25.01.2017 Views

ibn-i Haldun - Mukaddime 2

ibn-i Haldun - Mukaddime

ibn-i Haldun - Mukaddime

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

-- MUKADDiME --<br />

615<br />

Bunun sebebi Arapların kitap ve ilim ehli olmayışları, bedeviliğin ve ümmiliğin<br />

onlara galebe çalmış olmasıdır. Onun için varlıkların yaratılış sebepleri ve sırları, yaratılışın<br />

başlangıcı gibi insan nefsinin bilmeyi arzuladığı hususları öğrenmek istediklerinde,<br />

yaptıkları tek şey bu hususları kitap ehline sormak ve onların cevaplarından yararlanmak<br />

oluyordu. B kimseler ellerinde Tevrat bulunan yahudiler ile onların dinine tabi olmuş hıristiyanlardı.<br />

Ancak o dönemde Araplar arasında bulunan yahudiler de bedevi idiler ve<br />

bu konularda ehli sıradan bir ehil kitabın bildiğinden fazla bir şey bilmiyorlardı. Bunların<br />

çoğu da yahudiliği benimsemiş Himyer kabilesinden kimselerdi.<br />

Bu kimseler Müslüman olduktan sonra, şer'i hükümlerle ilgili olmayan, yaratılışın<br />

başlangıcı ve gelecekte vuku bulacak olaylara ilişkin haberler gibi hususları koruyup<br />

rivayet ettiler. Ka'b El-Ahbar, Vehb bin Münebbih ve Abdullah bin Selam gibi şahıslar<br />

bunlardandı. İşte tefsir kitapları bu konularda onlardan nakledilen haberlerle doldu. Ancak<br />

bu haberler sadece onlara dayandırılıyordu (yani bunları Hz. Peygamberden rivayet<br />

etmedikleri açık olarak biliniyordu). Bu tür haberler, içeriklerine göre hareket edilmesi<br />

gereken şer'i hükümler olmadıkları için, doğru olup olmadıklarıyla da ilgilenilmiyordu.<br />

Bu yüzden müfessirler, böyle haberleri almada rahat davrandılar ve tefsir kitaplarını bunlarla<br />

doldurdular.<br />

Söylediğimiz gibi bu haberlerin aslı, badiyelerde yaşayan ehli Tevrat'tır. Badiyelerde<br />

yaşadıkları (yani bedevi özelliklere sahip oldukları) için de naklettikleri bu haberlerin<br />

doğruluğunu araştırma gibi bir durumları yoktu. Bununla birlikte din ve ümmet içinde<br />

sahip oldukları konumlarından dolayı, yaygın bir şöhrete sahip olmuşlar ve o günden itibaren<br />

naklettikleri hususlar kabul görmüştür. Ancak daha sonra alimler, bütün bu haberleri<br />

gözden geçirip doğrusunu yanlışından ayıklama yoluna gitmişlerdir.<br />

Örneğin Mağrib'te EM Muhammed bin Atiyye o tefsirlerin tamamını özetleyip,<br />

yanlışlardan ayıklamıştır. O kitaplardaki rivayetlerin doğru görünenlerini seçip bir kitapta<br />

toplamıştır. Bu kitap Mağrib ve Endülüs halkı arasında yaygın bir şekilde elden ele dolaşmaktadır.<br />

Kurtubi de bu hususta onu katip etmiş ve aynı nitelikte bir kitap telif etmiştir.<br />

Bu kitap da doğuda meşhurdur.<br />

İkinci grup tefsirler ise, (seçilen) kelimeler, irc1bl7s, belagat ve değişik üslupların<br />

ifade ettikleri manalar, bunlarla hedeflenen amaçlar ve bunların anlam üzerindeki etkilerinin<br />

bilinmesi gibi dil esaslarına dayanır. Bu tefsirlerin birinci grup tefsirlerden bağımsız<br />

olduğu durumlar azdır. Çünkü esas olarak tefsirden amaç birinci grup tefsirlerdir.<br />

İkinci grup tefsirleri ise dilin ve dil ilimlerinin sanat haline gelmesinden sonra ortaya çıkmıştır.<br />

Evet, bazı tefsirlerin genel yapısını, ikinci türdeki yaklaşım oluşturur.<br />

Dilin özelliklerini esas alan ikinci gruptaki en güzel tefsirlerden biri Zamahşeri'<br />

nin "Keşşaf" isimli tefsiridir. Ancak eserin müellifi akaid olarak mutezile mezhebine<br />

mensuptur ve Kur'an ayetlerini belagat yönünden izah ederken kendi mezhebinin bozuk<br />

görüşlerini delil olarak gösterir. Onun için ehl-i sünnet alimleri, dil ve belagat yönünden<br />

bu eserin sağlamlığını ikrar etmekle birlikte, içindeki görüşler yüzünden eserden uzak<br />

durmuşlar ve bu konuda halkı da uyarmışlardır. Bununla birlikte eğer kişi, ehl-i sünnet<br />

17s<br />

Genel olarak irap, kelimelerin cümle içindeki dizilişleri (cümle yapısı) ve cümledeki konumuna göre (fail, meful gibi) kelimelerin<br />

sonun aldığı şekli (merfO, mansOp, mecrOr gibi) ifade eder.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!