22.11.2014 Views

ayetler_renkli

ayetler_renkli

ayetler_renkli

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

olarak PKK`ye katılan Edip, 12 Eylül öncesi Kars`ta PKK bölge sorumluluğu yapmıştı. 12<br />

Eylül darbesinden sonra Lübnan sahasına geçerek uzun süre burada eğitim görmüş,<br />

1984`te ulu önderimizin vekili ve Avrupa koardinatörü olarak Avrupa`ya gitmişti. Burada<br />

diğer Kürt gruplarına, ulu önderimize içten içe muhalefet geliştirenlere karşı terör estirmiş<br />

ve pek çok yurtsever ve devrimciyi ulu önderimizin talimatıyla katletmişti. Ulu<br />

önderimizin Avrupa`daki kalıpcı anlayışlarının mimari olmuştu. Tüm bunlara rağmen<br />

Avrupa`da tutuklanan Edip, önce idam cezasına çarptırılarak, ardından Yunanistan`a<br />

gönderilerek oradan da Mardin eyalet koardinatörlüğüne atandı. Ancak Edip Türkiye<br />

partisi çalışmaları gündeme gelince Eskişehirli kasap kızı olan Elif`le Türkiye Partisi<br />

çalışmaları için Đstanbul`a gitti. Buna öfkelenen ulu önderimiz, Kemalist metodlarını<br />

devreye soktu. Artık Edip ile Elif nerede olurlarsa olsunlar hal edilmeliydiler. Đstanbul`da<br />

ulu önderimizin talimatlarını alan kullar, faaliyete geçip onların izini buldular. Durumu<br />

ulu önderimize ilettiler. Bir talimat üzerine "topal Osman" (24) hazırlıklarını<br />

tamamladıktan sonra yanına bir kişiyi daha alarak Đstanbul`da bir Mardinli’nin evinde<br />

pusu kurdu. Gece karanlığı bastığında Edip ile Elif pusu kurulan eve girip kapıyı<br />

kapatıyorlar. Evde saklananlar, Edip`in başına bir un çuvalı geçirerek boğuyorlar! Böylece<br />

70 yıl önce Đstanbul`a parti kurmaya giden Mustafa Suphi, Mustafa Kemal`in emriyle<br />

Karadeniz’de boğdurulurken, Edip de aynı amaçla, parti kurma amacıyla Đstanbul`da iken,<br />

ulu önderimizin emriyle başı çuvalın içine geçirtilip boğduruldu. Sıra cesedi imha etmeye<br />

geldiğinde, Edip`i boğanlar, başına çuval geçirilmiş ceseti Đstanbul`un bir çöplüğüne<br />

götürüp, üzerine benzin dökerek yakıyorlar.<br />

Ulu önderimize Edip`in yürüttüğü çalışmalar hakkındaki bilgiler gerekli olduğu için; Elif<br />

Şam`a götürüldü. Bilgiler aldıktan sonra "af" edilerek, gözetim altında Türkiye Partisi<br />

faaliyetlerine gönderildi. Daha sonra bilinmeyen bir yerde, bilinmeyen metodlarla yok<br />

edildiğini tahmin ediyorum. Çünkü bu yok edilme "Polis Elif`i kaçırdı" biçiminde kullar<br />

arasında yansıtıldı ve Elif konusu da böyle kapatılmış oldu. Yirmi yıldır devrimci<br />

mücadelede yer alan Elif`in ardından, ne bir satırlık yazı, ne de bir açıklama yapıldı.<br />

Bunlar çogumuz gibi bir frankenstayn yarattılar. Bu frankestayn, yaratıcılarini yiyerek<br />

geri kalanların içine korku salıyor!<br />

Gök yüzünün ucsuz bucaksızlığı denizin enginliğinde… Ulu önderimizin<br />

düşüncelerimdeki yıkık, harabe dünyasının kalıntılarıyla Beyrut sokaklarına dalıyorum.<br />

22 Agustos 1993 Beyrut<br />

Bölüm: 8<br />

Ateş olmayan yerden duman çıkmaz. Ben size yalnız dumanı değil, ateşi de<br />

gösteriyorum.<br />

Öğle satlerine yakın uyandım. Duş aldıktan sonra kahvaltımı yaptım. Đnsan bir işle<br />

uğraşmayınca zaman geçmiyor, dakikalar, saatler, günler, geceler haftalar uzuyor da<br />

uzuyor. Pasaport vize sorunumu nasıl çözeceğim? Kızılhaç: "Bir ülke sana vize verirse,<br />

pasaport sorun değil, onu biz hal ederiz." diyor. Ama bildiğim kadarıyla vize almak sorun<br />

değil, bu konu kafamı kurcalıyor, gidip bir Hüseyin`le konuşayım diyorum. Lübnan`da<br />

telefon başlı başına bir sorun, oysa günümüz dünyasında telefon sistemi, bir ülkenin sinir<br />

sistemidir. Lübnan`da savaş her şeyi harabeye çevirdiği gibi, telefon sisteminide harabeye<br />

çevirmişti. Lübnan`ın sinir sistemi bozuk olduğundan kolay kolay duymaz ve duyurmaz.<br />

Öğleden sonra odamdan çıkıp aşağıdaki salona iniyorum. Vestiyerde çalışana telefon<br />

açılıp açılamayacağını soruyorum "Dakikasi dört dolar" diyor. Bu, Lübnan parasıyla 7<br />

bin, Türk parasıyla 40 bin lira ediyor. Đşin kötüsü Hüseyin evde olmazsa kaseti konuşacak,<br />

kasete de para ödeyeceğim. Sonra ya Allah deyip telefon tuslarına basıyorum. Karşı<br />

tarafta telefon kalkınca seviniyorum, merhabalaştıktan sonra:<br />

"Merak etme. Kızılhaç, durumunu uluslararası AF örgütüne, Gazeteciler Birliğine ve<br />

PEN`e yazmış. Bu dört kuruluş Almanya ve Belçika`nın sana vize vermesi için<br />

girişimlerde bulunacak. Fazla üzülmene gerek yok, en kısa zamanda geleceksin" deyince<br />

"Biraz acil olsun, buralarda daha fazla kalamam, selamlar gözlerinden öpüyorum " diyor,

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!