harun3007@gmail.com Kitabin OrîjInal Adi YayinHaklari ... - Kitabxana
harun3007@gmail.com Kitabin OrîjInal Adi YayinHaklari ... - Kitabxana
harun3007@gmail.com Kitabin OrîjInal Adi YayinHaklari ... - Kitabxana
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
ni hangi mükafatların beklediğini merak ediyorlardı. Elbette onları haı kete geçiren şey,<br />
merak duygusuydu. İçlerinde en az hırslı olan Vitton idi. Langdon, onun gözlerindeki kadınsal<br />
önseziyi andıran endişeyi, huzursuzlukla, hissedebiliyordu.<br />
492<br />
Melekler ve Şeytanlar<br />
I Vittoria ile birlikte diğerlerinin peşinden koşarken, artık çok geç, di-e düşündü. Bu işe<br />
bulaştık artık.<br />
Vittoria sesini çıkarmıyordu, ama Langdon, aynı şeyi düşündüklerine emindi. Eğer<br />
Camerlengo yaralıyorsa, Vatikan Şehri'nden kaçmak için<br />
fokuz dakika yeterli değil.<br />
Mozoleler arasından koşarlarken, Langdon grubun dik bir eğimi çıktıklarını fark edince,<br />
bacaklarının yorulduğunu hissetti. Bunun izahı aklına gelince kalbi titredi. Ayaklarının<br />
altındaki topografya İsa zamanından kalmaydı. İlk Vatikan Tepesi'nde koşuyordu! Langdon,<br />
Vatikan alimlerinin, Aziz Petrus'un mezarının Vatikan Tepesi'nin yanında olduğunu iddia<br />
ettiklerini duymuş ve her zaman bunu nasıl bildiklerini merak etmişti. Şimdi anlıyordu. Lanet<br />
tepe hâlâ burada!<br />
Langdon kendini tarihin sayfalarında koşuyor gibi hissediyordu. İleride bir yerde Aziz<br />
Petrus'un mezarı vardı... Hıristiyanlık yadigârı. Orijinal mezarın mütevazı bir tapınakla<br />
vurgulandığına inanmak güçtü. Elbet-Ite artık öyle değildi. Petrus'un şöhreti arttıkça, eskisinin<br />
üstüne yeni mabetler dikilmişti. Şimdi ise yerden, Michelangelo'nun kubbesine kadar yüz<br />
yirmi altı metre yüksekliğindeydi ve tepesi, santim bile kaymadan orijinal mezarın tam üstüne<br />
geliyordu.<br />
Yılankavi geçitlerden çıkmaya devam ettiler. Langdon saatine baktı. Sekiz dakika. Vittoria ile<br />
kendisinin buradaki merhumlar arasına katılıp katılmayacaklarını merak ediyordu.<br />
Glick arkalarından, "Dikkat!" diye seslendi. "Yılan delikleri!" Langdon tam zamanında<br />
görmüştü. Önlerindeki yolda küçük delikler açılmıştı. Üstlerinden atlayarak geçti. I<br />
Vittoria da dar deliklerin üstünden son anda atladı. Koşmaya devam<br />
I ederlerken huzursuz görünüyordu. "Yılan delikleri mi" I Langdon, "Aslında yemek<br />
delikleri," diye düzeltti. "İnan bana bilmek<br />
istemezsin." Bu deliklerin içki kanalları olduğunu fark etmişti. İlk Hıristiyanlar, bedenin<br />
dirileceğine inandıklarından, bu deliklerden yerin altındaki mahzenlere süt ve bal dökerek<br />
ölüleri beslerlerdi.<br />
493<br />
Dan Brown<br />
Camerlengo kendini güçsüz hissediyordu.<br />
Tanrı'ya ve insanlığa olan sorumluluğunun verdiği güçle canlan» bacakları ilerlemeye devam<br />
etti. Geldik sayılır. İnanılmaz ağrılar içindev di. İnsan aklı, bedeninden çok daha büyük acılar<br />
çekebilir. Yine de y0ruı duğunu hissediyordu. Çok kıymetli ve çok az zamanı olduğunu<br />
biliyordu<br />
"Kiliseni kurtaracağım peder. Yemin ederim."<br />
Arkasından gelen BBC ışığına minnet duymakla beraber, yağ lambasını taşımaya devam<br />
ediyordu. Karanlıkta yol gösterenim. Ben ışığım. q koştukça lamba çalkalanıyordu. Bir an<br />
tutuşucu yağın devrilerek kendisini yakacağından korktu. Bir gece için yeterince yanık acısı<br />
çekmişti.<br />
Tepenin basma yaklaşırken, ter içinde kalmıştı ve güçlükle nefes alıyordu. Ama zirveye<br />
vardığında yeniden doğduğunu hissetti. Pek çok kereler durduğu düzlükte sen'deleyerek<br />
durdu. Yol burada sona eriyordu. Necropolis garip bir toprak duvarla son buluyordu. Küçük<br />
bir tabelanın üstünde Mausoleum S. yazıyordu.<br />
La tomba di San Pietro.