harun3007@gmail.com Kitabin OrîjInal Adi YayinHaklari ... - Kitabxana
harun3007@gmail.com Kitabin OrîjInal Adi YayinHaklari ... - Kitabxana
harun3007@gmail.com Kitabin OrîjInal Adi YayinHaklari ... - Kitabxana
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
geçirdi. Hayır! Katilin çeşmedeki sözlerini hatırlıyordu. Kadın, Aydınlanma Kilisesi'nde...<br />
dönüşümü bekliyor. Langdon vazgeçemeyecek kadar yol kat etmişti. Kalbi hızla çarpıyordu.<br />
Sinir ve nefret duygularını köreltmeye başlamıştı.<br />
Yerdeki kanı gördüğünde Langdon'm aklına ilk önce Vittoria geldi. Ama gözleriyle kan<br />
lekelerini takip ettiğinde, bunların kanlı ayak izleri olduğunu fark etti. Adımlar uzundu.<br />
Lekeler sadece sol ayaktan bulaşmıştı. Haşhaşin!<br />
Langdon ayak izlerini odanın köşesine kadar takip ederken, giderek uzayan gölgesi<br />
zayıflıyordu. Attığı her adımda biraz daha şaşırıyordu. Kanlı ayak izleri odanın ortasına kadar<br />
geldikten sonra birden kaybolmuşa benziyordu.<br />
Langdon köşeye vardığında gözlerine inanamadı. Burada, yerdeki granit plaka diğerleri gibi<br />
dörtgen değildi. Bir başka yön tabelasına bakıyordu. Mermer blok, mükemmel bir beşgen<br />
oluşturacak şekilde kesilmiş Ve ucu köşeyi gösterecek biçimde yerleştirilmişti. Üst üste binen<br />
duvarlarla dâhice gizlenen taştaki dar bir aralık, giriş görevi görüyordu. Langdon arasından<br />
süzüldü. Bir geçitteydi. Önünde, bir zamanlar bu tüneli *apatan tahta bariyerin kalıntıları<br />
duruyordu.<br />
Onun ardında ışık vardı.<br />
Langdon artık koşuyordu. Tahtanın üstünden aşarak, ışığa yöneldi. "eÇit hemen başka bir<br />
geniş odaya açılmıştı. Burada, duvardaki tek bir<br />
437<br />
Dan Brown<br />
meşalenin alevleri titreşiyordu. Langdon şatonun elektriği olmayan \y kesitindeydi... hiçbir<br />
turistin göremeyeceği bir yerinde. Oda, gün ışığmj ürkütücü görünüyor olmalıydı ama, meşale<br />
onu daha da korkutucu kıl]. yordu.<br />
II prigione.r}<br />
Demir parmaklıkları çürümeye yüz tutmuş, bir düzine kadar küçük hapishane hücresi vardı.<br />
Bununla birlikte büyükçe olan hücrelerden bin bozulmadan kalmıştı ve Langdon'ın yerde<br />
gördüğü şey neredeyse kalbini durduracaktı. Siyah cüppeler ve kırmızı harmaniler.<br />
Kardinalleri buraya kapatmıştı!<br />
Hücrenin yanındaki duvarda demir bir kapı vardı. Langdon yarı aralık kapının ardında bir tür<br />
geçit olduğunu görebiliyordu. Oraya doğru koştu. Ama oraya varmadan durdu. Kan izleri<br />
geçide girmiyorlardı. Girişin üstündeki kemere, kazınan yazıyı gördüğünde, nedenini anladı.<br />
II Passetto.<br />
Hayrete düşmüştü. Girişinin nerede olduğunu bilmeden, pek çok kez bu tünel hakkında bir<br />
şeyler duymuştu. II Passetto -Gizli Geçit- St. Angelo Kalesi ile Vatikan arasında yapılmış,<br />
sekiz yüz metre uzunluğunda dar bir tüneldi. Vatikan kuşatmaları sırasında papalar güvenli bir<br />
yere kaçabilmek için kullanmışlardı... aynı zamanda daha az dindar olan papalar, gizlice<br />
metresleriyle buluşmak ya da düşmanlarına yapılan işkenceyi görmek için kullanmışlardı.<br />
Ama artık tünelin her iki ucu da, anahtarları Vatikan'daki bir kasada saklı, açılması imkânsız<br />
kilitlerle kapatılmış olmalıydı. Langdon birden, Illuminati'nin Vatikan'a nasıl girip çıktığını<br />
anlayarak korktu. Kiliseye içeriden kimin ihanet ederek, anahtarları verdiğini düşündü.<br />
Olivetti mi İsviçreli Muhafızlardan biri mi Artık bunların önemi yoktu.<br />
Yerdeki kan, hapishanenin diğer tarafına doğru gidiyordu. Langdon izleri takip etti. Burada,<br />
zincirlere dolanmış paslı bir kapı duruyordu. Kilit çıkarılmıştı ve kapı aralıktı. Kapının<br />
ardında çok dik bir döner merdiven yukarı çıkıyordu. Yer yine aynı şekildeki beşgen bir<br />
blokla işaretlenmişti. Langdon taş bloka bakarken titreyerek, bu ağır kütlelere şekil ver><br />
Hapishane.<br />
438<br />
Melekler ve Şeytanlar<br />
ren keskiyi Bernini'nin tutup tutmadığını merak etti. Başının üstündeki teme*" bir melek<br />
çocuk oymasıyla süslenmişti. İşte buydu. Kan izleri merdivenlerden kıvrılarak yükseliyordu.