01.06.2017 Views

bin-muhtesem-gunes

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

"Cenazeye bizzat katılmış. Mezarlarının başında dua okumuş. Bu nezaketine karşılık bir teşekkür armağanı<br />

olacak." Katı yumurtalardan birini daha kırdı. "Düşünceli, asil biri olduğunu duydum; hoşuna gidecektir."<br />

Çevrelerinde, kadınlar mutfağa girip çıkıyor, kurma kâseleri, masteva tabaklan, ekmek somunları taşıyor,<br />

hepsini oturma odasının zeminine serilmiş olan sofra'yz yerleştiriyorlardı.<br />

Arada bir, aylak aylak gezinen Tank görünüyordu. Şundan bir parça alıyor, bunun tadına bakıyordu.<br />

"Erkekler giremez," dedi Çiti.<br />

170<br />

"Dışarı, dışarı, aışarı, cııyc uagnuı v^n.a.<br />

Tank kadınların onu böyle tatlılıkla kışkışlamasına gülümsedi. Burada istenmiyor olmaktan, bu kadınsı<br />

atmosferi yan sıntkan, erkeksi bıçkınlığıyla bozmaktan keyif alır gibiydi.<br />

Leyla ona bakmamak için elinden geleni yapıyordu; bu kadınlara daha fazla dedikodu malzemesi vermeye<br />

hiç niyeti yoktu. Gözlerini yerden kaldırmadı, Tank'la hiçbir şey konuşmadı, ama birkaç gece önce gördüğü<br />

rüyayı anımsadı; ikisinin yüzleri, bir aynada, yumuşak, yeşil bir duvağın altında. Ve pirinç taneleri; erkeğin<br />

saçlanndan dökülüyor, tıpır tıpır aynaya çarpıyor.<br />

Tank patatesli tas kebabının tadına bakmak için tencereye uzandı.<br />

Çiti onun eline vurdu. "Ho bapa!" Tank yine de bir parça aşırdı, güldü.<br />

Artık Leyla'dan neredeyse bir baş uzundu. Tıraş oluyordu. Yüzü daha zayıf, daha köşeliydi. Omuzlan<br />

genişlemişti. Pilili pantolon, siyah parlak mokasen ve son zamanlarda (bahçede her gün kaldırdığı bir çift,<br />

eski, paslı halter sayesinde) iyice kaslanan kollannı gösteren, kısa kollu gömlekler giyiyordu. Yine son<br />

zamanlarda, yüzüne şakacı bir kavgacılık, diklenmeye hazır bir ifade yerleşmişti. Konuşurken, başını<br />

sıkılgan bir edayla hafifçe yana eğiyor, gülerken tek kaşmı kal-dınyordu. Saçlan uzamışa, alnına düşen<br />

perçemleri sık sık, gereksizce geriye atmak gibi bir huy edinmişti. Bu bıçkın, ya-n-sırıtış da yeniydi.<br />

Tank mutfaktan son kez kovalanırken, oğlanın annesi Leyla'yı çaktırmadan ona bakarken yakaladı. Kızın<br />

yüreği hop etti, gözleri suçlu suçlu kırpışn. Hemen önüne eğildi, doğranmış salatalıklan sürahideki<br />

sulandınlmış, tuzlu yoğurda katmaya koyuldu. Ama Tank'in annesinin onu izlediğini hissedebiliyordu;<br />

dudaklannda hafif, bilen, onaylayan bir tebessümle.<br />

171<br />

Erkekler tabaklarını doldurdular, bahçeye götürdüler. Onlar alacağını aldıktan sonra, kadınlarla çocuklar yer<br />

sof-r«Jsının etrafına dizilip, karınlarını doyurdular.<br />

Sofra kaldırıldıktan, bulaşıklar mutfakta üst üste yığıldıktan, kimin yeşil kimin siyah istediğini anımsamaya<br />

çalışarak çay demleme curcunası başladıktan sonra, Tank başıyla bir işaret yaptı, kapıdan dışarıya süzüldü.<br />

Leyla beş dakika bekledi, sonra onu izledi.<br />

Delikanlıyı üç ev ileride buldu; iki komşu evin arasındaki dar-ağızlı geçidin başında, duvara yaslanmıştı.<br />

Üstat Eval Mir'den, eski bir Peştun şarkısı mırıldanıyordu:<br />

Da ze ma ziba vatan, Da ze ma dada vatan. Bu bizim güzel vatanımız, Bu bizim sevgili vatanımız.<br />

Sigara içiyordu; bu yeni alışkanlığı da Leyla'nın onu son günlerde birlikte gördüğü oğlanlardan kapmıştı.<br />

Leyla onlara katlanamıyordu; Tarık'ın bu yeni arkadaşlarına. Hepsi de birörnek giyiniyordu; pilili pantolonlar,<br />

kollarını, göğüslerini meydana çıkaran, dar tişörtler. Hepsi çok fazla tıraş losyonu sürüyor, hepsi sigara<br />

içiyordu. Mahallede gruplar halinde, çalımlı çalımlı dolanır, şakalaşır, yüksek sesle güler, hatta bazen kızlara<br />

laf atarlardı; suradannda hep o aynı, budala, kendinden hoşnut sırıtma. Bunlardan biri, Sylvester Stallone'yi<br />

şöyle böyle, son derece uzaktan andırmasına dayanarak, kendisine ısrarla Rambo dedirtiyordu.<br />

"Annen sigara içtiğini bilse, öldürür seni," dedi Leyla; geçide girmeden önce sağı solu güzelce kolaçan<br />

ederken.<br />

"Ama bilmiyor," dedi oğlan. Kıza yer açmak için yana kaydı.<br />

172<br />

"Her an öğrenebilir tabii."<br />

"Kim söyleyecek? Sen mi?"<br />

Leyla ayağıyla hafif hafif yere vuruyordu. "Sırrını rüzgâra fısıldarsan, ağaçlara söylediği için suçlayamazsın."<br />

Tank gülümsedi; tek kaşı yine havalanmıştı. "Kim demiş bunu?" '<br />

"Halil Cibran."<br />

"Hava atmaya da bayılırsın."<br />

"Bir sigara versene."<br />

Delikanlı başını hayır anlamında salladı, kollarını kavuşturdu. Bu duruş, poz dağarcığına yeni girmişti: sırt<br />

duvarda, kollar kavuşturulmuş, sigara ağzının bir köşesinden sarkıyor, sağlam bacağı umursamazca<br />

kıvrılmış.<br />

"Neden vermiyorsun?"<br />

"Sana dokunur," dedi oğlan.<br />

"Ama sana dokunmaz?"<br />

"Ben kızlar için sigara içiyorum."<br />

"Hangi kızlar?"

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!