22.11.2014 Views

ayetler_renkli

ayetler_renkli

ayetler_renkli

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

anlayışı Şam yönetim anlayışının aynısıdır. Bu yönetim, toplumun üçte birini muhbir, geri<br />

kalanını sürü haline getirmek ve bastonu ele alarak gütmektir. Bunu bilmek için<br />

müneccim olmaya gerek yoktur. Çünkü ulu önderimiz:"yarının insanını bu günden<br />

yapıyorum, yarının toplumunu bu günden kuruyorum " der. Bugün yarattığı insan<br />

mentalitesini ve oluşturduğu rejimi iyice inceleyin, yarınki rejimi açıkça görürsünüz. Bu<br />

gün beşyüz dalkavuğu varsa, devlet kurulduğunda onların sayısi yüzbine yükselir. Bugün<br />

bin ispiyoncusu varsa, devlet kurulduğunda bir milyona çıkar. Bugün üç ayda bir altı<br />

cariye değiştiriyorsa, toplumun tümüne hakim olduğunda bunların sayısı daha da artar,<br />

sayısız hale gelir. Bugün ortalama yılda yüz kişiyi idam ediyorsa devlet kurulduğunda<br />

günde yüz kişi idam eder. Şimdi" serok Apo " ise, devlet kurulduğunda kendisini<br />

Kürtlerin atası ilan eder. Şimdi her eve zorunlu olarak Fotoğrafı asılıyorsa, devlet<br />

kurulduğunda her evin önüne bir heykelini dikmeye çalışır. Evlerin bütün bölümlerine,<br />

trenlere, uçaklara, garajlara, barajlara, bağaclara, binalara, dağlara, taşlara, ağaçlara,<br />

hastahanelere, postahanelere, lokantalara ve havada dolaşan büyük balonlara fotoğrafını<br />

astırır. Şimdi Sexuebun ve Berxuedan, Özgürhalk dergilerinde sadece kendi yazdığı<br />

yazıları yayınlattırıyorsa, Güney Kürdistan’da kurduğu radyodan kendi kitaplarını gün<br />

boyu okutturuyorsa; devlet kurduğunda radyo ve televizyonlar günün 24 saatinde onun<br />

konuşmalarını verir, <strong>ayetler</strong>ini okurlar. Şimdi diktatör olan, devlet kurulduğunda herhalde<br />

demokrat olmaz! Bu gün binlerce, yüzbinlerce insan canla başla çalışır, çatışır, ölürken,<br />

kendi yaşamları hakkında söz sahibi değillerse, herşeylerini veriyorlarsa ve Şam’da oturan<br />

diktatör herşeyin sahibiyse, devlet kurulduğunda herkes devlet`e, devlet ona çalışır.<br />

Ülkemizin bir parçası, sömürge bir gücün aracı olmaktan kurtulabilirse, kuracağı düzenin<br />

bir diktatöre hizmet etmemesinden yanayım. Apo zihniyetinde Kürt halkının olanakları ve<br />

insan gücü heder olur; sonrası tasviye olma akibeti her an gündemdedir.<br />

Yine Şam`daki gelişmelere dönüyorum. Orada önemli gelişmeler yaşanıyordu; kendini<br />

ortaya koyan KUM sorunu vardı. Ulu önderimiz bundan kurtulmak istiyordu. Gerilla da<br />

ulu önderimizin kendi değimiyle, çizgiye gelmeyen ve çizgisine karşı gelen, çizgiyi<br />

uygulamayan ve kökeni Diyarbakır cezaevi direnişcilerinden olan kırk kişi soruşturmaya<br />

alınmıştı. Büyük bir bölümü komutan düzeyinde kişilerdi. Ulu önderimize göre bunlar ya<br />

yola gelmeli ya da "hal" edilmeliydiler.<br />

Meclis yeni bir otorite olma yolunda idi, gerillada ise kırka yakın komutan çizgiye<br />

uymuyordu. Bunları tasviye etmek, diktatörlüğün sürdürülmesi için kaçınılmazdı.<br />

Güneyde alınan yenilgi, Talabani ile kurulan taktik ilişki, Talabani’nin ateşkes önerisi,<br />

gelişmelerin boyutunu genişletti. Duruma göre Talabani’nin önerisi kabul edilecek, ona<br />

duyulan ihtiyaçtan dolayı yakınlık arttırılacak, T.C ne meşrulaşmayı teyit etmeye<br />

çalışacak, diğer Kürt gurupları ile "cephe kurka" söylemi geliştirilecek, bu hengemede<br />

kırk komutanın yargılanıp işi bitirilecek, meclis çalışmaları fes edilecek, dikkatler başka<br />

konulara çekilecekti. Böylece bu büyük tasviye olayı gerçekleştirilirken, diğer Kürt<br />

guruplarının da sesi kesilmiş olacaktı. Zaten ulu önderimiz bizimle yaptığı bir konuşmada:<br />

"dağdaki yargılamalar başlamış durumdadır, yargılanmaların güvenlikli sürmesi için<br />

ateşkes durumu iyi bir fırsattır. Ateşkesin süresini yargılanmaların bitimine göre<br />

ayarlıyacağım" diyordu. Bu korkunç gerçek 1993 telsiz konuşmalarında da mevcuttur.<br />

Meclis çalışmalarını, daha doğrusu meclisi fesh ederek : "bunun yerine diğer Kürt<br />

guruplarıyla bir cephe çalışması yapacağız" demesi, meclis olgusunu sonraya ertelemesi,<br />

asılsız bir propagandanın ötesine geçmeyecektir. Cephe çalışmasının gündeme alınması,<br />

diğer Kürt guruplarını iç tasviyeler karşısında sesiz bırakma taktiğidir. Ulu Önderimiz bu<br />

taktiğini yürürlüğe sokarken bizim, yanımızda kalan Cemil Bayık`ın, Rıza Altun`un<br />

Avrupa’da kalan Mustafa Karasu’nun ve savaştaki gerilla komutanlarının hiç birisinin<br />

görüşüne baş vurulmadı.<br />

Cemil Bayık’la aynı evde kalıyorduk, O da bizim gibi herşeyden habersizdi. Rıza Altun<br />

ara sıra yanımıza gelip gidiyordu, yalnız Talabani’nin ateşkes ile ilgili önerisinin<br />

görüşüleceğinden haberdardı. Gerilla komutanlarının zaten hiç birşeyden haberi yoktu.<br />

Nitekim ateşkes ile ilgili basın toplantısından sonra ulu önderimizin gerille komutanları ile<br />

yaptığı telsiz konuşmalarını okuduğumda, gerilla komutanları:" keşke bu ateşkesten daha

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!