harun3007@gmail.com Kitabin OrîjInal Adi YayinHaklari ... - Kitabxana
harun3007@gmail.com Kitabin OrîjInal Adi YayinHaklari ... - Kitabxana
harun3007@gmail.com Kitabin OrîjInal Adi YayinHaklari ... - Kitabxana
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Langdon şimdi ona bakarken, Illuminati sığmağının bunca yıldır g1 -'' kalmasına inanamadı.<br />
Önündeki nehrin karşısındaki devasa taş yapıya lnJ' karken, tüm şehir yavaş yavaş yok oluyor<br />
gibi geldi. Bina, Roma'daki hc! bina kadar ünlüydü. Tiber Nehri'nin kıyısında diyagonal bir<br />
şekilde V<br />
428<br />
Melekler ve Şeytanlar<br />
l^jı'a bitişik duruyordu. Binanın geometrisi sadeydi; kare hisarın içinde da-jre şeklinde bir<br />
kaleydi, duvarlarının dışında tüm yapıyı çevreleyen, beşgen seklinde bir park vardı.<br />
Önündeki eski taş kale duvarları çarpıcı bir biçimde, yumuşak projektörlerle aydınlatılmıştı.<br />
Kalenin en tepesinde dev gibi bir bronz melek<br />
ıyordu. Melek kılıcını aşağı, kalenin tam merkezine doğrultmuştu.<br />
„ sanki bu yeterli değilmiş gibi, yalnız ve doğrudan kalenin ana girişine<br />
.^hberlik eden ünlü Melekler Köprüsü duruyordu... Bernini'den başkası<br />
tarafından yontulmamış on iki büyük melekle süslenmiş dramatik bir yol.<br />
Langdon son bir nefes kesici keşifle, Bernini'nin şehri kapsayan dikilitaş haçının tam<br />
Illuminati tarzındaki hisarı işaret ettiğini fark etti; haçın ana kolu doğrudan kalenin<br />
köprüsünün merkezinden geçerek, iki eşit parçaya bölüyordu.<br />
Langdon tüvit ceketini alarak, sular damlayan vücudundan uzakta tuttu. Sonra, çalıntı sedana<br />
atladı ve sırılsıklam ayakkabısıyla gaz pedalına basarak, hızla gecenin içine doğru ilerledi.<br />
WrW<br />
429<br />
Dan Brown<br />
106<br />
Saat 23.07 idi. Langdon'ın arabası Roma gecesinde son sürat gidiyordu. Nehirle paralel olan<br />
Lungotevere Tor Di Nona'dan aşağı süratle giden Langdon varış yerinin sağ tarafında dağ gibi<br />
yükseldiğini görebiliyordu.<br />
Castel Sant'Angeio. Melek Şatosu.<br />
Melekler Köprüsü'ne -Ponte Sant' Angelo- giden tali yol birden karşısına çıkmıştı. Langdon<br />
frenlere asılarak, yola saptı. Zamanında dönmüştü, ama köprü kapanmıştı. Üç metre kadar<br />
kaydıktan sonra, yolu kapayan kısa beton direklere çarptı. Araç hırıldayıp sarsılarak,<br />
birdenbire durunca Langdon ileri doğru fırladı. Melekler Köprüsü'nü korumak maksadıyla,<br />
sadece yaya trafiğine açık olduğunu unutmuştu.<br />
Sarsılan Langdon arabadan sendeleyerek inerken, başka bir yoldan gelmiş olmayı diliyordu.<br />
Çeşmede sırılsıklam ıslanmıştı. Şimdi üşüyor ve titriyordu. Islak gömleğinin üstüne Harris<br />
tüvit ceketini geçirirken, Har-ris markasının çift astarlı oluşuna şükretti. Diagramma sayfası<br />
kuru kalacaktı. Köprünün diğer tarafında karşısında duran taş kale, dağ gibi yükseliyordu.<br />
Acılar içinde ve yorgun düşen Langdon uzun adımlarla koşmaya başladı.<br />
Şimdi her iki yanında, ona nihai hedefine kadar eşlik eden, Bern'111 meleklerinin önünden<br />
hızla geçiyordu. Melek rehberliğinde yüce av- ^ yaklaştıkça, şatonun boyu uzuyor gibiydi.<br />
Tırmanılmaz zirvesi, gözüılU San Pietro'dan bile daha çok korkutuyordu. Telaş içinde kaleye<br />
ko§2r'<br />
430<br />
Melekler ve Şeytanım<br />
keti, başını kaldırıp kılıcını çıkartan kocaman meleğin gökyüzüne eriştiği, kalenin dairesel<br />
merkezine baktı. Şato boş gibi görünüyordu.<br />
Langdon binanın geçen yüzyıllar süresince Vatikan tarafından bir kilise, bir kale, Papa'nın<br />
sığınağı, kilise düşmanlarına bir hapishane ve müze olarak kullanıldığını biliyordu. Görünüşe<br />
bakılırsa şatonun başka sakinleri de vardı... Illuminati. Bunun, ürkütücü bir anlamı vardı.<br />
Şato, Vatikan'ın mülkü olmasına rağmen nadiren kullanılıyordu ve Bernini yıllar içinde<br />
sayısız değişiklikler yapmıştı. Binanın şimdi gizli girişler, geçitler ve gizli odalarla dolu