<br />
açıklanmaktadır. Aynı zamanda burasının iyilerin mükâfat, kötülerin ise azap yeri<br />
olduğu belirtilmektedir (Harman, 1993:226).<br />
Eski Ahit’te <strong>cennet</strong>, “Aden bahçesi” anlamında “Gan Eden” tamlamasıyla ifade<br />
edilmektedir (Tekvin, 2/8;4/16). Bunun dışında Talmut ve diğer kaynaklarda da “âhirett<br />
hayatının nimetlerini elde etme” anlamında olan, “Olam Ha-Ba” terkibinin kullanıldığı<br />
belirtilmektedir (Taşpınar, 2003:296).<br />
Yahudilikte insanın bu dünyada yaptığı iyi işlerin karşılığını, hem bu dünyada,<br />
hem de fazlasıyla âhirette alacağı belirtilmektedir (Taşpınar, 2003:294).<br />
Talmut’ta, <strong>cennet</strong>in bu dünyaya benzemediği, bu dünya hayatında olduğu gibi<br />
<strong>cennet</strong>te yeme, içme, cinsel ilişki vb. bedeni hazların olmadığı belirtilerek, Salihlerin<br />
orada başlarına bir taç takarak ilahi huzurun ihtişamını seyredecekleri ve yiyeceklerinin<br />
bu şekilde manevi olacağı ifade edilmektedir (Taşpınar, 2003:301).<br />
Bundan dolayı âhirette salihlerin melekler gibi olacakları ve âhiret hayatının da<br />
ruhanî bir hayat olacağı belirtilmektedir (Moise Maimonide, 1993:122–123’den naklen,<br />
bkz: Taşpınar, 2003:301). Cennetin, boyut olarak çok geniş olduğu ve yedi ayrı<br />
28