22.11.2014 Views

ayetler_renkli

ayetler_renkli

ayetler_renkli

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

yatağın üstünde ve üç battaniye altında tir tir titriyordu. Odanın ölgün mum ışığında siyah<br />

saçları ve kömür karası gözleri parlıyordu. Roza'nin odasındaki soğuk, bana 1981 kışını,<br />

Diyarbakır tercitlerinin soğuğunu hatırlattı. Fakat şimdiki fark; ben orada tutuklu, burada<br />

savcıydım. Odanın kapısından içeri girdiğimde Roza ayağa kalkıp hazırol vaziyeti almak<br />

istedi. "Hayır otur" dedim, oturduktan sonra "sigaram yok" dedi. Cebimdeki paketi<br />

verdim. Roza sigarayı içerken "önderliğin zehirlemek istemişsin, tutuklamanın nedeni<br />

budur, biliyor musun?" dediğimde, peki sen bu iddiaya inanıyor musun?" sorusunu sordu.<br />

"Benim inanıp inanmamam önemli değil, ne olmuşsa bana yaz" diyorum. Roza bir "Ahh!"<br />

çekip bir süre soluğunu tuttuktan sonra konuşmaya başlıyor:<br />

"Selim arkadaş, ben Diyarbakır’lıyım ama Ankara'da büyüdüm. Dev sol'a sempati<br />

duyuyordum, sonra PKK sempatizanlarıyla tanıştım. Süre içinde ilişkilerim ilerleyince;<br />

işimi ailemi terk ederek akademiye geldim. Devrimcilik yapmak, ülkemin bağımsızlığı<br />

için savaşmak istiyordum. Fakat burada başka şeylerle karşılaştım. Haklı olduğum halde<br />

"düşkün" oldum. Daha önce bu odada günlerce işkence gördüm, senin o adi karın bizzat<br />

saçlarımı çekti, kafamı duvara vurdu, diğerleri beni dipçiklediler. Ben kimseyi öldürmek<br />

veya zehirlemek için buralara gelmedim. Daha önce ve şimdi buraya neden konulduğumu<br />

bir ben, bir de başkanımız biliyor ve suçumu kimseye söylemiyeceğim!"<br />

Bana anlat, bana güvenmiyor musun, diye soruyorum:<br />

"Hayır bana işkence yaparsınız."<br />

"Benim işkence yapacağıma inanıyor musun?"<br />

"Sen yapmazsın ama, oyapacak adam bulur" diyor.<br />

"Ben burada olduğum sürece sana kimse işkence yapamaz"<br />

"Ahh! Sen hala gerçeği anlamamış ve görmemişsin, bundan dolayı sana anlatsamda<br />

inanmayacaksın" deyip susuyor.<br />

"Eşim seni nasıl döver?" diye soruyorum. Amacım insanlara yapılan işkencelerin dozunu<br />

ve yöntemlerini öğrenmekti. Anlatıyor, dinledikçe nefret ediyorum, başımı önüme eğip<br />

düşünüyorum. Hayır! Bunlar PKK'li olamaz. PKK mazlumların, horlananların, işkence<br />

görenlerin, zulme, sömürüye ve işkencecilere karşı olanların partisiydi. Biraz daha<br />

düşününce; Selim sen hala o partiyi arayacak kadar safsın dedim kendi kendime.<br />

Uzun süre başlarımız önümüzde, bakışlarımız yerde öylece suskun kaldık. "Đşkence<br />

yapanların suçu yok, yaptıran var" diyor, zeki kız. Açık vermemek için;" yanlış<br />

düşünüyorsun, o yönetim adi kişilerden oluşmuştu. Niye şimdi sana işkence yapılmıyor?<br />

Önderlik bana 'git işkence yap' dese yapmam. Fakat kendim yaparsam yaparım,<br />

yapmadım diye rapor yazarım" dedim. Kız, mantığı ve sistemi anlatmaya başlayınca;<br />

kendimi Diyarbakır cezaevinde yüzbaşı Esat Oktay'dan sonra gelen Abdullah Kahraman<br />

gibi görüyorum. O da cezaevinde yeni göreve başladığı zaman: "Đşkence yapmak devletin<br />

politikası değildir, her şeyi o namusuz Esat yaptı" diyordu. Suskun ve düşünceli olduğumu<br />

gören Roza: "Peki eşinin bu kadar adileşmesinin nedenleri üzerinde hiç düşündün mü<br />

?"diye sorarak suskunluğumu bozmak istiyor.<br />

"Eşimin adileştiğini biliyorum, fakat nedenlerini henüz anlamış değilim. Bırak seni, bana<br />

bile Diyarbakır cezaevinde görmediğim işkenceleri yaptı. Cezaevi konfaransı yapıldığı<br />

zaman, geceleri arazide yattığımız için bitlenmiştik. Bizim Ferhan Güllü askeri<br />

elbiselerimizi sıcak suyla kaynatıyordu; bitler ölsünler diye, sıcak suya bir avuc<br />

D.D.atıyor, elbiseleri iyi durulamadan kurutuyordu. Elbiseleri giydik, öyle sıcağında<br />

vucudumuz terleyince D.D.T ter gözeneklerinden vucuda giriyor ve ard arda düşüyoruz.<br />

Gece bizi Bar Elas´ta ki bir Filistin hastanesine kaldırıyorlar, komaya girdiğimizden<br />

dördümüzünde erkeklik organından hortumla sidik torbasındaki zehirli idrarı çıkarıyorlar.<br />

Ölümden kurtularak akademiye geri döndük.<br />

Cezaevi konfaransında asla kabul edemiyeceğim görüşleri kabul etmek zorunda<br />

kaldığımdan, sinirlerim gergin, sıkıntıdan patlamak üzereyim. Đdrar yollarımda müthiş bir<br />

yanma var, kalkıp tuvalete gidiyorum, agrı dahada artıyor. Ama idrar gelmiyor. Sidik<br />

torbasına giden kanalın sinirden, sıkıntıdan kapandığını bilmiyorum. Su içtikçe<br />

böğrümdeki ağrılarım artıyor. Ard arda tuvalete gidiyorum, zorlanıyorum. Đdrar<br />

gelmeyince ağrılara dayanmayıp inliyor ve bağırıyorum. Đnleme ve bağırma seslerim ta

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!