harun3007@gmail.com Kitabin OrîjInal Adi YayinHaklari ... - Kitabxana
harun3007@gmail.com Kitabin OrîjInal Adi YayinHaklari ... - Kitabxana
harun3007@gmail.com Kitabin OrîjInal Adi YayinHaklari ... - Kitabxana
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
Biri, "Film," dedi. "Şimdi."<br />
Macri kollarıyla kamerasını koruyarak geri çekildi. "İmkânı yok."<br />
Adamlardan biri ceketini yandan açarak, tabancasını gösterdi.<br />
Kendi sesinin cesaretine şaşıran Macri, "İyi o zaman vurun beni," dedi.<br />
Birinci adam, "Film," diye tekrar etti.<br />
Glick hangi cehennemde Macri ayağını yere vurarak, olanca gücüyle bağırdı. "Ben BBC'nin<br />
profesyonel bir videografıyım. Basın Özgürlüğü Kanunu'nun 12. maddesine göre bu film,<br />
İngiliz Radyo ve Televizyon Kurumu'nun malıdır."<br />
Adamlar kılını bile kıpırdatmadı. Silahlı adam, ona doğru bir adım attı. "İsviçreli Muhafızlar<br />
teğmeniyim ve şu an üzerinde durduğunuz arazinin Kutsal İlkeleri'ne göre üstünüz aranacak<br />
ve gerekenlere el koyulacak."<br />
Etrafları kalabalıklaşmaya başlamıştı.<br />
Macri, "Londra'daki editörümle görüşmeden, bu kameradaki filmi size hiçbir koşulda<br />
vermem. Tavsiyem şu..."<br />
Muhafızlar lafını kesti. İçlerinden biri elindeki kamerayı kaptı. Diğeri kolundan sıkıca<br />
kavrayarak Macri'yi Vatikan'a doğru döndürdü. Onu İtişip kakışan kalabalığa doğru<br />
sürükleyerek, "Grazie," dedi.<br />
Macri üstünü arayıp bandı bulmamaları için dua etti. Filmi yeterince teun gizleyebilirse...<br />
i> Birden akla gelmeyecek şey oldu. Kalabalığın içinden biri elini ceke-finin altına sokmuştu.<br />
Macri, bandın ondan çalındığını hissetti. Arkasını föndü ama söyleyeceklerini yuttu.<br />
Arkasında duran Gunther Glick soluk Soluğa ona göz kırparak, yeniden kalabalığın arasına<br />
karıştı.<br />
315<br />
Dan Brown<br />
77<br />
t<br />
Robert Langdon, Papa'nm özel dairesinin bitişiğindeki banyoya sendeleyerek girdi.<br />
Yüzündeki ve dudaklarındaki kana hafifçe su vurdu. Bu, kendi kanı değildi. Az önce<br />
Vatikan'ın önündeki kalabalık meydanda feci şekilde can veren Kardinal Lamasse'ye aitti.<br />
Bilim mihraplarında bakir kurbanlar. Haşhaşin şu ana dek tehdidini gerçekleştirmişti.<br />
Langdon aynaya bakarken kendini güçsüz hissetti. Gözleri çukura kaçmış ve kısa sakalları<br />
yüzünü karartmaya başlamıştı. Kusursuz ve lüks bir odadaydı; altın armatürlü siyah mermer,<br />
pamuk havlular ve kokulu el sabunları.<br />
Langdon biraz önce gördüğü kanlı damgayı zihninden uzaklaştırmaya çalıştı. Hava. Görüntü<br />
gitmiyordu. Sabah kalktığından beri üç ambig-rama şahit olmuştu... ve iki tanesinin daha<br />
yolda olduğunu biliyordu.<br />
Kapının önünden gelen seslerden anlaşıldığı kadarıyla Olivetti, Ca-merlengo ve Yüzbaşı<br />
Rocher bundan sonra ne yapacaklarını tartışıyorlardı. Karşımadde arayışının şu ana dek sonuç<br />
vermediği belli oluyordu. Ya muhafızlar kutuyu gözden kaçırmışlardı ya da içeri giren kişi,<br />
Komutan Olivetti'nin tahmin ettiğinden daha derinlere inmişti.<br />
Langdon elleriyle yüzünü kuruladı. Sonra dönüp pisuarı aradı. Pisu-ar yoktu. Sadece klozet.<br />
Kapağını kaldırdı.<br />
316<br />
Melekler ve Şeytanlar<br />
Orada ayakta durup vücudundaki gerginliği boşaltırken, içini bir tü-°1 duygusu kapladı.<br />
Göğsüne bir sürü, acayip duygu çökmüştü.<br />
oluktan bitap düşmüş, yemek yiyememiş, uyku uyuyamamış, Ay-<br />
^İaYolu'nda yürürken iki zalim cinayetle sarsılmıştı. Langdon bu<br />
Ilın olas, sonuçların, düşününce dehşete kapıldı.<br />
Düşün, dedi kendi kendine. Aklına hiçbir şey gelmiyordu