01.06.2017 Views

bin-muhtesem-gunes

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

"Geçen gece radyo dinliyordum. Amerika'nın Sesi. İlginç bir istatistik duydum. Afganistan'da dört çocuktan<br />

biri, beş yaşını bulamadan ölüyormuş. Aynen böyle söylediler. Dolayısıyla... Dur... Ne var? Nereye<br />

gidiyorsun? Buraya gel. Derhal buraya dön!"<br />

Meryem'e şaşkın gözlerle baktı. "Nesi var bunun?"<br />

O gece, yeni bir tartışma başladığında Meryem yatağın-daydı. Sıcak, kuru bir yaz gecesiydi; Kabil'de<br />

Saratan ayına özgü, tipik gecelerden. Meryem camları açmış, esinti yerine sivrisineklerin geldiğini görünce<br />

de kapamıştı. Dışarıda, top-<br />

244<br />

raktan yükselen sıcağı hissedebiliyordu; bahçedeki kulübenin buğday esmeri, budaklı tahtalarını yalayarak,<br />

duvarlara tırmanarak, odasına sızıyordu.<br />

Genellikle münakaşalar birkaç dakika sonra hız keser, tav-sardı, ama bu seferki yanm saattir sürdüğü gibi,<br />

giderek kızışıyordu da. Raşit artık bağırıyordu. Kızın sesi tiz ama sakıngandı. Az sonra bebek de yaygarayı<br />

bastı.<br />

Meryem kapılarının sertçe açıldığını duydu. Sabah, kapı tokmağının yuvarlak izini, koridorun duvarında<br />

bulacaktı. Kendi kapısı bir hışım açılıp Raşit içeri dalınca, doğrulup<br />

oturdu.<br />

Adamın üzerinde beyaz külotuyla fanilası vardı; koltuk altlarında sarımsı ter lekeleri. Ayağında terlikleri.<br />

Elinde bir kemer vardı, kızla kıydığı nikâh için aldığı, kahverengi deri olanı; delikli ucunu eline dolamaktaydı.<br />

"Senin marifetin," diye hırladı, kadına doğru seğirtirken. "Bal gibi farkındayım."<br />

Meryem yataktan yere kaydı, geri geri çekildi. Kollan içgüdüsel olarak göğsünde, adamın genellikle ilk hedef<br />

aldığı yerde kavuşmuştu.<br />

"Sen neden söz ediyorsun?" diye kekeledi.<br />

"Beni reddetmesi. Senden öğreniyor bunları."<br />

Yıllar içinde, Meryem onun hakaretlerine, aşağılama ve alaylarına, azaninna karşı kendini kaulaştırmışü.<br />

Ama bu korkuyu bir türlü denedeyemiyordu. Bunca yıldan sonra, adamı ne zaman bu şekilde hırlarken, kanlı<br />

gözleri ışıldar, kemeri yumruğuna sararken görse, zangır zangır titremeye başlıyordu - hâlâ. Kaplanın<br />

kafesine salıverilen keçinin, kaplan başını pençelerinden kaldırıp baktığında, tıslamaya başladığında<br />

kapıldığı korkuydu bu.<br />

Şimdi kız da odadaydı; gözleri irileşmiş, yüzü çarpılmışa.<br />

245<br />

"Onu bozacağını tahmin etmeliydim," dedi Raşit tükürür gibi. Kemeri salladı, kendi baidınnda denedi. Tokası<br />

yüksek sesle çınladı. .<br />

"Kes şunu, basr diye haykırdı kız. "Raşit, bunu yapamazsın."<br />

"Odaya dön."<br />

Meryem birkaç adım daha çekildi.<br />

"Hayır! Sakın yapma!"<br />

"Odaya dön. Hemen!"<br />

Raşit yeniden kemeri kaldırdı, Meryem'e doğru savurdu.<br />

Aynı anda, şaşırtıcı bir şey oldu. Kız ona saldırdı. İki eliyle koluna yapıştı, aşağı indirmeye çalıştı, ama tek<br />

yapabildiği, daha da havaya kalkan kolla birlikte havalanmak, kolun ucundan sallanmak oldu. Yine de,<br />

adamın hızını kesmiş, Meryem'e yönelik hamleyi yavaşlatmıştı.<br />

"Bırak!" diye böğürdü Raşit.<br />

"Tamam, kazandın! Sen kazandın. Yapma bunu. Lütfen, Raşit, dayak yok! Lütfen yapma."<br />

Bir süre böyle boğuştular; kız ona asılıyor, yalvarıyor, gözlerini şaşkınlıktan donup kalan Meryem'e dikmiş<br />

olan Raşit, ondan kurtulmaya çalışıyor.<br />

Sonunda, Meryem dayak yemeyeceğini anladı; bu gece değil. Adam diyeceğini demişti. Birkaç dakika daha<br />

bu pozda kaldı; kolu havada, göğsü inip kalkıyor, alnında ince bir ter tabakası. Sonra, yavaş yavaş kolunu<br />

indirdi. Kızın ayakları yere değdi, ama kolu yine de bırakmadı, adama güvenmez-miş gibi. Raşit kolunu<br />

hızla, sertçe çekip kızdan kurtardı.<br />

"Gözüm üstünde," dedi Meryem'e, kemeri omzuna atarken. "İkinizin de... Kendi evimde kimse beni ahmak<br />

durumuna düşüremez."<br />

Meryem'e son, öldürücü bir bakış fırlattı, yanından geçerken de Leyla'yı sırtından itekledi.<br />

246<br />

Meryem kapılarının kapandığını duyunca yeniden yatağına ormandı, başını yastığın altına gömdü,<br />

titremenin geçmesini bekledi.<br />

O gece üç kez uykusundan uyandı. İlkinde, batıya, Kar-teh-Çar tarafına düşen roketlerin gümbürtüsüne.<br />

İkincide, bebeğin aşağıdan gelen ağıdına; kızın onu susturmaya çalıştığını, süt şişesine çarpan kaşığın<br />

çınlamasını duydu. Sonuncuda onu yatağından kaldıran, susuzluk oldu.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!