harun3007@gmail.com Kitabin OrîjInal Adi YayinHaklari ... - Kitabxana
harun3007@gmail.com Kitabin OrîjInal Adi YayinHaklari ... - Kitabxana
harun3007@gmail.com Kitabin OrîjInal Adi YayinHaklari ... - Kitabxana
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Langdon'ın başının üzerindeki sırada bir kurşun patladı. Vücudumun, sürat koşucusu gibi<br />
yükseldiğini hissetti. Adrenalinle canlanarak, kısmen de olsa ne yaptığının bilinciyle, aniden<br />
kamburunu çıkarıp başını eğerek kilisenin önünden sağa doğru koşmaya başladı. Kurşunlar<br />
arka-<br />
381<br />
Dan Brown<br />
sında patlarken, Langdon tekrar yere eğildi, mermer zeminde denges; • kaybederek, sağ<br />
duvardaki nişin tırabzanına çarptı.<br />
O sırada, onu gördü. Kilisenin arka tarafında, yığılmış bir küme h, linde. Vittoria! Çıplak<br />
bacakları altında bükülmüştü, ama Langdon bir y. kilde onun nefes aldığını hissetti. Ona<br />
yardım etmeye vakti yoktu.<br />
Katil hemen kilisenin sol tarafındaki sıraların etrafından dolaştı ye hiç durmadan ilerledi.<br />
Langdon her şeyin kısa bir süre içinde biteceğû biliyordu. Katil silahını kaldırdı ve Langdon<br />
yapabileceği tek şeyi yap) Vücudunu tırabzandan, nişin içine yuvarladı. Diğer taraftaki<br />
zemine çaı parken, tırabzanın mermer sütunları kurşun yağmuruyla patladı.<br />
Langdon yarım daire şeklindeki nişin iyice derinlerine ilerlerken kendini köşeye sıkışmış bir<br />
hayvan gibi hissetti. Ör ünde yükselen nişi yegâne içeriği kinayeli bir şekilde belirdi... tek bir<br />
lahit. Langdon belki di benimki, diye düşündü. Tabutun kendisi bile uygun görünüyordu. Bu<br />
bi scâtola'ydı... küçük, süssüz, mermer bir kutu. Bütçeye göre defin yeri. Ta but, mermer iki<br />
blok üzerinde yerden yükseltilmişti ve Langdon altında^ açıklığa bakarak, altından süzülüp<br />
süzülemeyeceğini düşündü. I<br />
Ayak sesleri, arkasında yankılanıyordu.<br />
Görünürde, başka hiçbir seçeneği olmayan Langdon yere yattı ve tabuta doğru Sürünerek,<br />
ilerledi. Elleriyle mermer iki desteği tutarak, kurbağalama yüzer gibi gövdesini kabrin<br />
altındaki açıklığa çekti. Silah patladı.<br />
Langdon hayatı boyunca hiç hissetmediği bir duygunun silahın gürültüsüne eşlik ettiğini<br />
hissetti... bir kurşun, etinin yanından geçti. Kurşun onu sıyırıp toz kümesi çıkararak mermerde<br />
patlarken, bir rüzgârın kırbaç gibi ıslığı duyuldu. Kan yayılırken, Langdon tabutun altında<br />
vücudunu çekmeye devam etti. Mermer zeminin üzerinde sürünerek, tabutun altından çıktı ve<br />
diğer tarafa geçti.<br />
Çıkmaz sokak.<br />
Langdon şimdi nişin arka duvarıyla karşı karşıyaydı. Kabrin arkasındaki bu minik boşluğun<br />
mezarı olacağından hiç şüphesi yoktu. Lahdin altındaki açıklıkta tabancanın namlusunun<br />
belirdiğini görünce, çok rakı"' da, diye düşündü. Haşhaşin, silahı Langdon'ın vücudunun tam<br />
ortasın» doğrultmuş, yere paralel tutuyordu.<br />
Iskalaması imkânsızdı.<br />
382<br />
Melekler ve Şeytanlar<br />
Langdon kendini koruma duygusunun, şuursuz zihnini kavradığını işetti. Tabutla paralel bir<br />
şekilde, midesi üzerine yattı. Yüzükoyun bir halde, ellerini yere koydu, arşivdeki patlamada<br />
kesilen camlar ellerine pjanıyordu. Acıya aldırmayarak, itti. Silah patlarken, Langdon<br />
beceriksiz bir sınav hareketiyle vücudunu yukarı iterek, karnını yerden kaldırdı, atından geçip<br />
arkadaki gözenekli travertinde toz haline gelen kurşunlara şok dalgasını hissedebiliyordu.<br />
Langdon gözlerini kapatıp yorgunluğa karşı direnmeye çalışırken, gümbürtünün durması için<br />
dua etti.<br />
Ve sonra durdu.<br />
Ateşin gürültüsü, yerini boş bölmenin soğuk çıtırtılarına bıraktı.<br />
Langdon gözkapaklarınm ses çıkaracağından korkarak, yavaşça gözlerini açtı. Titreten<br />
korkuyla savaşarak, pozisyonunu korudu ve kedi gibi gerildi. Nefes almaya bile cesaret<br />
edemiyordu. Silah sesi kulaklarını uyuşturmuştu. Langdon, katilin oradan uzaklaştığını