30.01.2015 Views

harun3007@gmail.com Kitabin OrîjInal Adi YayinHaklari ... - Kitabxana

harun3007@gmail.com Kitabin OrîjInal Adi YayinHaklari ... - Kitabxana

harun3007@gmail.com Kitabin OrîjInal Adi YayinHaklari ... - Kitabxana

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Langdon aklını toplamaya çalışarak, bir an düşündü. Odayı gözden geçirdi. Kabirler.<br />

Mihraplar. Sütunlar. Nişler. Kubbenin solundaki en şatafatlı mezarı gösterdi. "Sanırım,<br />

şuradaki Raphael'inki."<br />

Vittoria odanın geri kalan bölümlerini inceledi. "Kardinali öldürmek üzere olan bir<br />

suikastçıya benzer kimseyi görmüyorum. Etrafa bakalım mı"<br />

252<br />

Melekler ve Şeytanlar<br />

Langdon başını salladı. "Burada, birinin saklanabileceği tek bir yer var. Rientranzeyi kontrol<br />

edelim."<br />

"Girintiler mi"<br />

Langdon, "Evet," dedi. "Duvardaki girintiler."<br />

Çevrede, kabirlerin arasında, yarım daire şeklinde duvara oyulmuş bir dizi niş bulunuyordu.<br />

Nişler geniş değildi, ama karanlıkta birinin saklanabileceği kadar büyüktüler. Langdon<br />

üzüntüyle, bir zamanlar bunların içinde Yunan tanrılarının heykellerinin bulunduğunu<br />

düşündü, ama Vatikan, Pantheon'u bir Hıristiyan kilisesine dönüştürdüğünde, pagan<br />

heykelleri yok edilmişti. Bilimin ilk mihrabında durduğunu ve işaretin artık yok olduğunu<br />

bilmek, asabını bozdu. İşaretin hangi heykel olduğunu ve nereyi gösterdiğini merak etti.<br />

Langdon bir Illuminati işareti -Aydınlama Yolu'na giden yolu gizlice işaret eden bir heykelibulmaktan<br />

daha fazla heyecan verici bir şey düşünemiyordu. Yine, isimsiz heykeltıraşın<br />

kimliğini merak etti.<br />

Vittoria dairenin sol yarısını göstererek, "Ben sol kemeri alıyorum," dedi. "Sen, sağa git. Yüz<br />

seksen derece sonra görüşürüz."<br />

Langdon sertçe gülümsedi.<br />

Vittoria ilerlerken Langdon durumun içinde yarattığı korkuyu hissetti. Dönüp sağa doğru<br />

ilerlerken, katilin sesi etrafındaki sessiz boşlukta fısıldıyor gibiydi. Saat sekizde. Bilimin<br />

mabetlerinde bakir kurbanlar. Ölümün matematiksel sıralanışı. Sekiz, dokuz, on, on bir... ve<br />

gece yarısı. Langdon saatine baktı: 19.52. Sekiz dakika kalmıştı.<br />

Langdon ilk girintiye doğru ilerlerken, Katolik İtalyan krallarından birinin kabrinin yanından<br />

geçti. Lahit, Roma'daki pek çokları gibi, duvara eğri duruyordu, beceriksizce yerleştirilmişti.<br />

Bunu gören bir grup turistin kafası karışmış gibi görünüyordu. Langdon açıklamak için<br />

durmadı. Resmi Hıristiyan kabirleri, çoğunlukla mimari yapıyla ters hizalanmışlar-dı, böylece<br />

yüzleri doğuya dönük yatabiliyorlardı. Bu, Langdon'ın Simge-bilim 212 dersinde geçen ay<br />

tartıştığı batıl bir inançtı.<br />

Langdon doğuya bakan kabirlerin nedenini açıkladığında, önde oturan bir kız öğrenci, "Bu,<br />

çok yersiz!" diye yumurtlamıştı. "Hıristiyanlar kabirlerin neden doğan güneşe dönük olmasını<br />

istesinler ki Hıristiyanlıktan bahsediyoruz... güneşe tapmaktan değil!"<br />

Langdon yazı tahtasının önünde bir aşağı bir yukarı yürüyerek, elma yerken, gülümsedi. "Bay<br />

Hitzrot!" diye bağırdı.<br />

253<br />

Dan Brown<br />

Arkalarda uyuklayan genç bir adam, sıçrayarak ayağa kalktı. "M var! Ben mi"<br />

Langdon duvardaki Rönesans sanatı posterini gösterdi. "Tanrı'nın önünde diz çöken bu adam<br />

kim"<br />

"Şeyyyy... bir aziz mi"<br />

"Mükemmel, peki ya bu altın hale size bir şey hatırlatıyor mu"<br />

Hitzrot zorla gülümsedi. "Evet! Geçen dönem işlediğimiz şu Mısırlı şeyler. Şu... şeyyyy...<br />

güneş yuvarlakları.1"

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!