kur'ân'da cennet kavramı - gariban tavuk
kur'ân'da cennet kavramı - gariban tavuk
kur'ân'da cennet kavramı - gariban tavuk
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
وَالس َّابِقُونَ الأَو َّلُونَ مِنَ الْمُهَاجِرِينَ وَالأَنصَارِ وَال َّذِينَ ات َّبَعُوهُم بِإِحْسَانٍ ر َّضِيَ اللّهُ عَنْهُمْ وَرَضُواْ عَنْهُ<br />
وَأَعَد َّ لَهُمْ جَن َّاتٍ تَجْرِي تَحْتَهَا الأَنْهَارُ خَالِدِينَ فِ يهَا أَبَدًا ذَلِكَ الْفَوْزُ الْعَظِيمُ<br />
“Muhacir ve Ensar'dan İslâm'a ilk önce girenlerin başta gelenleri ve iyi amellerle<br />
onların ardınca gidenler var ya, işte Allah onlardan razı oldu, onlar da Allah'dan razı<br />
oldular ve onlara, altlarında ırmaklar akan <strong>cennet</strong>ler hazırladı ki, içlerinde ebedi<br />
kalacaklar. İşte büyük ve muhteşem kurtuluş budur” (Tevbe 9/100).<br />
يَوْمَ يَجْمَعُكُمْ لِيَوْمِ الْجَمْعِ ذَلِكَ يَوْمُ الت َّغَابُنِ وَمَن يُؤْمِن بِالل َّهِ وَيَعْمَلْ صَالِحًا يُكَف ِّرْ عَنْهُ سَي ِّئَاتِهِ وَيُدْخِلْهُ<br />
جَن َّاتٍ تَجْرِي مِن تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ خَالِدِينَ فِيهَا أَبَدًا ذَلِكَ الْفَوْزُ الْعَظِيمُ<br />
“Toplanma günü için sizi topladığı zaman var ya, işte o gün, kimin aldandığının açığa<br />
çıkacağı aldanma günüdür. Kim Allah'a inanır ve yararlı iş yaparsa, Allah onun<br />
kötülüklerini örter ve onu, içinde ebedi kalacakları, altlarından ırmaklar akan<br />
<strong>cennet</strong>lere sokar. İşte büyük kurtuluş budur” (Teğâbün 64/9).<br />
ر َّسُولًا يَتْلُو عَلَيْكُمْ آيَاتِ الل َّهِ مُبَي ِّنَاتٍ ل ِّيُخْرِجَ ال َّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الص َّالِحَاتِ مِنَ الظ ُّلُمَاتِ إِلَى الن ُّورِ<br />
وَمَن يُؤْمِن بِالل َّهِ وَيَعْمَلْ صَالِحًا يُدْخِلْهُ جَن َّاتٍ تَجْرِي مِن تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ خَالِدِينَ فِيهَا أَبَدًا قَدْ أَحْسَنَ الل َّهُ<br />
لَهُ رِزْقًا<br />
“Size Allah'ın açık açık âyetlerini okuyan bir elçi (gönderdi) ki inanıp faydalı işler<br />
yapanları, karanlıklardan aydınlığa çıkarşın. Kim Allah'a inanır ve yararlı iş yaparsa<br />
(Allah) onu, altlarından ırmaklar akan, içinde ebedi kalacakları <strong>cennet</strong>lere sokar.<br />
Allah ona gerçekten ne güzel rızık vermiştir” (Talâk 65/11).<br />
جَزَاؤُهُمْ عِندَ رَب ِّهِمْ جَن َّاتُ عَدْنٍ تَجْرِي مِن تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ خَالِدِينَ فِيهَا أَبَدًا ر َّضِيَ الل َّهُ عَنْهُمْ وَرَضُوا<br />
عَنْهُ ذَلِكَ لِمَنْ خَشِيَ رَب َّهُ<br />
“Rableri katında onların mükâfatı, altlarından ırmaklar akan Adn <strong>cennet</strong>leridir. Orada<br />
ebedî olarak kalacaklardır. Allah onlardan razı olmuş, onlar da O'ndan razı<br />
olmuşlardır. İşte bu mükâfat, Rabbine saygı gösterene mahsustur” (Beyyine 98/8).<br />
Bu âyetlerde <strong>cennet</strong> kelimesi, devamlı (Halidine) ”خَالِدِينَ“ lafzıyla birlikte<br />
kullanılmaktadır. Taberi, Beyyine suresinin sekizinci âyetindeki “orada ebedî<br />
kalıcıdırlar” ifadesini “orada ne ölecekler ne de oradan çıkarılacaklardır. Ebedî olarak<br />
orada <strong>cennet</strong>e konuk olarak yaşayacaklardır” (et-Taberî, 2002:15/30,334) şeklinde,<br />
<strong>cennet</strong>teki yiyecekleri ise, “<strong>cennet</strong>te yenilen yiyeceklerin tümü <strong>cennet</strong>likler için<br />
daimidir, hiçbir şekilde kesintiye uğramayacak, zayi olmayacak ve geçici olmayacaktır.<br />
Bilakis sonsuza kadar varolacaktır” (et-Taberî, 2002: VIII,13,204) biçiminde<br />
yorumlamıştır.<br />
54