harun3007@gmail.com Kitabin OrîjInal Adi YayinHaklari ... - Kitabxana
harun3007@gmail.com Kitabin OrîjInal Adi YayinHaklari ... - Kitabxana
harun3007@gmail.com Kitabin OrîjInal Adi YayinHaklari ... - Kitabxana
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Haşhaşin adeta Langdon'ın aklından geçenleri okumuştu. Yenıd kenara çekilerek, Langdon'ı<br />
odanın ortasındaki masaya yöneltmeye ça şan bir havası vardı. Langdon masada bir şeyler<br />
olduğunu sezinlen1'<br />
442<br />
Melekler ve Şeytanlar<br />
aeşale ışığında parlayan bir şey. Bir silah mı Langdon gözlerini Haşha-in'den ayırmadan<br />
masaya biraz daha yaklaştı. Haşhaşin masaya hilesiz, uzUn bir bakış fırlattığında, Langdon<br />
yemi yutmamaya çalıştı. Ama içgüdülerine yenik düştü. O da bir bakış fırlattı. Kayıp vermişti<br />
bile.<br />
Kesinlikle bir silah değildi. Gördüğü şey onu anında yerine çivilemişti.<br />
Masanın üstünde, yeşil pası kabuk bağlamış basit, bakır bir sandık<br />
duruyordu. Sandık beşgendi. Kapağı açık duruyordu. İçindeki beş ayrı<br />
bölmede beş ayrı mühür vardı. Damgalar demirden dökülmüşlerdi... tu-"<br />
tacak yeri tahtadan, geniş kabartma gereçleri. Langdon'ın üstlerinde ne<br />
yazdığına dair hiç şüphesi yoktu.<br />
1LLUMINAT1, TOPRAK, HAVA, ATEŞ, SU.<br />
Haşhaşin'in hamle yapmasından korkan Langdon başını yeniden yukarı kaldırdı. Bunu<br />
yapmadı. Katil bekliyordu. Sanki oyuna baştan başlamış gibiydi. Langdon elindeki boruyla<br />
itekleyerek, gözlerini avına çevirip dikkatini yeniden toplamaya çalıştı. Ama kutunun<br />
görüntüsü aklından çıkmıyordu. Damgalar başlı başına büyüleyici olsa da -çok az Illuminati<br />
uzmanının var olduğuna inandığı elsanatları- Langdon birden, kutuyla ilgili, içinde nahoş<br />
duygular uyandıran başka bir şey olduğunu fark etti. Haşhaşin hile yapmaya çalışırken<br />
Langdon bir bakış daha attı.<br />
Tanrım!<br />
Damgalar, sandığın dış kenarlarındaki beş ayrı bölmede duruyordu. Ama ortada başka bir<br />
bölme daha vardı. Bu bölüm boştu ama başka bir damga için yapıldığı belliydi... diğerlerinden<br />
çok daha büyük ve mükemmel kare şeklinde bir damga.<br />
Saldırı ansızın geldi.<br />
Haşhaşin avcı bir kuş gibi üstüne çullanmıştı. Dikkati oldukça dağılmış olan Langdon karşı<br />
koymaya çalıştıysa da, elindeki demir çubuk ağaç gövdesi kadar ağırdı. Tepkisi çok yavaştı.<br />
Haşhaşin kenara kaçmıştı, ^ngdon çubuğu geri çekmeye çalışırken Haşhaşin atılarak onu<br />
tuttu, karnın kavrayışı çok güçlüydü ve yaralı kolu artık onu etkilemiyormuş Skiydi, iki adam<br />
vahşice boğuştular. Langdon çubuğun elinden çekildiği-nı hissetti. Avuç içi yakıcı bir acıyla<br />
yırtıldı. Langdon bir anda kendini çu-ügun parçalanmış ucuna bakarken buldu. Avcı av<br />
olmuştu.<br />
443<br />
Dan Brown<br />
Langdon kendini gülle yemiş gibi hissetti. Haşhaşin artık gülümseyp rek etrafında dönüyor ve<br />
onu duvara doğru itiyordu. "Senin Amerika'da ne derler" diye alay etti. "Meraklı kediyle<br />
ilgili bir şey olabilir mi"<br />
Langdon dikkatini vermekte güçlük çekiyordu. Haşhaşin üstüne gelirken, kendi<br />
dikkatsizliğine lanet okudu. Hiçbir anlam ifade etmiyordu Altıncı Illuminati damgası mı, diye<br />
düşündü sinirle. "Altıncı Illuminati damgası hakkında hiçbir şey okumamıştım!" diye<br />
ağzından kaçırıverdi.<br />
"Bence okumuşsundur." Katil, Langdon'ı oval duvara doğru iteklerken kendi kendine<br />
gülüyordu.<br />
Langdon iyice afallamıştı. Kesinlikle okumamıştı. Beş Illuminati damgası vardı. Odada<br />
herhangi bir silah arayarak geriledi.