DOSYA: ÇEVİRİ VE SANSÜR Hazırlayan: Nurdan Cihanşümül Maral
DOSYA: ÇEVİRİ VE SANSÜR Hazırlayan: Nurdan Cihanşümül Maral
DOSYA: ÇEVİRİ VE SANSÜR Hazırlayan: Nurdan Cihanşümül Maral
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
Çeviribilim 120<br />
damgasını vuran ise, özgün ve çeviri, yazar ve çevirmen arasında kati bir ayrım varsayan, çeviride<br />
sadakat arayan, çevirmenin müdahalesi ya da görünürlüğünden rahatsız olan, hatta bunu yadsımak<br />
isteyen, çeviriyi/çevirmeni özgün/yazar karşısında ikincil bir konumda tutmaya çalışan, anlamın<br />
ve metnin aslında ve sadece yazarın mülkü olduğunu ima eden, hatta çeviriyi neredeyse<br />
“tabulaştıran” (Robinson 1996) bir dil idi.<br />
Örneğin, çevirmenlerin müdahalelerinden son derece rahatsız olanl Celal Üster bir çevirmenin<br />
“çevirdiği kitabın tek bir sözcüğünü bile değiştiremeyeceğini” (Üster 2006a) iddia etmekteydi.<br />
Yine Üster’e göre Yardımcı’nın yaptığı, “Perec’nin kitabını başka bir kitaba dönüştürmek” (Üster<br />
2006b, vurgu bana ait) idi. Yardımcı’nın Perec’nin kitabına bir bölüm eklediğine “inanamayan”<br />
Ferit Edgü’ye göre ise Yardımcı’nın yaptığı şey “saçmalık” ve hatta “zırtapozluk” (Atmaca içinde<br />
Edgü 2006) idi. Tahsin Yücel’e göre “Bir çevirmenin çevirdiği metne olabildiğince bağlı kalması<br />
gerekir,” (Atmaca içinde Yücel 2006) iken, Tuncay Birkan “Çevirmenin asli sorumluluğu metine<br />
karşıdır ve bütün iyi çevirmenler bunun farkında olmak zorundadır,” diyordu (Atmaca içinde<br />
Birkan 2006, vurgu bana ait).<br />
Çevirmenlerin herhangi bir müdahalede bulunma ya da “yazarlık hakkı” kullanmalarının sert<br />
eleştirilerle karşılaşması yeni bir durum değil elbette. Özellikle, eleştirilerin bu yönünün, temelini<br />
anlamın sabit olduğu ve bir dilden diğerine “aynen” taşınabileceği fikrinin oluşturduğu, kaynakodaklı,<br />
kuralcı, neredeyse iki bin yıllık (Bengi-Öner 2001: 117) geleneksel çeviri üst-söyleminin bir<br />
yeniden-üretimi olduğu düşünüldüğünde. Yine yeni olmayan ancak Çeviribilim alanında üretilmiş<br />
bunca düşünceden sonra kendini dayatmaya devam eden bir başka durum daha var. O da çevirmenlerin<br />
müdahalesine karşı çıkan yukarıdaki eleştirmenlerin aynı zamanda çeviride yorumun<br />
kaçınılmazlığından söz etmeleri, hatta belli durumlarda çevirmenin yorum yapmasını beklemeleri.<br />
Bu, kaynak-odaklı, kuralcı çeviri yaklaşımına damgasını vuran çelişki (Bengi-Öner 2001: 117)<br />
sanırım. Yorumun bir müdahale biçimi olmadığını düşünüyor olamayacaklarını göz önünde bulundurursak,<br />
aşağıda görüşlerine yer vereceğim yazarların eleştirilerindeki çelişki daha da yaman<br />
bir hal alıyor. Ancak çeviri ve çevirmenin algılanması konusunda yol kat etmek istiyorsak, yapmamız<br />
gerekenin tam da bu yaman çelişkinin altında neyin yattığını bulmak olduğunu düşünüyorum.<br />
Bu yolda atılacak ilk adımın ise çelişkinin kendini en açık nerede gösterdiğini bulmak<br />
olduğuna inanıyorum.<br />
Sınır Sorunsalı<br />
Yukarıda da belirttiğim gibi, Yardımcı ve Çağlar özgün eserlere sadık olmamak, metinlerden kelimeler/bölümler<br />
atmak ve yenilerini eklemek, yani müdahalelerde bulunmakla<br />
suçlanıyordu/eleştiriliyordu. Ancak söz konusu suçlama-eleştiri yazılarında yazıların iç tutarlılığını<br />
bozan görüşlere de yer veriliyor, böylece sözünü ettiğim çelişki ortaya çıkıyordu. Suçlama-eleştiri<br />
yazılarının tutarlılığını bozan görüşler ise bir sorunsala işaret ediyordu. Buna, “sınır sorunsalı”<br />
diyebileceğimizi düşünüyorum.<br />
“Sınır” kelimesi ile (yukarıda görüşlerine yer verdiğim yazarlarca), çevirmenin içinde yazarlık hakkı<br />
kullanabilmesine izin verilen çizgileri kastediyorum. Söz konusu çizgiler, belki bir sorun teşkil et-