harun3007@gmail.com Kitabin OrîjInal Adi YayinHaklari ... - Kitabxana
harun3007@gmail.com Kitabin OrîjInal Adi YayinHaklari ... - Kitabxana
harun3007@gmail.com Kitabin OrîjInal Adi YayinHaklari ... - Kitabxana
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
gözlerinde canlandı; kanlı yüzü, kendisine bakan tek elâ gözü ve boş gö, çukuru. Apaçık<br />
gerçeği görmezden gelmeye çalışmıştı ama sonra gördü, beyaz karoların üstünde tarayıcının<br />
altında duruyordu... kırmızı soluk damlalar. Kuru kan.<br />
Neyse ki Vittoria farkına varmamıştı.<br />
Çelik kapı kayarak yana açılınca Vittoria içeri girdi.<br />
Kohler, Langdon'a son derece katı bir bakış fırlattı. Mesajı açıktı: Sana söylediğim gibi...<br />
kayıp göz çok daha büyük bir amaca hizmet ediyor.<br />
80<br />
Melekler ve Şeytanlar<br />
18<br />
Kadının elleri bağlıydı, bilekleri artık morarmış ve sürtünmeden kabarmıştı. Kahverengi tenli<br />
Haşhaşın, çıplak ödülüne hayranlık duyarak bitkin bir halde yanma uzandı. Kadının, ona daha<br />
fazla hizmet etmekten kurtulmak için mahsustan uyuyormuş gibi yaptığından şüpheleniyordu.<br />
Umurunda değildi. Doymuş olarak yatakta doğruldu. Onun ülkesinde kadınlar maldı. Zayıftı.<br />
Zevk araçlarıydı. Çiftlik hayvanı muamelesi görecek taşınır mallardı. Ve hadlerini bilirlerdi.<br />
Ama burada, Avrupa'da kadınlar onu hem şaşırtan, hem de heyecanlandıran bir güce ve<br />
bağımsızlığa sahiptiler. Onları fiziksel itaate zorlamak, her zaman hoşuna giden bir haz<br />
oluyordu.<br />
Şimdi ise, belindeki rahatlamaya karşın Haşhaşin içinde başka bir açlığın büyüdüğünü<br />
hissediyordu. Bir gece önce öldürmüştü, öldürmüş ve parçalamıştı ve öldürmek onun için<br />
eroin gibiydi... her karşılaşma, daha fazlası için arzusu artana dek geçici bir memnuniyet<br />
veriyordu. Neşesi sönmüştü. Yeniden özlem duyuyordu.<br />
Yanında uyuyan kadını inceledi. Avucunu boynunda gezdirirken, bir an içinde hayatını sona<br />
erdirebileceği düşüncesiyle doldu. Ne fark ederdi ki O zaten aşağılık bir insandı, sadece bir<br />
zevk ve hizmet aracıydı. Güçlü Parmakları kadının boğazını kavradığında, hassas kalp<br />
atışlarının tadına vardı. Ardından arzusunu bastırarak elini geri çekti. Yapılacak işler var-dl-<br />
Kendi arzularından daha yüce bir davaya hizmet edecekti.<br />
81 F;Ğ<br />
Dan Brown<br />
Yataktan çıktığında, yapacağı işin onurunu yaşadı. Şu Janus denen adamın ve başkanlık ettiği<br />
eski kardeşliğin ne kadar nüfuzlu olduğunu hâlâ kavrayamıyordu. Her nedense onu<br />
seçmişlerdi. Bir şekilde onun nefretini... ve yeteneklerini öğrenmişlerdi. Bunu nasıl<br />
yaptıklarını asla öğrenemeyecekti. Kolları her yere uzanıyor.<br />
Şimdi ise en büyük şerefi ona vermişlerdi. Onların eli ve sesi olacaktı. Onların suikastçısı ve<br />
mesajcısı. Kendi insanlarının Melek elhak dedikleri... Hak Meleği olacaktı.<br />
82<br />
Melekler ve Şeytanlar<br />
19<br />
Vetra'nın laboratuvan son derece fütüristti.<br />
Her tarafına bilgisayarlar ve özel elektronik cihazlar dizilmiş bembeyaz oda, bir çeşit<br />
ameliyathaneye benziyordu. Langdon bu yerde, içeri girebilmek için birinin gözünü<br />
çıkartmaya sevk edecek ne gibi sırların bulunduğunu merak etti.<br />
Kohler içeri girerlerken huzursuz görünüyor, adeta gözleriyle içeri zorla girmiş birinin<br />
bıraktığı izleri arıyordu. Ama laboratuvar boştu. Vit-toria da yavaş hareket ediyordu... sanki<br />
babası yokken laboratuvan tanımıyormuş<br />
gibiydi.<br />
Langdon'ın bakışları birden, yerden bir dizi kısa dikmenin yükseldiği odanın ortasına yöneldi.<br />
Odanın ortasında, yaklaşık bir düzine çembere dizilmiş cilalı çelik sütun, minyatür<br />
Stonehenge'i andıracak biçimde duruyordu. Yaklaşık bir metre yüksekliğindeki sütunlar<br />
Langdon'a, müzelerdeki değerli mücevher sergilerini anımsattı. Ama bu sütunların değerli