harun3007@gmail.com Kitabin OrîjInal Adi YayinHaklari ... - Kitabxana
harun3007@gmail.com Kitabin OrîjInal Adi YayinHaklari ... - Kitabxana
harun3007@gmail.com Kitabin OrîjInal Adi YayinHaklari ... - Kitabxana
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
ile konuşmak gibi bir şeydi. "Kardeşliğinizin tarihi üstüne araştırma yapmış bir<br />
akademisyenim."<br />
Ses, "Fevkalade," diye yanıt verdi. "Bize karşı işlenen suçları hâlâ hatırlayan canlı birilerinin<br />
olmasına sevindim."<br />
"Çoğumuz artık var olmadığınızı düşünüyorduk."<br />
"Kardeşliğin yerleştirmek için çokça uğraştığı bir yanılgı. La purga hakkında başka ne<br />
biliyorsunuz"<br />
Langdon duraksadı. Başka ne mi biliyorum Bu durumun baştan sona çılgınlık olduğunu<br />
biliyorum, işte o kadar! "Bilim adamları damgalandıktan sonra öldürüldü ve cesetleri,<br />
Illuminati'ye katılmamaları için diğer bilim adamlarına ibret olsun diye Roma'da halka açık<br />
yerlere bırakıldı."<br />
170<br />
Melekler ve Şeytanlar<br />
"Evet. Biz de aynını yapacağız. Quidpro quo.n Katledilen kardeşlerimizin intikamı olarak<br />
kabul edin. Dört kardinaliniz ölecek, saat yirmiden itibaren her saat başı biri. Gece yarısı<br />
olduğunda tüm dünya hayran<br />
kalacak."<br />
Langdon telefona doğru yürüdü. "Bu dört adamı damgalayıp öldürmeyi mi amaçlıyorsunuz"<br />
'Tarih tekerrürden ibaret, öyle değil mi Kuşkusuz biz kiliseden daha seçici ve cüretkâr<br />
davranacağız. Onlar kimse görmeden öldürüp cesetleri bıraktılar. Çok korkakça."<br />
Langdon, "Sen ne diyorsun" diye sordu. "Bu adamları halkın önünde mi damgalayıp<br />
öldüreceksiniz"<br />
"Çok güzel. Yine de h tlktan neyi kastettiğinize bağlı. Artık kiliseye o kadar fazla insan<br />
gitmiyor."<br />
Langdon'ın jetonu geç düşmüştü. "Onları kiliselerde mi öldüreceksiniz"<br />
"Nezaketen. Tanrı'nın ruhlarını cennetine vakit kaybetmeden alabilmesi için. Böylesi daha<br />
doğru. Basının da hoşuna gideceğini tahmin ediyorum."<br />
Olivetti, "Blöf yapıyorsun," derken soğukkanlılığını geri kazanmıştı. "Birini kilisede<br />
öldürdükten sonra, elini kolunu sallayarak çıkıp gidemezsin."<br />
"Blöf mü İsviçreli Muhafrzlar'ınız arasında hayalet gibi dolaşıyoruz, duvarlarınız arasından<br />
dört kardinalinizi çalıyoruz, en kutsal mabedinizin göbeğine ölümcül bir patlayıcı<br />
yerleştiriyoruz ve sen bunun blöf olduğunu düşünüyorsun, öyle mi Cinayetler işlenip<br />
kurbanlar bulundukça medya başına üşüşecek. Gece yansı tüm dünya Illuminati'nin amacını<br />
anlayacak."<br />
Olivetti, "Peki ya her kiliseye nöbetçi dikersek"<br />
Arayan kişi güldü. "Korkarım dininizin bereketli doğası bunu zahmetli bir iş haline getiriyor.<br />
Daha saymaya başlamadınız mı Roma'da dört yüzden fazla Katolik Kilisesi var. Katedraller,<br />
şapeller, barınaklar, manastırlar, keşişhaneler, rahibe manastırları, kiliseye bağlı okullar..."<br />
Olivetti 'nin katı yüz ifadesi değişmedi.<br />
Dişe diş.<br />
171<br />
Dan Brown<br />
Arayan kişi son not olarak, "Doksan dakika içinde başlıyor," dedi "Saat başı bir tane. Ölümün<br />
matematiksel işleyişi. Şimdi gitmem gerek."<br />
Langdon, "Bekle!" diye seslendi. "Bu adamlara vurmayı amaçladığı, nız mühürlerden bahset."<br />
Katil eğlenmişe benziyordu. "Sanırım mühürlerin neye benzediğini zaten biliyorsun. Belki de<br />
şüpheci birisin, öyle mi Yakında g"vüşürüz. Eski efsanelerin doğru olduğunun kanıtı."<br />
Langdon sersemlemişti. Adamın ne iddia ettiğini çok iyi biliyordu. Leonardo Vetra'nın<br />
göğsündeki damgayı gözünün önüne getirdi. Illumi-nati folklorunda toplam beş mühürden söz<br />
edilirdi. Langdon, geriye dört mühür kaldı, diye düşündü ve dört kayıp kardinal.