30.01.2015 Views

harun3007@gmail.com Kitabin OrîjInal Adi YayinHaklari ... - Kitabxana

harun3007@gmail.com Kitabin OrîjInal Adi YayinHaklari ... - Kitabxana

harun3007@gmail.com Kitabin OrîjInal Adi YayinHaklari ... - Kitabxana

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

"Baba, lütfen!" Max haykırmak istiyordu. "Ağrıyı durdurmalarına izin ver!" Ama, kelimeleri<br />

bir öksürük kasılmasında kayboldu. i<br />

Bir saat sonra ağrı daha da kötüleşmişti. ]<br />

Doktorlardan biri, "Oğlunuz felç olabilir," diyerek onları azarladı. "Hatta ölebilir! Yardımcı<br />

olacak ilaçlarımız var!"<br />

Frau ve Herr Kohler buna izin vermezlerdi. Tıbba inanmıyorlardı. Kim oluyorlardı da,<br />

Tanrı'nm büyük planına karışıyorlardı Daha kuvvetli dua ettiler. Sonuçta, Tanrı onları bu<br />

çocukla kutsamıştı, Tanrı çocuğu neden geri alacaktı ki Annesi, Max'e güçlü olmasını<br />

fısıldadı. Tanrı'nın onu sınadığını söyledi... Kutsal Kitap'taki İbrahim hikâyesinde olduğu<br />

gibi... inanç sınavı.<br />

Max inanmaya çalıştı ama ağrı dayanılmazdı. Doktorlardan biri sonunda, "Buna seyirci<br />

kalamam!" dedi ve koşara» odadan çıktı.<br />

Şafak vaktinde, Max neredeyse bilincini kaybetmişti. Vücudundaki her kas, acıyla<br />

kasılıyordu. İsa nerede, diye düşünüyordu. Beni sevmiy0 mu Max yaşamın vücudundan<br />

çıktığını hissediyordu.<br />

Annesi yatağın kenarında uyuyakalmıştı, elleriyle hâlâ ona sarılıy0 du. Max'in babası, ayakta<br />

durmuş, pencereden şafağı seyrediyordu. Ke<br />

456<br />

I<br />

Melekler ve Şeytânlar<br />

geçmiş gibiydi. Max, onun merhamet dileyen aralıksız dualarının içak mırıltısını<br />

duyabiliyordu.<br />

Max o sırada üzerinde uçan figürü hissetti. Bir melek mi Max zar zor görebiliyordu. Gözleri<br />

şişkinlikten kapanmıştı. Figür kulağına fısıldadı ama bu bir meleğin sesi değildi. Max, onun<br />

doktorlardan biri olduğu-ju fark etti... iki gündür hiçbir yere gitmeden, köşede oturan ve<br />

İngiltere'den birtakım yeni ilaçlar getirtmesine izin vermeleri için annesiyle babasına yalvaran<br />

doktor.<br />

Doktor, "Eğer bunu yapmazsam," diye fısıldadı. "Kendimi asla affetmeyeceğim." Sonra,<br />

nazikçe Max'in zayıf kolunu tuttu. "Keşke, daha önce yapsaydım."<br />

Max kolunda hafif bir iğne batması hissetti... ağrıdan güçlükle hisse-dilebiliyordu.<br />

Sonra doktor sessizce eşyalarını topladı. Gitmeden önce, elini Max'in alnına koydu. "Bu,<br />

senin hayatını kurtaracak. İlacın etkisine inanıyorum."<br />

Mas birkaç dakika içinde, sanki bir tür sihirli ruhun damarlarında dolaştığını hissetti. Sıcaklık<br />

vücuduna yayılıp ağrısını azalttı. Sonunda, Max günlerdir ilk kez, uyudu.<br />

Ateş düştüğünde, annesi ve babası bunun Tanrı'nın mucizesi olduğunu ilan ettiler. Ama,<br />

oğullarının sakat kaldığı belli olduğunda, ümitsizliğe kapıldılar. Oğullarını tekerlekli<br />

iskemleyle kiliseye götürdüler ve tavsiye vermesi için papaza yalvardılar.<br />

Papaz, onlara, "Bu çocuğun yaşaması," dedi. "Tanrı'nın bir lütfü."<br />

Max hiçbir şey söylemeden dinledi.<br />

"Ama oğlumuz yürüyemiyor!" Frau Kohler ağlıyordu.<br />

Papaz kederle başını salladı. "Evet. Görünüşe bakılırsa, Tanrı yeteri ^dar inançlı olmadığı için<br />

onu cezalandırmış."<br />

"Bay Kohler" Konuşan, önden koşan İsviçreli Muhafız'dı. "Camer-engo,

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!