DOSYA: ÇEVİRİ VE SANSÜR Hazırlayan: Nurdan Cihanşümül Maral
DOSYA: ÇEVİRİ VE SANSÜR Hazırlayan: Nurdan Cihanşümül Maral
DOSYA: ÇEVİRİ VE SANSÜR Hazırlayan: Nurdan Cihanşümül Maral
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
57<br />
Dosya<br />
Türkiye’de yapılan çevirilerin geçerliliğini ve yetkinliğini ölçebilecek bir denetim mekanizması bulunmadığında<br />
ve bu konuda yasal düzenlemeler eksik olduğundan çevirilerin niteliği daha çok<br />
yayınevlerinin ve çevirmenlerin duyarlılıklarına bırakılmıştır. Gerçi dünyanın her yerinde çevirilerden<br />
yayınevleri birinci derecede sorumludur ancak özellikle gelişmiş ülkelerdeki yayınevlerinin<br />
çeviri konusuna daha ciddi yaklaştıkları ve bir çeviri yaklaşımına sahip oldukları söylenebilir.<br />
Yayınevinin saygınlığı ve imgesi söz konusu olduğundan çeviride her şey çevirmene bırakılmamaktadır.<br />
Örneğin, özgün yapıtlarda olduğu gibi çeviriyi değerlendiren bir düzeltmenin süzgecinden<br />
geçmektedir. Benzer biçimde, yayınevinin çevirmenin özlük haklarına da saygı göstermesi beklenmektedir.<br />
Konuya bu açıdan bakıldığında, işveren, belli sınırlar içerisinde çevirmenden bazı isteklerde<br />
bulunabilir. Yayınevinin çevirmenden habersiz biçimde ya da istediği gibi çeviride değişikler<br />
yapmaması gerekir. Ancak yayınlarla ilgili yasal düzenlemelerin esnek olduğu ülkelerde bu her<br />
zaman böyle olmayabilir. Sözgelimi, yayınevi çevirmenden/yazardan habersiz biçimde<br />
çeviride/yapıtta bazı değişiklikler yapabilir. Ya da çevirinin niteliğini ve çevirmenin çalışma<br />
koşullarını düşünmeden işveren tarafından çevirmene verilen sürenin kısaltılması ya da çevirinin<br />
karşılığında çevirmene ödenen miktarın azlığı gibi etmenler çevirmenin oto sansürü bağlamında<br />
çeviride bazı kısıtlamalara neden olabilir. Bunun sonucunda, çevirmen, çeviriyi zamanında<br />
yetiştirebilmek için kaynak metni tam irdelemeden, yorumlamadan ve metni oluşturan, onu biçimlendiren<br />
tarihsel, yazınsal, uzmanlık bilgisi, metin geleneği ya da yazar hakkındaki ek bilgilere ulaşmadan,<br />
bunları özümsemeden çeviri edimine başlayıp bitirebilir. Bu görüşten yola çıkarak,<br />
çevirmen, anlamadığı, çözümleyemediği ya da karmaşık gelen anlatımları ya çeviride çıkarabilir<br />
ya da anladığı kadarıyla yorumlayıp özetleyebilir. Bütün bunları oto sansür açısından değerlendirebiliriz.<br />
Çevirmen, belli bir dünya görüşü ya da anlayışı doğrultusunda bir çeviri yapmasa da, çevirmenin<br />
kaynak metni teknik nedenlerle bilinçli biçimde değiştirmesi ve kısıtlaması oto sansür<br />
uygulamasının bir kanıtıdır.<br />
Çeviri süreci öncesi ve sonrasında bir çeviriye uygulanabilecek sansürü tartıştıktan sonra son olarak<br />
sansüre uğrayan bir çevirinin bir çeviri okurunu nasıl etkileyebileceğini ele alacağız. Her ne kadar<br />
çeviri okurları yerel okurlardan farklı niteliklere sahip olmasa da, çevirinin okur üzerinde yapacağı<br />
yabancılaştırıcı etki, onun farklı alımlanmasına yol açmaktadır. Her çeviride, yoğun uyarlamalar<br />
ve yerelleştirmeler yapılmamışsa, belli oranda bir yabancılaştırma söz konusudur. Genel anlamda,<br />
yabancı bir kültürde/dilde oluşup bir çevirmenin süzgecinden geçerek erek kültüre/dile aktarılan<br />
bir ürün olan çevirinin okuru yabancı bir kültür ve yazın geleneğinin varlığını çeviride duyumsamak<br />
isteyecektir. Bu konuda bir genelleme yapılamazsa da, okurun farklı beklentiler içerisinde olduğu<br />
öne sürülebilir. Bir çeviriye sansürün uygulanması bu beklentilerin gerçekleşmesini engelleyecektir.<br />
Çünkü sansürün yapısında, farklı/yabancı olana karşı bir anlayış egemendir. Daha önce de<br />
değindiğimiz gibi, sansürü uygulayanların kendi düşüncelerinden farklı olanlara karşı hoşgörüyle<br />
yaklaşmaları beklenemez. Oysa çevirinin temel varlığından biri, farklı bir söylemi dile getirmesidir.<br />
Bu söylem kimi zaman okuru farklı/yeni bir dünyayla tanıştırmakta kimi zaman da olgulara farklı<br />
bakabilmeyi sağlamaktadır. Bu çerçevede, çeviri okurunun farklı olanı alımlama yetisinin sınırlarının<br />
yerel okurlardan daha geniş olduğu savunulabilir. Sansür, bu sınırları çevirinin okura ulaşmasından<br />
önce daraltmakla kalmaz, aynı zamanda onu ortadan kaldırmaya çalışır. Böyle olunca,