07.12.2012 Views

DOSYA: ÇEVİRİ VE SANSÜR Hazırlayan: Nurdan Cihanşümül Maral

DOSYA: ÇEVİRİ VE SANSÜR Hazırlayan: Nurdan Cihanşümül Maral

DOSYA: ÇEVİRİ VE SANSÜR Hazırlayan: Nurdan Cihanşümül Maral

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

69<br />

Dosya<br />

tan söz etmek doğru olmaz. İkincisi, özgürlükler konusunda oradaki kısıtlamalar, büyük ölçüde<br />

toplumsal konsensusla ve demokratik yapılarla uyumlu ölçütlerle getiriliyor. Nitekim Kurtlar Vadisi<br />

örneğinde de kestirme ve devlet eliyle bir yasaklama düzeyine gelmeyen, film sektörü içinde<br />

kararları ilgilendiren süreçler yaşandı.<br />

Batı’da bugün de, şiddeti olumladığına ya da şiddete teşvik ettiğine kanaat getirilen filmler, video<br />

oyunları, internet sayfaları vb. gençliğin gelişimi üzerinde olumsuz etki yapabilir düşüncesiyle<br />

toplumsal denetimle karşılaşıyor. Elbette bu tür kısıtlamalar kategorik olarak eleştiremez değil.<br />

Nitekim bunun anlamsız bir müdahale olduğu, zararlı etkilerin aile/toplum içi ilişkilerle dengelenebileceği<br />

veya çocuk ve gençleri fikren vesayet altına almak yerine düşünme/algılama kapasitelerine<br />

güvenmek gerektiği yönünde eleştiriler getirilebilir ve getiriliyor. Ayrıca bu alandaki<br />

kısıtlamalar Batı’da da eskiye kıyasla azalıyor, sınırlar esnekleşiyor. Çok gerilere de gitmeye gerek<br />

yok, 60’lı-70’li yılların pratikleriyle bugün arasında bu yönde ciddi farklar olduğu açık. Ancak ifade<br />

özgürlüğünün sınırsız olamayacağı, tüm ülke yönetimlerinde ve kamusal alan denetimlerinde ilkesel<br />

bir düşünce olarak benimsenmiş bir şey. Bireyin herşey olduğunu düşünen pür liberal görüşler bu<br />

anlamda Batı’da da fazlasıyla marjinal kalıyor.<br />

İfade özgürlüğünün sınırları, sadece çocukların gelişimindeki olumsuz etki kaygılarından kaynaklanmıyor;<br />

toplum içinde düşmanlıkları körükleyecek etnik ayrımcılık açıklamaları da (“nefret söylemi”)<br />

Batı’da özel bir duyarlılıkla karşılanıyor ve çeşitli kısıtlama ve yaptırımlara uğruyor. Bireylerin kişilik<br />

haklarına saldırı niteliğindeki karalama ve hakaret gibi durumlardaysa Batı normu diyeceğimiz şey<br />

son derece katı. Tam da bu gibi alanlarda bizde daha büyük “özgürlükler” olduğu gözden kaçmıyor;<br />

Batı ülkelerinde ciddi tepki ve soruşturma konusu olabilecek bu tür yayınlar, bizde hâlâ vakai adiyeden;<br />

Basın Yasası’nda yakın geçmişte bu yönde yapılan değişikliklere rağmen.<br />

Bu karşılaştırmadan varmak istediğim nokta şu: Batı da özgürlükler konusunda kendi içinde belirsizlikler<br />

ve tartışmalar yaşıyor, uygulamalarda eşitsizlikler söz konusu oluyor ve sınırların daha daralması<br />

veya daha genişlemesi konusu orada da gündemden düşmüyor. Ancak sorunlu örneklere bakıp<br />

(bağlamından da kaydırarak anlayıp) “Batı bizden iyi durumda değil”, hatta “asıl baskı onlarda” gibi<br />

kestirmeci yorum ve tepkiler gerçeği ciddi ölçüde ıskalıyor. Zaten bu tür tepkiler, genel ve tutarlı<br />

bir değerlendirmeden ziyade, burayı ilgilendiren konularda anlık tepkiler olarak gelişiyor ve daha<br />

çok bir savunma mekanizması işlevi görüyor. Bu gibi tepkiler internet forumlarıyla, okur yorumlarıyla,<br />

facebook gruplarıyla vb. sınırlı kalmıyor, siyasetin en üstlerine kadar yansıyabiliyor ve ülke<br />

olarak kültürel bir temsil haline dönüşebiliyor.<br />

Dünya siyasetinde güçlü bir aktör, hatta yeni bir üslubun geliştiricisi olduğu yönündeki örtük veya<br />

açık mesajlar veren bir yönetimin, politikalarını bu tür yüzeysel karşılaştırmalara dayandırması,<br />

toplum olarak başımızı çok ağrıtacak bir şey. Sanat, kültür ve entelektüel etkinlik alanındaki arayış<br />

ve girişimlerde de aynı iddialı çizginin sergüzeştleriyle epey muhatap olacağız görünüyor. Belli bir<br />

toplumsal dinamiğin yansıması olduğunu düşündüğüm, kendi içinde çelişkiler barındıran bu<br />

değişimin karşısına ancak başka toplumsal dinamiklerle çıkılabilir ve özgürleşme yönünde kalıcı<br />

adımlar atılabilir. Can sıkıcı olaylar, iklimin giderek boğuculaşması, şenlikli bir toplumsal hareketlenmeyi<br />

de beraberinde getirebilir. Özellikle de günümüzde, küreselleşen ve dijitalleşen dünyada, denetim<br />

meraklılarının günümüz dinamiklerine çarpacağı belliyken.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!