25.01.2017 Views

ibn-i Haldun - Mukaddime 2

ibn-i Haldun - Mukaddime

ibn-i Haldun - Mukaddime

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

KIRK İKİNCİ FASIL<br />

İnsanlar İçinde Siyasetten Ve Siyasi<br />

Yaklaşımlardan En Uzak Olanların Alimler<br />

Olduğu Hakkında<br />

Bunun sebebi şudur: Alimler teorik düşünmeye, manaların derinliklerine dalmaya,<br />

zihinen o manaları, duyu organları ile idrak edilen şeylerden soyutlayıp bütünsel ve<br />

genel kurallar haline getirmeye ve bu kurallar ile -özel bir madde, kişi, nesil, toplum veya<br />

sınıf hakkında değil- genel hükümler vermeye alışkındır. Daha sonra bu bütünsel hükümleri,<br />

dışarıdaki şeyler üzerinde tatbik ederler. Aynı şekilde fıkıhtaki kıyasa olan alışkanlıklarından<br />

dolayı karşılatıkları meseleleri, onların benzerlerine kıyas ederler.<br />

Bundan dolayı verdikleri hükümlerin ve değerlendirmelerin tamamı zihinde kalır<br />

ve (uygulanabilirliği açısından) dış dünyadaki meselelere uygunluğu ancak (uzun ve<br />

ayrıntılı) araştırma ve değerlendirmelerden sonra sağlanır. Veya genel olarak bu uygunluk<br />

hiç söz konusu değildir. Çünkü dışarıda olan zaten zihinde olanın dalları olarak görülür.<br />

Tıpkı (Kur'an ve sünnetten çıkarılan) şer'i hükümlerin durumu gibi. Bu hükümler<br />

Kur'an ve sünnette bulunan (temel ilkelerin ve hükümlerin) dallarıdır ve esas olan dış<br />

dünyadaki meselelerin onlara uygun olmasıdır. Ancak akli ilimlerdeki görüşlerin ve değerlendirmelerin<br />

durumu farklıdır. Çünkü akli ilimlerde esas olan bu görüşlerin ve değerlendirmelerin<br />

dış dünyadaki meselelere uygun olmasıdır.<br />

Alimler her türlü görüş ve değerlendirmelerinde, (soyut) zihni ve fikri düşünmeye<br />

alışkındırlar ve bunun dışında bir şey bilmezler. Siyasi kişilik ise hariçteki (zihnin dışındaki)<br />

şeyleri ve onlarla ilgili durumları gözetmek ve dikkate almak zorundadır. Bunlar<br />

ise oldukça belirsizdir. Belki de onlarda, onları benzerlerinin hükmüne tabi kılmaya<br />

ve bütünsel hükümlerin kendilerine tatbik etilmelerine engel olacak hususlar vardır. Umranın<br />

durumlarından (toplumsal durumlardan) hiç biri, diğerine kıyas edilemez. Çünkü<br />

iki durum bir açıdan birbirine benzese bile, başka açılardan birbirine benzemeyebilir.<br />

Ancak alimler, hükümleri genelleştirme ve meseleleri birbirine kıyas etme alışkanlığına

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!