harun3007@gmail.com Kitabin OrîjInal Adi YayinHaklari ... - Kitabxana
harun3007@gmail.com Kitabin OrîjInal Adi YayinHaklari ... - Kitabxana
harun3007@gmail.com Kitabin OrîjInal Adi YayinHaklari ... - Kitabxana
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
manda Yunan Alfabesi'nin delta harfi, ki o da matematikte şeyin sernbo-lü..."<br />
"Değişimin. Geçişin."<br />
Langdon gülümsedi. "Bir bilim adamıyla konuştuğumu unuttum." "Yani diyorsun ki, ABD<br />
Hükümet Mührü aydınlanmış, her şeyi gö. ren değişime çağrı yapıyor."<br />
"Bazıları buna Yeni Dünya Düzeni diyor."<br />
Vittoria şaşırmış gibiydi. Tekrar gözlerini indirip banknota baktı. "Piramidin altındaki<br />
yazıdaNovus... Ordo..."<br />
Langdon, "Novus Ordo Seclorum," dedi. "Yeni Laik Düzen demek." "Dine bağlı olmayan<br />
gibi mi"<br />
"Dine bağlı olmayan. Bu deyiş Illuminati'nin asıl hedefini açıkça ortaya koyuyor, ama aynı<br />
zamanda yanındaki deyişle tam bir tezat oluşturuyor. Tanrı'ya Tevekkül Ederiz."<br />
Vittoria canı sıkılmış gibi davranıyordu. "Ama tüm bu simgeler nasıl oluyor da dünyadaki en<br />
güçlü para biriminin üstünde beliriyor"<br />
"Birçok akademisyen bundan Başkan Yardımcısı Henry Wallace'm sorumlu olduğunu<br />
düşünüyor. Yüksek kademeden bir Mason'du ve Illu-minati'yle kesinlikle bağları vardı. Üye<br />
miydi yoksa masumca onların etkisinde mi kalmıştı kimse bilmiyor. Ama Hükümet Mührü<br />
tasarımını baş kana satan kişi Wallace idi."<br />
"Nasıl Başkan neden kabul etsin."<br />
"Başkan Franklin D. Roosevelt idi. Wallace'ın ona Novus Ordo Sec lorum deyişinin Yeni<br />
Anlaşma olduğunu söylemesi yetmiştir."<br />
Vittoria şüpheyle yaklaşıyordu. "Peki Roosevelt Hazine'ye bunu basmalarını söylemeden<br />
önce, etrafında sembole bakmasını söyleyecek kimsesi yok muydu"<br />
"Gerek yoktu. O ve Wallace kardeş gibiydiler." "Kardeş mi"<br />
Langdon gülümseyerek, "Tarih kitaplarına bak," dedi. "Franklin V Roosevelt'in Mason<br />
olduğu çok iyi biliniyordu."<br />
128<br />
Melekler ve Şeytanlar<br />
32<br />
X-33, Leonardo da Vinci Uluslararası Havaalanı'na dönerek inerken Langdon nefesini<br />
tutuyordu. Vittoria durumu kontrol altına almak istiyormuş gibi gözlerini kapatmış, karşı<br />
koltukta oturuyordu. Uçak yere değdi ve özel bir hangara doğru ilerledi.<br />
Pilot kabininden çıkan pilot, "Yavaş uçtuğumuz için üzgünüm," diyerek özür diledi. "Uçağı<br />
frenlemek zorundaydım. Yoğun nüfus bölgelerinin üstünde uçuş için ses yönetmelikleri var."<br />
Langdon saatine baktı. Otuz yedi dakikadır havadaydılar.<br />
Pilot dış kapıyı açtı. "Bana neler olduğunu anlatmak isteyen biri var mı"<br />
Ne Vittoria, ne de Langdon cevap verdi.<br />
Esnerken, "İyi," dedi. "Pilot kabininde havalandırmayı açıp müzik dinleyeceğim. Sadece ben<br />
ve Garth."<br />
Hangarın dışında akşamüstü güneşi parlıyordu. Langdon tüvit ceke-tlr» omuzlarına aldı.<br />
Vittoria güneş ışınları bir şekilde ona enerji veriyor-mu§ gibi yüzünü gökyüzüne dönerek<br />
derin nefes aldı.<br />
Terlemeye başlayan Langdon, Akdenizliler, diye düşündü.<br />
Vittoria gözlerini açmadan, "Çizgi filmler için biraz yaşlı değil mi-sın" diye sordu.<br />
"Anlamadım"<br />
"Kol saatin. Uçaktayken gördüm."<br />
129 F:9<br />
Dan Brown<br />
Langdon belli belirsiz kızardı. Zaman göstergesini savunmaya alıS mıştı. Koleksiyon parçası<br />
olarak üretilen Mickey Mouse saati ailesinin çocukluğunda verdiği bir hediyeydi. Mickey'nin<br />
saati gösteren açık kol]a- j rının saçma sapan görünüşüne rağmen, Langdon'ın hayatı boyunca