07.12.2012 Views

DOSYA: ÇEVİRİ VE SANSÜR Hazırlayan: Nurdan Cihanşümül Maral

DOSYA: ÇEVİRİ VE SANSÜR Hazırlayan: Nurdan Cihanşümül Maral

DOSYA: ÇEVİRİ VE SANSÜR Hazırlayan: Nurdan Cihanşümül Maral

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Çeviribilim 126<br />

Ancak Türkiye’de konuştuğumuz, Venuti’nin baktığı dürbüne tam tersinden baktığımızda göreceğimiz<br />

durum. Biz, çeviri metinlerin erek dizgemizde yarattığı başkalaşımdan söz ediyoruz ve bu<br />

başkalaşım genellikle kasıtlı bir yabancılaştırma olmuş. Yani biz zaten Anglo-Amerikan ve Anglo-<br />

Sakson dünyanın metinlerini onların biricik unsurlarıyla çevirmiş olduğumuz için; Venuti’nin önerisini<br />

uygulamış bulunuyoruz. Ancak kimi politik duruşu olan kurumlar ya da çevirmenler Venuti’nin<br />

varsaydığı egemen söyleme karşı duran tutumlar sergilemişler elbette. “Batı’yı eksiksiz bir metin<br />

gibi çevirme” çalışmalarının algımızdaki Batı’yı şekillendirme çalışmalarına dönüşmesi, tanık<br />

olduğumuz zaman dilimine ait bir edim. Ancak bu edimde bir amaç söz konusu. Okurun algısında<br />

olmayan bir kavram, Batı, kanonda çok hızlı şekilde yerini alıp var edilmeliydi ve bu var ediliş yerel<br />

algının sosyo-kültürel altyapısını sarsmayacak bir şekilde gerçekleştirilmeliydi. Türkiye’de Batıdan<br />

yapılan çevirilerle bir “Batı” algısı ve “Batılı kimliği” yaratılması sürecinde baskın olan duruş egemen<br />

duruş mudur yoksa egemen duruşun karşısında kalan bir söylem midir buna kim karar verecek?<br />

Bu kararda hangi otoriteler nesnel hangileri özneldir, buna kim karar verecek?<br />

Venuti çeviri ile kültürel kimlik oluşturulması eğilimlerini (appropriation) doğru bulmuyor ancak<br />

çevirilerin kültürel söylemle ilişki ve etkileşim içerisinde olduğunu da yadsımıyor. Yine de bu<br />

kitabını üzerine kurduğu “çevirmenin görünürlüğü” vasıtasıyla çeviri metnin egemen söylemde<br />

eritilmemesi önerisi, bir örnek üzerinden yerelleştirdiğimizde yetersiz bir söylem olarak kalıyor.<br />

Öte yandan Venuti’yi kendi durumuna dışarıdan bakamadığı için suçlamak yerine; Amerika’da bu<br />

tür bir farklı duruşu temsil ettiği için kutlamak gerekir. Sonuçta onun önerdiği çeviri yönteminin<br />

tuttuğunu ve Amerikalıların Portekiz, Hint, Çin ya da Türk kültürüne ait metinleri kaynak<br />

metindekiyle benzer biçemsel ve sözcüksel zorluk derecesiyle okuduğunu düşünmek bile hayli ilginç<br />

olabilir. Bu tutumun egemen söylemler üzerindeki etkisi bu şekilde yapılan çeviriler okunduktan<br />

sonra kaynak kültüre tekrar yansıyacak ve kanonumuzda çeviri edebiyatın algısı<br />

değişecektir ama bu şu an için iyimser bir varsayımdan öte değil. Kaldı ki Amerika’da ya da İngiltere’de<br />

çok büyük rakamlarla baskı yapıp yüksek kâr paylarıyla satış yapan yayınevlerinin yabancılaştırıcı<br />

çeviri konusundaki görüşlerine yer vermiyor Vermeer. Bu yayınevlerinin editörleri<br />

okurlarının okuma alışkanlıklarını göz ardı ederek daha az satış yapmayı göze alabilecekler midir?<br />

Venuti dilbilim odaklı çeviri kuramcılarını sosyo-kültürel değerleri görmezden gelip veriler ışığında<br />

çeviriyi bir bilim alanı haline getirmek için kuramlara boğmakla suçlarken, çevirinin bizatihi sosyal<br />

değerleri yeniden yorumlayıcı bir edim olduğunu hatırlatarak kültürel incelemeler içerisinde<br />

değerlendirilmesi gerektiğini söylüyor. Ona göre bu dilbilimcilerin odağında gelişen çeviri incelemeleri,<br />

gerçek akademi dünyasına ve gerçek dünyaya uzak, soyut bir alan haline gelmiş; oysa<br />

güç savaşlarının ve küresel kültür ekonomisinin ortasında, son derece somut bir alan. Bu yaklaşım<br />

zaten çeviri konusunda çalışanların son zamanlarda yapmakta oldukları bir özeleştiri. Ancak Venuti<br />

bu eleştirisini destekleyecek kanıtlarını kendi yaptığı çevirilerin biçemsel özelliklerinden derlemiş.<br />

Aslında başta söylediği çeviride erek kültürün olduğu kadar kaynak kültürün özelliklerinin de korunması<br />

fikri, egemen söylemin politik duruşunu sarsması açısından kültürel bir bakış gibi<br />

görünüyor. Ancak bu bakış için verilen örnekler dilsel boyutta.<br />

Venuti’nin yapısalcı kökleri, kültürel bakışa dilsel bir taban yaratmış; belki de o bunun farkında

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!