harun3007@gmail.com Kitabin OrîjInal Adi YayinHaklari ... - Kitabxana
harun3007@gmail.com Kitabin OrîjInal Adi YayinHaklari ... - Kitabxana
harun3007@gmail.com Kitabin OrîjInal Adi YayinHaklari ... - Kitabxana
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Rocher, Şistine Şapeli'nden, Papa'nm özel dairesine doğru ona eşlik ederken, Camerlengo<br />
bitkin halde, "Olivetti'den haber var mı" diye sordu. "Hayır, signore. En kötü ihtimalin<br />
gerçekleşmesinden korkuyorum." Papa'nın dairesine vardıklarında, Camerlengo'nun sesi çok<br />
kederliydi. "Yüzbaşı, bu gece burada yapabileceğim başka bir şey yok. Korkarım, çok fazla<br />
şey yaptım bile. Şimdi dua edeceğim. Rahatsız edilmek istemiyorum. Gerisi Tanrı'ya kalmış."<br />
"Evet, signore."<br />
"Geç oldu, yüzbaşı. Şu kutuyu bulun."<br />
"Araştırmamız devam ediyor." Rocher duraksadı. "Silahın çok iyi saklandığı kesin."<br />
Camerlengo sanki bunu düşünememiş gibi yüzünü buruşturdu. Evet. Tam 23.15'te, eğer kilise<br />
hâlâ tehlikedeyse, kardinalleri tahliye etmenizi istiyorum. Onların güvenliğini sizin ellerinize<br />
teslim ediyorum. Tek bir şey istiyorum. Bü adamların, buradan şerefli bir şekilde çıkmaları<br />
sağlayın. San Pietro Meydanı'na çıksınlar ve dünyanın geri kalamyla yan yana dursunlar. Bu<br />
kilisenin son görüntüsünün, arka kapıdan gizlice Çıkan, korkmuş yaşlı adamlar olmasını<br />
istemiyorum."<br />
"Peki, signore. Ya siz 23.15'te sizi almaya da geleyim mi"<br />
"Buna gerek olmayacak."<br />
"Signore"<br />
"Ruhum ayrılmam gerektiğini hissettiğinde ayrılacağım."<br />
401 F.26<br />
Dan Brown<br />
Rocher, Camerlengo acaba gemiyle birlikte batmayı mı planhy0r d ye merak etti.<br />
Camerlengo, Papa'nın dairesinin kapısını açtı ve içeri girdi. Dön rek, "Aslında..." dedi. "Bir<br />
şey var."<br />
"Signore"<br />
"Bu ofis bu gece biraz soğuk. Titriyorum."<br />
"Elektrik çalışmıyor. Size ateş yakayım."<br />
Camerlengo yorgun bir ifadeyle gülümsedi. "Teşekkür ederim. Çok teşekkür ederim."<br />
Rocher, Camerlengo'yu küçük bir Kutsal Meryem Ana heykelinin önünde, alev ışığında dua<br />
ederken bırakıp Papa'nın dairesinden çıktı. Ürkütücü bir manzaraydı. Titrek ışıkta diz çökmüş<br />
siyah bir gölge. Rocher koridorda ilerlerken, koşarak ona doğru gelen bir muhafız belirdi.<br />
Rocher mum ışığında bile Teğmen Chartrand'ı tanıdı. Genç, toy ve hevesli.<br />
Chartrand bir cep telefonu uzatarak, "Yüzbaşı," diye seslendi. "Sanı-' rım, Camerlengo'nun<br />
seslenişi işe yaradı. Bize yardımı dokunabilecek bilgiye sahip olduğunu söyleyen biri arıyor.<br />
Vatikan'ın özel dahili hatlarından birini aradı. Numarayı nasıl bulduğu hakkında hiç fikrim<br />
yok."<br />
Rocher durdu. "Ne"<br />
"Sadece, en yüksek rütbeli memurla konuşacakmış."<br />
"Olivetti'den haber var mı"<br />
"Hayır, efendim."<br />
Ahizeyi aldı. "Ben, Yüzbaşı Rocher. Buradaki en yüksek rütbeli memur benim."<br />
Ses, "Rocher," dedi. "Sana kim olduğumu açıklayacağım. Sonra, sana ne yapacağım<br />
söyleyeceğim."<br />
Arayan kişi konuşmayı bitirip telefonu kapattığında, Rocher donup kalmıştı. Artık, emirleri<br />
kimden aldığım biliyordu.<br />
CERN'de, Sylvie Baudeloque çılgına dönmüş bir halde, Kohler'm telesekreterine gelen tüm<br />
lisans hakkı taleplerini takip etmeye çalışıyordu. Direktör'ün masasındaki özel hat çalmaya<br />
başladığında, Sylvie yerinden zıpladı. Kimsede bu numara yoktu. Telefona cevap verdi.<br />
"Evet"<br />
"Bayan Baudeloque Ben, Direktör Kohler. Pilotumla irtibata geçin Jetim beş dakika içinde<br />
hazır olsun."