25.01.2017 Views

ibn-i Haldun - Mukaddime 2

ibn-i Haldun - Mukaddime

ibn-i Haldun - Mukaddime

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

OTUZ BİRİNCİ FASIL<br />

Felsefenin Geçersizliği Ve Felsefeyle<br />

Uğraşmanın Kötülüğü Hakkında<br />

Bu ve bundan sonraki fasıl önemlidir. Çünkü bu ilimler umranda mevcuttur ve<br />

şehirlerde yaygındır. Dine verdiği zarar ise çoktur. Onun için bunların durumunu açıkça<br />

söylemek ve bunlar hakkındaki gerçek inanışı ortaya koymak zorunludur. Çünkü akıllı<br />

insanlardan bir grup, ister duyu organlarıyla algılanan maddi, ister duyu organlarıyla algılanamayan<br />

madde ötesi olsun, bütün varlıkların, sebepleriyle birlikte, zarlarının ve durumlarının,<br />

fikri bakış ve akli kıyas ile idrak edileceğini iddia ederler. Aynı şekilde onlara<br />

göre imani inanışların düzeltilmesi de, duyma ile (yani rivayet edilen vahiy kaynaklı haberlerle)<br />

değil, akıl ile olur. Çünkü bunlar akılla idrak edilen şeylerin bir parçasını oluşturur.<br />

İşte bu insanlar filowflar olarak isimlendirilir. Filozof, Yunanca bir kelime olup<br />

"hikmeti seven" anlamındadır. Evet, filowflar bu konudaki amaçlarına ulaşmak için paçaları<br />

sıvayıp çalışmaya koyuldular ve aklın, doğruyu yanlıştan ayırma faaliyetinde rehber<br />

edineceği bir kanun koyup, bunu da "mantık" olarak isimlendirdiler. Bunun özeti şudur:<br />

Doğruyu yanlıştan ayırmayı sağlayacan düşünce, somut varlıklardan alınmış manalar<br />

üzerinde yürütülen zihni bir faaliyettir.<br />

Önce tıpkı bir mührün nakışları ile onun balçık veya mum üzerine basılan suretinin<br />

birbirine uyuşu gibi, bu varlıklardan, onlara uyan suretler soyutlanarak alınır. (Duyu<br />

organlarıyla algılanan) somut varlıklardan elde edilen bu soyutlamalar (yani soyut anlamlar),<br />

"ilk akli idrakler" olarak isimlendirilir. Sonra bu bütünsel anlamlardan, eğer başka<br />

anlamlarla ortak noktaları bulunuyorsa, (her ikisini de kapsayacak şekilde) yeni soyutlamalar<br />

yapılır. Bu soyutlama zihinde diğerinden ayrılır. Sonra (bu son soyutlamayla) ortak<br />

noktaları olan başka anlamlardan yeni bir soyutlama yapılır. Ve bu soyutlamalar artık<br />

yeni soyutlamalar yapılamayacak olan, bütün varlıklara ve manalara uyan bütünsel ve<br />

basit (kompleks ve bileşik olmayan) anlamlara ulaşıncaya kadar devam eder. Bunlar yüksek<br />

cinslerdir.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!