22.11.2014 Views

ayetler_renkli

ayetler_renkli

ayetler_renkli

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

senin elinde bir araç, "ney’im" Neycinin elinde ney neyse, ben de senin elinde öyleyim.<br />

Beni sen yarattın, sen görevlendirdin, sen güç ve yetki verdin, sen söyledin; ben<br />

söylediklerini yaptım, sana güvendim ve geldim. Eğer beni öldürürsen, ikimizin yaptıkları<br />

anlaşılmasın diye öldüreceksin. Ama anlarlar. Beni anlayacakları gibi seni de anlarlar. Hiç<br />

bir şey anlamasalar da senin korkun seni ele verir. Senin uyguladığın yöntemler her yerde<br />

açığa çıkıyor. Kurbanlar, katiller, Cemaller, kaçanlar, intihar edenler çoğalıyor. Bunlar<br />

seni ele veriyor, verecekler de. Ben intikamımı aldım. Ve bundan sonraki Astyages<br />

yöntemlerin Harpagoslar yaratmaya devam edecektir.<br />

Terzi Cemal'la ilgili kitabı bitirmeden kaçtım. Çünkü sorgucum Diyarbakır cezaeviyle<br />

ilgili kitabı yazmamı istiyor, talimatı dayatıyordu. Bu kitapla Diyarbakır cezaevinde<br />

direnen herkesi mahkum edecek, ilerde katledilecek arkadaşlarımın idamı için bu günden<br />

iddianame görevi görecek kitabı yazacaktım. Arkadaşlarım, halkım ve tarih karşısında<br />

suçlu duruma düşmemek için kaçmam gerekiyordu ve kaçtım.<br />

20 Eylül 1993 Almanya<br />

Bölüm: 15<br />

"Ben yazdığım için suçlu değil, o yazdıkları mi yaptığı için suçludur."<br />

Sabah erkenden Kızılhaç komitesine gitmeye karar veriyorum. Dün para almak istedim<br />

"yarın" dediler. Kendi paramı da taksitle veriyorlar. Otelde sıkıldığımdan Kızılhaç<br />

komitesine gidip gelmek benim de işime yarıyor.<br />

Servis arabası beni Hamra çarşısına bıraktı, komiteye yaya olarak gidiyorum. "Hotel San<br />

Lezaro" nun tam karşısına gelmiştim ki aniden Hacı'yla karşılaştım. Beni görünce "Yahu<br />

Hoca nerelerdesin? Ben de seni arıyorum." diyerek yanıma geldi. Tokalaştıktan sonra<br />

"Saçını başını düzeltmiş, yeni elbiseler giymişsin. Nerdeyse seni tanımayacaktım." dedi.<br />

Hacı beni oyalamaya çalışırken, ben de onu nasıl atlatacağımı düşünmeye başladım.<br />

Planımı yapıp kararlaştırdıktan sonra onunla Kızılhaç binasına doğru yürürken, Hacı bana<br />

"durumunu Cuma arkadaşa anlattım. " gelsin işine baksın, öldürecek olsaydık burada<br />

öldürürdük" dedi. Seni çok aradım, fakat ortalıktan kayboldun. Başkanın da haberi olmuş.<br />

Arkadaşlara kızmış. Rıza'yı görevden alarak Botan'a göndermiş." diyor. Artık kesinlikle<br />

beni bırakmayacağını söylüyordu. Sadece dinliyor ve yürüyorum. Kızılhaç komitesinin<br />

bulunduğu binanın tam karşısına geldiğimizde "Hacı, parti aleyhinde bir tek kelime<br />

kimseye anlatmadım. Đsteseydim burada basın toplantısı yapar, her şeyi açıklardım."<br />

dedim. Ve benden ayrılmasını istedim. Kabul etmeyince "Kızılhaç komitesine gideceğim,<br />

işim var" dedim. "Ben de seninle gelirim" deyince "gelirsen durumu açıklamak zorunda<br />

kalırım, iyi olmaz." dedim. Anlamıyor, gelmek istiyor. Onu terk edip asansöre doğru<br />

gidince gelmekten vazgeçti.<br />

Kızılhaç komitesinde görevli Marie ve Muhsin'e beni gördüklerini, birinin kapıda<br />

beklediğini söylüyorum. Amacım bir an önce parayı alıp dışarı çıkmak ve bir taksiye<br />

atlayıp oradan kaybolmaktı. Yarım saatte ancak parayı alabildim. Aşağı indiğimde Hacı<br />

beni bekliyordu. Kızdım, beni takip etmemesini istedim. Ama Hacı talimat almış, beni<br />

bırakmak istemiyordu. Yaptığının doğru olmadığını anlatmaya çalışırken bir taksi hızla<br />

yanımıza geliyor. Đçinden iki kişi iniyor. Taksi sürücüsünün bana tercümanlık yapan<br />

süpermarket sahibinin oğlu olduğunu öğrenince Hacı'nin marketten telefon ettiğini<br />

çıkarıyorum.<br />

Taksiden inen diğer adam, benimle tokalaşıyor. Türkçe ve Kürtçe bilmiyor, Arapça<br />

konuşuyor. Hacı'da adamın söylediklerini bana tercüme ediyor."Adamın Beyrut'ta<br />

oturduğunu, evinin geniş olduğunu, orada kalabileceğimi " söylüyor. Teşekkür ediyorum,<br />

geri geri Kızılhaç binasının alt salonuna giriyorum. Çok kritik bir an'ı yaşadığımı<br />

anlıyorum. Kürtçe bilmeyen adamdan daha çok kuşkulanıyorum. O Hacı'yla birlikte beni<br />

zorla taksiye sürüklemek istediklerinde, yumruklaşmak üzereyiz. Tam bu sırada Kızılhaç<br />

komitesinde çalışan iri yarı bir genç çekiştiğimiz salona girdi. Hacı'yla tanımadığım adam,<br />

asansörü bekleyen gencin gitmesinden sonra beni taksiye sürüklemek niyetinde olduklari

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!