07.12.2012 Views

DOSYA: ÇEVİRİ VE SANSÜR Hazırlayan: Nurdan Cihanşümül Maral

DOSYA: ÇEVİRİ VE SANSÜR Hazırlayan: Nurdan Cihanşümül Maral

DOSYA: ÇEVİRİ VE SANSÜR Hazırlayan: Nurdan Cihanşümül Maral

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

55<br />

Dosya<br />

lerinde (12) Türk yazınında ya da genel anlamda ideolojik/politik nedenlerden dolayı basın ve<br />

yayın dünyasında uygulanan sansür buna örnek oluşturur. Sansürün salt yerel kaynakları kapsamayıp<br />

çeviriyi de içine aldığını düşünmek yanlış olmayacaktır. Yasaklamayı/Sansürü getiren<br />

egemen güçlerin buradaki amacı, toplumda farklı görüş ve düşüncelerin yayılmasını engellemektir.<br />

“Erek kültür dizgesi içindeki ilişkilere bağımlı bir erkinlik” (Even-Zohar 2004: 200) olan çevirilerin<br />

de bundan nasibini alması kaçınılmazdır. Çünkü her çeviri, bir anlamda yerel değerlere zarar verebilecek<br />

yabancı, başka bir anlatımla, bireyi kendi toplumuna/kültürüne karşı yabancılaştırabilecek<br />

bir yapıttır. Bu anlayışın temelinde, çevirinin doğası gereği ‘yabancı’ (13) ve farklı oluşuna karşı<br />

bir düşmanlığın beslenmesi yatmaktadır. Çeviriye karşı duyulan rahatsızlık ya da endişe aslında,<br />

çevirinin okura yeni/farklı bir bakış açısı sunarak ‘ötekileştirmeyi’ azaltmasıdır. Totaliter rejimler<br />

mutlak doğrulardan/değerlerden yola çıktıklarından, çevirilerle ‘dış’ kaynaktan gelen değerlerin<br />

‘kendi’ okurları tarafından sorgulanması istenmeyeceğinden, çevirilerin bu dönemlerde yasaklanması<br />

anlaşılabilir bir olgudur. Çevirilerin baskı yoluyla önemsiz kılınması, onları Even-Zohar’ın<br />

Çoğuldizge bağlamında ‘çevresel’ ya da ‘ikincil’ konuma getirebilir (Even-Zohar 2004: 194). Bu<br />

görüşe koşut olarak, toplumda egemen odakların kendi anlayışlarını haklı kılmak, onlara destek<br />

bulmak için, kendi görüşleriyle örtüşen kaynak metinlerin çevrilmesine izin vermesi ve onlara<br />

maddi anlamda destek çıkması çevirinin ‘yenilikçi/geliştirici’ işlevini köreltebilir.<br />

Bir çevirinin yayımlanmadan önce ve yayımlandıktan sonra farklı sansür mekanizmalarıyla karşı<br />

karşıya kalması, sansürün çeviri sürecini ve sansüre uğrayan ürünü tematik ve ideolojik bağlamda<br />

etkileyebileceği anlamına gelmektedir. Bir çevirmen, çeviri yayımlanmadan önce zaman zaman<br />

işvereninden ona çeviri görevini veren kişi ve kurum/kuruluşa; yayınevinin sahibinden, çeviriyi<br />

hatasız biçimde basıma hazırlayan yazı işleri müdürüne kadar beklentileri yerine getirmek için<br />

bazı sorumluluklar taşımaktadır. Holz-Maenttaeri’nin de altını çizdiği gibi, alanında bir uzman<br />

tarafından hazırlanan bir çeviri ortak bir çalışmanın ve karar mekanizmasının ürünüdür (Holz-<br />

Maenttaeri 1984: 41-42). Çevirinin, salt çevirmene ve onun seçimlerine bağlı bir olgu olmadığı<br />

artık bilinmektedir. Bundan dolayı, bir sansür uygulamasında saydığımız ve çeviri sürecinde önemli<br />

bir yere sahip olan bu kişiler farklı oranda sansür uygulamalarından etkilenmektedir ya da sansürü<br />

uygulayacak olanlar tarafından hesaba katılmaktadır. Örneğin, yayınevi ya da çeviri görevini veren<br />

kişi, çevirinin niteliğine ilişkin çevirmenden bazı isteklerde bulunabileceği gibi, çevirinin kendi<br />

yayın politikası doğrultusunda olmasını da isteyebilir ve çevirmenle yapacağı bir sözleşmeyle bu<br />

isteklerini kesinleştirerek çevirmenin kararlarını biçimlendirebilir. Bu sözleşme, çevirmenin hukuksal<br />

anlamda bu isteklere bağlı kalmasını sağlayabilir. Bunlara uymayan bir çevirmen anlaşmanın<br />

niteliğine ve koşullarına göre ya hukuki bir yaptırımla, maddi bir cezaya uğrayabilir ya da yapmış<br />

olduğu çevirinin karşılığını alamayabilir.<br />

Kaynak metnin, işverenin isteğine bağlı olarak değiştirilmesi ya da çevirmene hiçbir serbestlik<br />

tanınmaması, sansürün ne kadar kesin çizgilerle belirlenmiş olduğunu göstermektedir. Bu istekler<br />

ideolojik olmaktan çok, işverenin bazı tercihleri doğrultusunda söz gelimi, çevirmenin<br />

Arapça/Farsça, Öz Türkçe kökenli sözcükleri kullanması ya da belli bir dil anlayışına bağlı kalması,<br />

erek kültürün ahlakına ve anlayışına ters gelebilecek ya da tamamen yabancı olabilecek etmenleri/konuları<br />

çeviri metninden çıkarması, onları yerelleştirmesi, uyarlaması gibi göreceli olarak

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!