25.01.2017 Views

ibn-i Haldun - Mukaddime 2

ibn-i Haldun - Mukaddime

ibn-i Haldun - Mukaddime

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

- MUKADDIME -<br />

&05<br />

ğudaki insanların ilim ve sanatlarda sergiledikleri zekayı görünce, insan olmanın hakikati<br />

bakımından, bizimle (yani Mağriblilerle) onlar arasında fark olduğuna inanırlar ve bu<br />

inanışa sıkıca sarılırlar. Acak bu doğru değildir.<br />

Doğu ve Mağrib bölgeleri arasında, insanlığın hakikati noktasında bu ölçüde bir<br />

fark yoktur. Böyle bir fark belki birinci ve yedinci kuşaklar gibi aşın (sıcak ve soğuk) iklime<br />

sahip yerlerdeki insanlara kıyasla görülebilir. Çünkü daha önce değinildiği gibi, buralardaki<br />

insanları mizaçları ve buna bağlı olarak nefisleri de aynı şekilde (itidalden uzak<br />

ve) aşındır.<br />

Doğu bölgelerindeki insanların, Mağrib'tekilere olan tek üstünlüğü -sanatlar konusunda<br />

söylediğimiz gibi- (gelişmiş olan) medeniliğin, insandaki etkileridir. Yani aklını<br />

geliştirmesidir. Şimdi bu hususu daha da açalım. Medeniliğin ve medeni yaşamın, insanların<br />

geçim, mesken, bina, din ve dünya işleri, çalışmaları, adetleri ve diğer bütün tasarruflarına<br />

ilişkin adapları ve kuralları vardır. Evet, medeni insanlar için bütün bu hususlarda,<br />

riayet edecekleri adap ve kurallar vardır. Sanki bunlar, aşılmayacak sınırlar gibidir.<br />

Bunlar aynı zamanda sonrakilerin öncekilerden aldıkları sanatlardır. Şüphe yok ki insanın<br />

kazandığı her sanatın, nefiste bir eseri görülür ve insana yeni bir akıl kazandırır. Bu<br />

da yeni bir sanatın kabulünü (öğrenilmesini) kolaylaştırır ve böylece akıl, hızlı bir şekilde<br />

(yeni) ilimleri öğrenmeye hazır hale gelir.<br />

Sanatların öğretimi konusunda Mısırlıların, kavranamayacak boyutlarda ilerleme<br />

kaydettiklerini duyuyoruz. Örneğin eşeklere, kuşlara ve diğer bazı hayvanlara, -duyulup<br />

görüldüğünde insana şaşkınlık veren- bazı kelimeleri ve hareketleri öğretmeleri gibi.<br />

Mağribliler ise, bunları öğretmek bir yana, anlamaktan bile aciz kalıyorlar.<br />

Öğretim, sanatlar ve diğer sırdan işlerde kazanılmış güzel melekeler ve bu melekelerin<br />

çokluğu, insanın zekasını geliştirdiği gibi düşüncesini de parlatıp aydınlatıyor.<br />

Çünkü daha önce söylediğimiz gibi insan nefsi, ancak yeni şeyleri idrak edip öğrenmekle<br />

ve öğrendiği bu şeylerin meleke halinde nefse dönmesiyle gelişip olgunlaşır. İşte bu<br />

melekelerin nefiste bıraktığı ilmi etkiler zekayı geliştirir ve sırdan insanlar da, (kazandığı<br />

melekelerin çokluğuyla akılları gelişmiş ve zekaları artmış kişilerin) yaratılış olarak farklı<br />

olduklarını sanırlar. Ancak bu doğru değildir.<br />

Badiyelerde yaşayan bedevilerin ve şehirlerde yaşayan medenilerin durumu buna<br />

örnektir. Medeni kişiler (şehirde ilim ve sanat öğrenmelerinin neticesinde kazandıkları<br />

melekeler ile) gayet zeki ve akıllılardır. Onları gören bedeviler de, onların bu durumunun<br />

yaratılıştan kaynaklandığın sanır. Ancak söylediğimizi gibi bu doğru değildir. Böyle olmasının<br />

tek sebebi, bedevilerin bilmediği -medeni hayatın kendine özgü durumları ve<br />

alışkanlıklarından kaynaklanan- adap ve sanatlarda kazanılan melekelerdir. Sanatlarla,<br />

melekelerle ve bunları öğrenebilme kapasitesiyle donanmış olan medeni kişinin bu haline<br />

şahit olup da, kendilerinin yetersiz olduklarını görün kişiler de, onların (yaratılış olarak)<br />

üstün bir akla sahip olduklarını sanırlar. Veya bedevilerin yaratılış olarak yetersiz olduklarını<br />

düşünürler. Bunlar doğru değildir. Çünkü bedeviler arasında en üst derecede<br />

anlayışa ve mükemmel bir akla sahip olanları görüyoruz. Dolayısıyla medenilerde görülen<br />

(parlak ve gelişmiş) akıl ve zekanın sebebi sanatlar ve öğretimdir. Çünkü yukarıda<br />

söylediğimiz gibi bunların nefiste olumlu etkileri vardır.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!