25.01.2017 Views

ibn-i Haldun - Mukaddime 2

ibn-i Haldun - Mukaddime

ibn-i Haldun - Mukaddime

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

-- IBN-I HALDÜN --<br />

762<br />

dan uzaklaşmak suretiyle, bağımsız olarak nefsini düzeltip ıslah edebilir" şeklindeki sözlerine<br />

gelince, bu SÖZ "nefsin, kendi zatından olan idraklerle neşelenip sevinmesi, (ahirette)<br />

vaat edilen mutluluğun kendisidir" anlayışına dayanır. Çünkü kötülükler nefsin tam<br />

olarak idrak etmesini engeller. Bu durum nefsin, cismani melekelere ve özelliklere sahip<br />

olmasından kaynaklanır.<br />

Mutluluk ve mutsuzluğun eserinin, cismani ve ruhani idraklerin ötesinde olduğunu<br />

açıklamıştık. Filozofların, nasıl yapılacağı bilgisine ulaşabilecekleri nefsi terbiye ve ıslah<br />

etmenin tek faydası, belirli ölçülere ve kurallara dayanan ruhani idraklerden elde edilecek<br />

neşe ve sevinçtir. Bunun ötesinde yapılması emredilen fiillere ve uyulması emredilen<br />

ahlak esaslarına dayanan, şar'in bize vaat ettiği mutluluk ise hiç kimsenin idrakinin<br />

kuşatamayacağı bir durumdur. Nitekim onların lideri olan Ebu Ali bin Sina bunun farkına<br />

varmış ve "El-Mebde ve'l-Mead" isimli kitabında şu anlama gelen şeyler söylemiştir:<br />

"Ruhani mead (dönüş, toplanış), akli burhanlar ve kıyaslar ile ulaşılabilecek (idrak edilebilecek)<br />

bir durumdur. Çünkü bu, tek bir nisbet ve tabii ölçü içinde ceryan eder. Onun<br />

için bu hususta burhanlara dayanma gücüne sahibiz. Cismani mead ve hallerinin ise,<br />

burhanlar ile idrak edilmesi imkansızdır. Çünkü bunda tek bir nisbet ve ölçü geçerli değildir.<br />

Bu konuyu bize hak olan Muhammedi şeriat açıklamıştır. Dolayısıyla bu konuda<br />

ona müracaat ederiz."<br />

Görüldüğü gibi bu ilim dalı, ondaki bazı hususların şeriata aykırı olmasının yanında,<br />

filozofların ulaşmak istedikleri hedefleri gerçekleştirmek için de yeterli değildir.<br />

Bildiğimiz kadarıyla onun tek bir semeresi vardır. O da, delillerin tertip edilmesi ve doğru<br />

olanlarının seçilmesi konusunda sağlam bir melekeye sahip olmak için zihnin bilenmesidir.<br />

Bunun sebebi, kıyaslamalardaki dtizen ve ölçülerin, mantık ilminde şart koştukları<br />

gibi, sağlam ve tutarlı bir şekilde ve tabii ilimler çerçevesinde yapılmasıdır. Onlar bu<br />

esasları daha çok tabii ilimler ve matematiksel ilimler gibi felsefi alanlarda kullanırlar.<br />

İşte bu sahalarda incelemelerde bulunanlar, şartlarına uygun olarak burhanları<br />

çok fazla kullandığı için, doğru delil getirmede sağlam bir melekeye sahip olur. Çünkü bu<br />

kurallar her ne kadar filozofların ilahiyat konularındaki hedefleri için yetersiz kalıyorsa<br />

da, yine de bildiğimiz kadarıyla, düşünce kurallarının en doğru olanlarıdır.<br />

llim ehlinin görüşlerine vakıf olmanın yanında, bu sanatın semeresi işte budur.<br />

Zararlarının ne olduğunu ise öğrenmiş bulunuyorsun. Bu konularda araştırma yapacakların,<br />

onların tehlike ve kötülüklerinden korunması gerekir. Bunun için, bu konulara kapanmadan<br />

önce tefsir ve fıkıf gibi şer'i ilimlere vakıf olup onlarla donanması gerekir.<br />

İslami ilimlere sahip olmadan bu konulara yönelenlerin, onların tehlike ve zararlarından<br />

korunma ihtimalleri çok azdır. Doğruya ve hakka ulaştırcak olan Allah'tır. "Eğer Allah bizi<br />

doğru yola iletıneseydi, kendiliğimizden doğru yolu bulacak değildik." (A'raf su.resi,<br />

43).

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!