25.01.2017 Views

ibn-i Haldun - Mukaddime 2

ibn-i Haldun - Mukaddime

ibn-i Haldun - Mukaddime

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

KIRK DÖRDÜNCÜ FASIL<br />

Ana Dili Arapça Olmayanların,<br />

İlim Tahsil Etmede, Ana Dili Arapça Olanlardan<br />

Geride Kaldıkları Hakkında<br />

Böyle olmasının sırrı şudur: İlimlerin konularının tamamı, zihni ve hayali manalardan<br />

ibarettir. Örneğin şer'i ilimlerin konularının çoğu, Kur'an ve sünnet hükümlerinin<br />

maddesi olan ve bu hükümleri dile getiren lafızlar ve kelimelerdir. Bunların hepsi ise<br />

hayaldeki tasavvurlardır. Yine akli ilimlerin konuları da zihindeki tasavvurlardır.<br />

İşte kelimeler vicdanlardaki (zihinlerdeki) söz konusu manaların tercümanıdır.<br />

İnsanlar münazaralardaki ve öğretimdeki konuşmalar ile bu manaları birbirlerine aktarırlar.<br />

tlmi konularda meleke kazanmak da yine münazaralara ve öğretime uzun süre devam<br />

etmekle olur. Lafızlar ve kelimeler, vicdanlar arasındaki araçlar ve perdeler, manaların<br />

ise irtibatları ve mühürleridir. Onun için kelimelerin işaret ettikleri sözlük manalarını<br />

bilmek suretiyle, mutlaka o manaları öğrenmek gerekiyor. Bu ise iyi derecede bir dil<br />

melekesini gerektiriyor. Aksi takdirde, ilmi konuları anlamada karşılaşacağı zihni zorluğun<br />

yanında, kelimelerin işaret ettiği manaları elde etmek de son derece zor olur.<br />

Eğer, lafızlar ve kelimeler duyulduğunda manalar hemen zihinde belirecek derecede,<br />

sağlam bir melekeye sahip olunursa, manaların ve anlayışın üzerindeki örtü tamamen<br />

kalkar veya en azından hafifler. Geriye sadece manaların incelenmesindeki zorluk<br />

kalır.<br />

Ancak bütün bunlar, öğretimin sözlü anlatıma dayanması durumunda mevcut<br />

olan zorluklardır. Eğer öğrenci yazarak veya ilmi konularda yazılınış kitapları okuyarak<br />

ders çalışmak durumundaysa, o zaman karşısına bir başka perde daha çıkar. Bu perde, yazıdaki<br />

şekiller ile, hayaldeki söylenen lafızlar arasındaki perdedir. Çünkü yazılan şekiller,<br />

söylenen belirli sözlere işaret ederler. Eğer bu işaretler bilinmezse, ibareler de anlaşılmaz.<br />

Veya bu konudaki meleke yeterli değilse, ibarelerin anlaşılması da eksik olur. Böylece öğrenci<br />

ile ilimler hakkında elde etmek istediği melekeler arasında, birincisinden daha ka-

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!